"edebileceğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • بإمكانك
        
    • بإمكانه
        
    • بوسعك
        
    • قادر
        
    • بوسعه
        
    • بامكانه
        
    • بإمكانكِ
        
    • قادرا
        
    • بوسعكَ
        
    • بأمكانك
        
    • بإمكانها
        
    • بوسعها
        
    • لكنهم يدمرون
        
    • نوعيًا أن
        
    • أن بإمكان
        
    Belki senin İngilizin kimliğini tespit edebileceğini düşünüyor. Open Subtitles هو يعتقد أن ربما بإمكانك أن تكشف عن هوية الرجل الإنجليزي
    - Ciddi misin? Beni de dahil edebileceğini düşündüm. Open Subtitles أنا فقط فكرت أنك بإمكانك إضافتي لا أرى ضررا في هذا
    - Ne? Bir sorun olmadan tamir edebileceğini, garajda çalıştığını söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت أن بإمكانه اصلاحه بلا متاعب وأنه يعمل في الورشة0
    Tut şunu. Demek bana ateş edebileceğini sandın? Open Subtitles امسك هذا ,هل تظن انه بوسعك ان تطلق النار علي ؟
    Sen, katliamdan hemen sonra buraya gelip krallığın uyumunu altüst edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles لقد جئت هنا, ممتنعاً عن قتل بعض السُمر الفارين وتظن بأنك قادر على إفساد تناغم مملكتنا؟
    Bir canavarın benim gibi bir kadını mutlu edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles أتظن أن وحشاً مثلك بوسعه أن يصنع السعادة لفتاةٍ مثلي ؟
    Artık beni elde edebileceğini sanıyor. İşte bu yüzden. Open Subtitles لأنه يعتقد أن بامكانه الحصول عليّ الآن ، هذا السبب
    Tahmin edemeyeceğini biliyorum, sadece bunu takdir edebileceğini düşündüm. Open Subtitles أعلم أنه لا يمكنك التنبؤ ظننت فقط أن بإمكانك التوقع
    Bana yardım edebileceğini umuyordum. Doğru değerini bulacağına eminim. Open Subtitles كنتُ أتساءل لو كان بإمكانك أن تساعدني في معرفة قيمتها الحقيقيّة
    Ters psikoloji ile beni manipüle edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles أتعتقد أنّ بإمكانك التلاعب بي بعلم النفس العكسي؟
    Ve onu suçladığımda, bu komik yalanı uydurup örtbas edebileceğini düşündü. Open Subtitles وعندما اتهتمه ظن أن بإمكانه تغطية الأمر بهذه الكذبة السخيفة
    Her şeyi yok edebileceğini zannediyor. Çalıştığımız her şeyi. Open Subtitles يظن أن بإمكانه القضاء على كل شيء عملنا لأجله
    Tek bir virüsün bile bütün bir sistemi yok edebileceğini biliyorsun, ayrıca kopylar orjinallik ve çeşitliliğe köreltiyor. Open Subtitles هناك احتماليّة أنّ فيروس واحد بإمكانه تدمير مجموعة كاملة من الأنظمة، والنسخ لا يزيدوا من التنوّع والأصالة
    Garip çünkü onları kontrol edebileceğini sanıyorsun, ama... Open Subtitles الغريب أنك تحسّ أنه بوسعك أن تتحكم بها, ولكن..
    Bana yardım edebileceğini de biliyorum. Ancak sen yardım edebilirsin, tamam mı? Open Subtitles وأدري أن بوسعك مساعدتي، فأنت الطبيب المنشود، حسنًا؟
    Bu ayaktakımını kontrol edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles أتظن حقاً إنك قادر أن تقود هؤلاء الرعاع؟
    Baronları geri dönmeye ikna edebileceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تظن أنك قادر على اقناع النبلاء بالتراجع؟
    Artık bir genç kız ama bir doktorun yardım edebileceğini sanmıyorum. Open Subtitles إنها مراهقة الآن، لكن لا أظن هُناك طبيب بوسعه مُساعدتها.
    Trish'e zarar vermek istemediğini hatırlatmaya çalış... ya da bunları telafi edebileceğini söyle. Open Subtitles دعيه يعتقد انه لم يقصد ايذاء تريش و ان بامكانه اصلاح ذلك
    Burayı tek başına idare edebileceğini düşünüyor musun? Open Subtitles هل تعتقدين أن بإمكانكِ التعامل مع هذا المكان لوحدك ؟
    İnsanlarına ne olduğu hakkında size yardım edebileceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تعتقدين أن دافوس هذا قد يكون قادرا على أن يساعدك لمعرفة ما حدث لقومك ؟
    Baş edebileceğini düşünüyorsun ama günün birinde baş edemiyorsun. Open Subtitles تظنّ بوسعكَ أن تحملّه، ثم ذات يومٍ لا تستطيع
    Evet , Seni bütün gün bekleyemem parlak çocuk. İşte , idare edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles أوشكت أن أنتظر طوال اليوم, سوني أعتقد بأنّك بأمكانك أن تنظم؟
    Sana yardım edebileceğini düşündüğümüz için onu da davet ettik. Open Subtitles ‫وقد طلبنا منها الحضور الليلة ‫لأننا نظن أن بإمكانها مساعدتكِ
    İçine öfke dolunca bir şeyleri alaşağı edebileceğini gördüm. Open Subtitles ورأيت ماذا بوسعها أن تُدمر عندما تغضب
    - İtiraz edebileceğini unutmuşum. Open Subtitles لكنهم يدمرون المدينة - نسيت عادتكِ في الجدال -
    Aslında Felicity'nin onu ele geçirmemize yardım edebileceğini düşünmüştüm. Open Subtitles {\pos(190,220)}أملت نوعيًا أن تساعدنا (فليستي) على حيازته.
    Çılgına döner... ve, ayrıca adamın yardım edebileceğini düşünüyorum. Open Subtitles إضافة إلى أني اظن أن بإمكان الرجل أن يساعدنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more