| Uzun bir süredir görsel efekt işinde çalışıyorum. Uzun bir süredir de biliyorum ki yeterli eforla herhangi birini herhangi bir şey hakkında kandırabiliriz. | TED | أعمل في مجال المؤثرات البصرية منذ وقت طويل وأعلم منذ وقت طويل أنه وبالجهد الكافي يمكننا خداع أي شخص بأي شيء. |
| Özel efekt bölümünde bir kavga başladı! | Open Subtitles | هنالك قتال قد اندلع في مستودع المؤثرات الخاصة |
| Bunun benim ayarladığım bir çeşit şaka, özel efekt sanacaklar. | Open Subtitles | أنها مزحة، وأني قمت بتزييفه بطريقة ما، إنها مؤثرات خاصة |
| Ve sizi temin ederim burada kesinlikle bir efekt yok, ne mikrofonda ne de herhangi bir şeyde. | TED | ويمكنني أن أؤكد لكم أنه لم تكن هناك أي مؤثرات على الإطلاق على هذا الميكروفون على الإطلاق. |
| Bu büyük nesnelere kafana takma, onlar özel efekt. | Open Subtitles | لا تهتمى بتلك الاشياء الكبيرة انها تأثيرات خاصة |
| Oh, sonunda ne olduğu gayet açık. ondan sorasını özel efekt uzmanı halledecek. | Open Subtitles | من الواضح جداً ماذا سيحدث في النهاية ثم سيتولى جماعة التأثيرات الخاصة الباقي |
| Dün gece sana söyledim, en son fikre göre Beth, Karig tarafından yazılmış efekt programı yüzünden kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد أخبرتك الليلة الماضية أن النظرية الحالية هى أن (بيث) أختطفت بسبب (برنامج (سى جى اى) كُتب بواسطة (كريج |
| Bu güzel bir efekt, değil mi yarbay? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هذه المؤثرات جيده, أيها الرائد هوقس؟ |
| Bunların zaten efekt olarak ekleneceğini biliyordum fakat yine de olabildiğince gerçekçi olmaya çalıştım. | Open Subtitles | أعلم بإنهم سيستخدمون المؤثرات البصرية لكنني حاولت أن أظهرها قدر الإمكان |
| Şu adam özel efekt uzmanımız. He ain't all there. | Open Subtitles | إن ذلك الشخص هو رجل المؤثرات الخاصة إنه ليس الكل في الكل |
| Bak, kredi kartımı alın ve bir yağmur makinesi çalmak için özel efekt deposuna girmede kullanın. | Open Subtitles | خذ بطاقتي الإئتمانية. استخدمها لاقتحام مخزن المؤثرات الخاصة, واسرق واحدة. |
| son dakikada eklediğimiz bir kaç... ucuz efekt dışında. | Open Subtitles | عدا بعض المؤثرات البصرية الرخيصة التي أضفناها للدقيقة الأخيرة |
| Son yıllarda filmlerde çok fazla özel efekt kullanıyorlar. | Open Subtitles | افلام هذه الايام بها مؤثرات خاصه كثيره جدا |
| Her şey özel efekt. Her şey havaya uçuyor. | Open Subtitles | انها كلها مؤثرات خاصة كل ما يفعلونه هو تدمير وتفجير الاشياء |
| Özel efekt kullanıldığına ya da kurcalandığına dair iz yok. | Open Subtitles | لا يوجد إشارات على وضع مؤثرات خاصة أو التلاعب |
| Şimdi karşınızda, bir özel efekt stüdyosundaki kızgın editörün bilgisayarından: | Open Subtitles | الآن أقدم، مباشرة من الكمبيوتر لمؤلف غاضب في منزل ذات تأثيرات مميزة، |
| Yapay karakterli ve olay örgüsüz boş bir özel efekt filmi için çok şatafatlı bir tören. | Open Subtitles | رجل, هنا الكثير من مظاهر الترف و المظاهر لفيلم لا يحتوي على اي تأثيرات خاصة ولا شخصيات كارتونية او مؤامرات |
| Bunu gizli kalmış bir sürü şeyin ortaya çıkması için büyük bir fırsat olarak görüyorum. "Görevimiz Tehlike 3" filmini çekerken, harika bir görsel efekt ekibimiz vardı. | TED | وأنا أشعر بأن هذه فرصة مذهلة لنرى ماذا هنالك أيضا. عندما صنعت فيلم 'المهمة: المستحيلة .. الجزء الثالث' كان لدينا تأثيرات بصرية مذهلة. |
| Yeni efekt videosunu gördün mü? | Open Subtitles | أرأيت الفيديو المعروض ذو التأثيرات الرائعة؟ |
| Sen şu özel efekt büyücülerinden değil misin? | Open Subtitles | ماذا , اذا انت لست أحد سحرة التأثيرات الخاصة ؟ |
| Bolivya'ya özgü görünmeliydi ve dediğim gibi efekt bütçemiz düşüktü. | Open Subtitles | حسناً علي جعلها أن تبدو بوليفية وكما قلت لدينا ميزانية قليلة على التأثيرات |
| Ama herkes bu efekt programının onlarca milyon dolar değerinde olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | قد تكون فى المُقدمة لما يصل إلى النصف (لكن الجميع يظن أن برنامج (سى جى أى يساوى العشرات من الملايين |
| Şimdi izleteceğim ise filmdeki en sevdiğim görsel efekt. | TED | التأثير البصري المفضل لدي في الفيلم هو الذى سأعرضه عليك الأن. |