| İçinde kontrol edemediğin bir şeyler kıpırdattığını söyle. | Open Subtitles | اخبرها بانها حركت شئ ما بداخلك لم تستطع التحكم به |
| Kendini kontrol edemediğin için, pisliğin teki uyuşturucumu çaldı. | Open Subtitles | لم أعرِف أنها كانت شيطانة اِختلس بعض الحمقى كوكاينى لأنك لم تستطع التحكم في نفسك؟ |
| Kendine yardım edemediğin için bana yardım etmek istedin. Bir de üzerine yüklü bir çek aldın. | Open Subtitles | لقد اخترت أن تساعدني لأنك لم تستطع مساعدة نفسك ، و هذه هي الفرصة |
| İçinde kontrol edemediğin bir şeyin olması nasıldır bilir misin? | Open Subtitles | أتعرفين شعور أن يكون شيئاً بداخلكِ لا تستطيعين التحكّمَ به؟ |
| Korktuğun her şeyi yak. Kontrol edemediğin her şeyi yak. | Open Subtitles | تحرقين كل شي تخافين منه تحرقين كل شيئ لا تستطيعين السيطرة عليه |
| Scott'u düşün. Gücünü kontrol edemediğin için, sevdiğin adamı öldürdün. | Open Subtitles | فكري ب سكوت لقد قتلتي الرجل الذي تحبين لأنكِ لم تستطيعي التحكم بقواكِ |
| Tıpkı kendine ailenin öldüğünü bile itiraf edemediğin gibi. | Open Subtitles | كما أنكِ حتى لم تستطيعي أن تعترفي لنفسكِ بأنهم ماتوا |
| Silahlarını yok edemediğin sürece, bize pek fazla yararı olmaz. | Open Subtitles | إذا لم تستطع إبطال أسلحتهم لن يصبح الوضع جيدا |
| Silahlarını yok edemediğin sürece, bize pek fazla yararı olmaz. | Open Subtitles | إذا لم تستطع إبطال أسلحتهم لن يصبح الوضع جيدا |
| Sadece, senin asla cesaret edemediğin şeyi yaptım. | Open Subtitles | حسنا، لقد قمت فقط بما لم تستطع أبداً أن تقوم به |
| Bana söylemeye cesaret edemediğin için üzgünüm. | Open Subtitles | اسفة انك شعرت انك لم تستطع اخباري |
| Roma'ya haber gönderildi. Senin mağlup edemediğin düşmana karşı Pompey'in zaferi duyurulacak. | Open Subtitles | وتم إرسال إرسالية لـ(روما)، تحمل اسم (بامبي) كمنتصر على عدو لم تستطع قمعه |
| Senin temsil edemediğin birini bularak Jesicca'yı etkilemeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | ،(إذا كنت أسعى لتغيير رأي (جيسيكا لا أستطيع اختيار أيّ موكّل، بل عليه أن يكون موكّلاً لم تستطع أنت أن تقنعه |
| Ama sadece onlara yardım edemediğin zamanlarda | Open Subtitles | فقط عندما اعتقدت بأنك لا تستطيعين ان تساعديهم |
| İçinde bir şeylerin gezinmesinin ne demek olduğunu bilmiyorsun! Kontrol edemediğin bir şeylerin. | Open Subtitles | لا تعرفين معنى أن يسكنك شيء ما شيء لا تستطيعين التحكم به |
| Kontrol edemediğin şeyler için harap oluyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، أنت تدمرين كل ما لا تستطيعين أن تسيطري عليه |
| Bu yüzden mi döndün yani, onu kontrol edemediğin için mi? | Open Subtitles | ألهذا عدتِ لأنكِ لا تستطيعين السيطرة عليه؟ |
| Kontrol edemediğin bir şey yüzünden seni kovamazlar. | Open Subtitles | لا يمكنهم طردكِ بسبب شيء لا تستطيعين التحكم به. |
| - Espri anlayışım, ...yok edemediğin birkaç şeyden biri. | Open Subtitles | - أنها أحدى الامور القليلة لم تستطيعي الاعتماد عليها |
| Kontrol edemediğin bir dalga gibi sana üstün geldi. | Open Subtitles | و تحكم بكِ الأمر و لم تستطيعي التحكم به |
| Onu kalmaya ikna edemediğin zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكري كيف أنك لم تستطيعي جعله ينام؟ |