| Yukarı gelebilir misin? Daha bir sürü eşyam var. | Open Subtitles | هلّا ساعدتني بالأعلا لدي العديد من الأغراض بالأعلا. |
| Toparlanacak bir kaç eşyam daha var dairemde hazırlayacağım şeyler. | Open Subtitles | مازال علي حزم الأغراض بعض الأشياء في شقتي |
| Ama döndüğümde, eşyam gitmiş olursa, seni suçlarım. | Open Subtitles | لكن إن عدت و وجدت أشيائي ناقصة، سأسع خلفك. |
| İşin özeti, senden çok daha fazla eşyam var. Adalet işte. | Open Subtitles | الخلاصة هي أن لدي أغراض أكثر منك بكثير، العدل هو العدل. |
| Hey, koyacak mısın onu? Benim eşyam! Benim evim! | Open Subtitles | أنت أترك هذه الأشياء هذه أغراضي وهذا منزلي |
| - Çık dışarı hemen. - Ama eşyam..? | Open Subtitles | أخرج من هنا - لكن، قلادتي - |
| Bekle. Benim hiçbir eşyam yok, yani... | Open Subtitles | انتظري, ليس لدي امتعة مسجلة باسمي |
| Çocukken en sevdiğim eşyam Akıllı Bıdık bebeğimdi. | Open Subtitles | أحد أفضل مقتنياتي عندما كنتُ طفلاً كانت دمية هوكلبري هاوند |
| Aman Tanrım, çok fazla eşyam var. | Open Subtitles | يا للهول لديّ الكثير من الأغراض |
| Fazla eşyam yok. | Open Subtitles | . فليس لدى الكثير من الأغراض |
| Fazla eşyam yok. | Open Subtitles | . فليس لدى الكثير من الأغراض |
| Diyorum ki, benim çok fazla eşyam var. | Open Subtitles | ...أقصد فحسب أنني لدي الكثير من الأغراض |
| Bir kaç eşyam için yer açıyorum. | Open Subtitles | فقط أضع مساحة لـ بعض أشيائي |
| O kadar sık oluyor ki evinde bir çekmece eşyam var Travis, bilirsin dış fırçası, şampuan, Jessica Simpson saç eki. | Open Subtitles | غالباً ما يحدثُ أنني أترك بعضاً من أشيائي في منزله ترافيس) أنتَ تعلم) فرشاة أسنان ، شامبو مجموعة ملحقاة الشعر |
| O benim özel eşyam. | Open Subtitles | هذه أشيائي الخصوصية |
| Fazla eşyam yok. Bir kucak dolusu şey ve annemin kolyesi. | Open Subtitles | ليس لديّ الكثير، بضعة أغراض صغيرة وقلادة كانت ملكاً لأمي |
| Bir sürü küçük eşyam var, mutfak gereçleri mesela ve ayakkabı çekeceklerim. | Open Subtitles | لدي كل هذه الأمور الصغيرة، أغراض المطبخ وأدوات ارتداء الأحذية خاصتي. |
| eşyam yok ki. | Open Subtitles | ليس لدي أي أغراض |
| Dışarıda birkaç parça eşyam var. | Open Subtitles | لقد صادف وجود بعض أغراضي بالخارج |
| Görünen o ki benim birçok eşyam garaja gidecek. | Open Subtitles | الكثير من أغراضي تم إبعادها إلى المرآب |
| Fazla eşyam yok. | Open Subtitles | - كلا، ليس عندي امتعة كثيرة |
| Uzun lafın kısası, gelecekte bu madalyonun düğünümdeki "eski eşyam" olacağına kendi kendime söz vermiştim. | Open Subtitles | خلاصة الموضوع .. أنا وعدت نفسى المستقبلية أن العقد سيكون ضمن حاجياتى القديمة عند الزواج |