Bu efsanelerin süregelmesinin sebebi vampirlerin gerçek olmasından dolayı olabilir mi? | Open Subtitles | أليس من الممكن أن تلك الأساطير قائمة لأن مصاصي الدماء حقيقين؟ |
Çünkü hala şamanların, ormanın ruhuna şarkılar söylediği, nehirlerin kaynadığı ve efsanelerin gerçek olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | TED | لأننا نعيشُ في عالمٍ حيث ما زال الشامان ينشدون لأرواح الأدغال، حيثما تغلي الأنهار. حيث الأساطير تخرج للحياة. |
efsanelerin bir kısmı gerçeğe dayanır. | Open Subtitles | حسناً , العديد من الأساطير يتم أخذها من الوقائع الحقيقية |
Ne yazık ki, hayır. Avrupa'daki efsanelerin sonu acıklıdır. | Open Subtitles | للأسف لا الأساطير الاوربية نهايتها غامضة أو حزينة |
Huzursuz, aç ölülerle ilgili kulaktan kulağa dolaşan şehir efsanelerin yerini mantıklı düşünceler aldı. | Open Subtitles | واصبح العقل يحل محل الاساطير المهوسة بحراك الميتين الجائعين |
efsanelerin en önemli yanı bazen doğru çıkmalarıdır. | Open Subtitles | المشكلة في الأساطير هي أنها أحياناً تكون حقيقة |
Bugün bir insan, tanrılara efsanelerin nasıl hayat bulduğunu gösterdi. | Open Subtitles | بهذا اليوم الإنسان أرى الزعماء من ماذا تصنع الأساطير |
Tahminime göre, nerede bir efsane varsa, orada bir anomali bulacağız. Tüm yapmamız gereken, tüm bu efsanelerin tarihini doğru bir şekilde konumlandırmak. | Open Subtitles | إعتقادي انه حيثما توجد اسطورة توجد هالة كل ما علينا فعله هو تأريخ هذه الأساطير بدقة. |
Ve bence, efsanelerin bu kadar güçlü olmasının sebebi budur. | Open Subtitles | و أعتقد أن هذا ما يعطي لهذه الأساطير قوتها |
Belli bir noktaya kadar tecavüzün kadın için çok zararlı olduğunu anlamışlardır fakat bu efsanelerin çoğunda herhangi bir acıma görmemiz söz konusu değildir. | Open Subtitles | تفهّموا في مرحلة ما أن الاغتصاب مؤذ بلا شك للمرأة. ولكن لا يتضح من معظم تلك الأساطير وجود تعاطف على الإطلاق. |
Eğer efsanelerin orijinallerine bakacak olursanız, kahramanların kendilerine, tabiri caizse, savaşçılara bakmış olursunuz. | Open Subtitles | ،إن عدتَ لتلك الأساطير الأصلية ،فإنك ستتأمل لأبطال بحد ذاتهم بل محاربين إن شئت |
efsanelerin doğduğu yer. Kumda karşına çıkmaya cesaret edeceklere acırım. | Open Subtitles | حيث تسطع الأساطير وأنا أخاف على من سيقاتلك |
efsanelerin ve kâbusların gerçek olduğu bir dünyada yaşıyorsun artık. | Open Subtitles | إنّك تعيش في العالم الآن حيث الأساطير والكوابيس حقيقية. |
Hakkımdaki tüm o onursuz efsanelerin hepsi yalan değil. | Open Subtitles | وليست كل تلك الأساطير الغير مُنمقة عني حقيقة. |
Hakkımdaki tüm o onursuz efsanelerin hepsi yalan değil. | Open Subtitles | وليست كل تلك الأساطير الغير مُنمقة عني حقيقة. |
Beni kötüleyen efsanelerin hepsi yanlış değil. | Open Subtitles | ليست كل الأساطير الغير مغرية عني عير صحيحة |
Siz efsanelerin ziyareti bizi çok heyecanlandırdı. | Open Subtitles | نحن متحمسون جداً لزيارتكم لنا أيها الأساطير. |
Bazı efsanelerin cehalete değil de gerçek olaylara dayandığına inanmak o kadar tuhaf mı? | Open Subtitles | ولكن من الغريب جداً لنؤمن بأنّ بعض الأساطير مبنية فعلاً على وقائع فعلية وليس مجرد جهل؟ |
En büyük efsanelerin de öncesinde uzun zamandır unutulmuş bir tarih yatar. | Open Subtitles | وخلفها ...الاساطير العظمى هناك تاريخ نسي لفتره طويله |
Ben şahsen Tanrı'ya inanmasam da efsanelerin çocuklar üzerinde faydalı etkileri olabilir. | Open Subtitles | رغم أنّني شخصياً لا أؤمن بالرب، قد تكون الخرافات مفيدة جدّاً للأطفال. |
Tabi karanlık efsanelerin de pek yardımı dokunmuyor. | Open Subtitles | وأساطير الظلام لا تساعد تماماً |