Bunu hiç anlamadım, bunu hiç anlamadım çünkü; herkes bilir ki; eğer çiftçilik yapıyorsan, ekinleri Temmuz ve Ağustos'ta ekmezsin. | TED | لم أتمكّن أبدا من فهم ذلك، لأنّه من المنطقيّ إن كنت مزارعا، لا تقوم بزراعة المحاصيل شهر يوليو و أغسطس. |
Kasabayı yerle bir edip, ekinleri yakıp zencileri ölesiye korkutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يهاجمون بعنف و يدمرون المحاصيل قد أخافوا الزنوج بشدة |
Üç yıl önce o ekinleri oraya ektirmeseydim şimdiye kadar açlıktan ölmüş olurduk. | Open Subtitles | إن لم أقم بزراعة تلك المحاصيل بالخارج منذ 3 سنوات، لكنا متنا جوعًا |
Bahçeyi soğuk mevsim ekinleri için hazırla. | Open Subtitles | خططي الحديقة الشتوية من أجل محاصيل البرد |
Çiftçilerin ekinleri için suyuna ihtiyaçları olmasa ona arka çıkmazlar. | Open Subtitles | هو بسبب أنهم بحاجة الى مياهه من أجل محاصيلهم |
Matta 13.24'de ekin tohumlarının arasına kötü tohumlar karıştırıp ekinleri mahvetmeye çalışan bir grup düşmanın hikayesi anlatılır. | Open Subtitles | في سفر ماثيو، الجزء 13، الآية 24 هناك مثل عن نفر من الأعداء زوعوا بذورًا سيئة مع البذور الجيدة ليفسدوا المحصول |
Kont Satigny. Hala dışarıda ekinleri incelemeye devam ediyor. | Open Subtitles | أنه في الخارج يدرس محصول الذرة |
Küf mantarı hastalıkları ekinleri mahvediyor. | TED | دمّرت العدوى الفطرية المحاصيل الزراعية. |
Bu ekinleri bugün yapabileceğimizden daha hızlı yapabileceğimiz anlamına geliyor. | TED | هذا يعني أننا نقدر على زراعة المحاصيل بطريقة أسرع مما يمكن فعله اليوم. |
Yağmur. Afrika bereketlidir. ekinleri üretebilirler. | TED | أنها الأمطار. أفريقيا عذراء. يمكنها أن تنجب المحاصيل. |
DOLU FIRTINASI ORTA KANADA'YI SÜPÜRÜYOR BUĞDAY EKİNLERİ MAHVOLDU | Open Subtitles | العاصفه الثلجيه تجتاح كندا وتدمر المحاصيل. |
Toprak ekinleri yutmuş ve hayvanlar toza dönüşmüş. | Open Subtitles | المحاصيل ابتُلعتْ بالأرض والحيوانات عَرضتْ وتَحوّلتْ إلى تراب |
Düşünün; ekinleri her yıl birkaç kez yetiştirip, açlığa son vermek, | Open Subtitles | تخيلوا زرع المحاصيل طوال السنة منهين بذلك الجوع |
Düşünün; ekinleri her yıl birkaç kez yetiştirip,açlığa son vermek, | Open Subtitles | تخيلوا زرع المحاصيل طوال السنة منهين بذلك الجوع |
Ne ekinleri büyütmekten anlarım... ne de "ekomoni"den. | Open Subtitles | انا لا اعرف شيء عن زراعة المحاصيل ولا عن الاقتصاد |
ekinleri mahveden ve köyü tehdit eden bu cadılar. | Open Subtitles | إنهم السحرة من يدمرون المحاصيل وهم من يهددون أمن القرية |
Sen ve senin türün, ekinleri harap ettiniz, halkımı tehlikeye attınız ve sen, bütün krallığımı yok etmeyi tasarlıyorsun. | Open Subtitles | ، أنتِ ونوعيتك تدمرون المحاصيل ، عرضتي حياة شعبى للخطر وتنوين تدمير مملكتي |
ekinleri bozulmadan önce hasat kaldırmak için eve dönmek istiyorlarmış. | Open Subtitles | يريدون العوده لديارهم ليحصدوا المحاصيل قبل تتلف |
Bahçeyi soğuk mevsim ekinleri için hazırla. | Open Subtitles | خططي الحديقة الشتوية من أجل محاصيل البرد |
Hindistan'da ekinleri sular altında kalmış çiftçilerle tanıştım. | Open Subtitles | بالهند قابلت مزارعين الفيضانات أغرقت محاصيلهم حرفيًا |
Şimdi söylüyoruz işte. ekinleri korumak için bunu sakladık. | Open Subtitles | الآن نخبرك تكتّمنا عن الأمر لحماية المحصول |
Sonuçta patronun ekinleri. Hadi gidelim burdan. | Open Subtitles | أنه محصول الرئيس دعنا نخرج من هنا |
Bu arazide, bu iğrenç ekinleri her gördüğümde hayalim gözlerimi acıtıyor. | Open Subtitles | كُلَّ مَرَّةٍ l يَرى هذه المحاصيلِ القبيحةِ في هذه الأرض المُقفَرّةِ الخضراءِ... يَلْسعُ حلمُي عيونُي. |