"elbisesini" - Translation from Turkish to Arabic

    • فستان
        
    • فستانها
        
    • ثوب
        
    • الفستان
        
    • ملابسها
        
    • ملابسه
        
    • ثوبها
        
    • رداء
        
    • لباس
        
    • فساتين
        
    • بفستانها
        
    • بدلته
        
    • بدله
        
    • فساتينها
        
    - Bayanın elbisesini konuşuyorduk. Open Subtitles ـ لا شئ ـ لقد كنا ننتاقش حول فستان هذه السيدة ـ إنه فظيع
    Düğün elbisesini 10.000'inci kez denemek için dışarı çıktı. Open Subtitles ذهبت لتجرب فستان .زفافها للمرة الـ 10000
    Giyinme odasındaydık, beyaz elbisesini giymişti başı öne eğik olarak ve elleri masanın üzerinde sessizce oturuyordu. Open Subtitles كانت في حجرة الرسم الحمراء مرتدية فستانها الأبيض جالسة في سكون تام وجبهتها منحنية ويداها على المائدة
    Teşekkürler ama şu düğün elbisesini iade eden müşteriyle ilgilenmeliyim. Open Subtitles شكراً، لكن ينبغي أن أنتهي من مسألة إعادة ثوب زبونتي.
    Karısı ve ben cenaze elbisesini birlikte seçtik. Open Subtitles هو و زوجته و أنا التي اختارت الفستان الذي دفناها به
    Yatak odasına gidip elbisesini değiştirdi ve bir not bıraktı. Open Subtitles لقد اختفت فى الحجره لتبدل ملابسها لتترك ملحوظه صغيره
    Siz kendi elbisesini yapan tanıdığım tek adamsınız. Open Subtitles أنت الرجل الوحيد الذي أعرفه يصنع ملابسه بنفسه
    Annesi, onun elbisesini Bloomingdales'ten alıyormuş. Open Subtitles قالت أن أمها اشترت لها "ثوبها من "بلومينجدايلز
    Erken kalkıp cenaze elbisesini dikmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أستيقظ مبكراً غداً وأخيط فستان دفنها.
    Yarım saat önce, Blair'i Serena'nın elbisesini giyen o kızla konuşurken gördüm ve sonra hemen tüydü. Open Subtitles قبل نصف ساعة رأيت بلير تتحدث إلى تلك الفتاة التي ترتدي فستان سيرينا ثم انطلقت مسرعة
    Nedime elbisesini denemek için erken ayrıldım. Open Subtitles غادرت باكراً من أجل قياس فستان إشبينة العروس حقاً ؟
    Hiçbir genç kadın düğün gününde başka bir kadının elbisesini giymemeli. Open Subtitles لا يجدر بأي امرأة أن ترتدي فستان امرأة أخرى في يوم زفافها
    Ama elbisesini tersten giymişti. Open Subtitles فقط كان فستانها ترتديه على الجانب الاخاطىء
    Eski siyah beyaz elbisesini giymis. Open Subtitles يبدو أنها ارتدت فستانها القديم الأبيض والأسود
    Sanirim o eski siyah beyaz elbisesini giymis. Open Subtitles يبدو أنها ارتدت فستانها الأبيض والأسود القديم
    Sandıktan annesinin elbisesini alabilir. Open Subtitles يمكنها أن تأخذ ثوب أمها ، إنه في الصندوق
    Annemin elbisesini bu bencil ineğin üzerinde görmektense binlerce kez ölmeyi tercih ederim! Open Subtitles أفضّل أن أموت ألف مرّةٍ من أن أرى ثوب أمي على تلك البقرة الأنانية
    "Nancy vişne rengi kadife elbisesini giyiyordu. Open Subtitles نانسي كانت ترتدي ثوب أحمر وردي مصنوع من القطيف و أخيها
    Karısı ve ben cenaze elbisesini birlikte seçtik. Open Subtitles هو و زوجته و أنا التي اختارت الفستان الذي دفناها به
    Sonra Vic dişerliyle onun elbisesini çıkarır ve ısırır! Open Subtitles ثم من الممكن أن يستخدم هو اسنانه لكى يخلع ملابسها و يعضها
    Beli açıktaydı. elbisesini altından çıkardım. Open Subtitles لقد كان الشق يصل إلى الظَهْر لقد إضطررت إلى فك طيِّ ملابسه فحسب
    elbisesini kucaklamak... Güzel hareketti doğrusu. Open Subtitles تمزيق ثوبها الصغير كان لمسة بارعة
    Birinci Dünya Savaşı için, çizmelerini ve elbisesini giyinip, arkadaşıyla birlikte nöbete gitmişti. Open Subtitles للحرب العالميه الاولى ضع رداء على اولئك , اذهب لزيارة رجل كبير السن
    Pudralanmış ve en iyi elbisesini giymişti. Open Subtitles تَزيّنت بأجمَل زينة و ارتَدت أجمل لباس لديها
    Ve kadının istediğin elbisesini ve mücevherini alabilirsin. Open Subtitles وبذلك يمكنك اخذ أي فساتين أو جواهر من هذه السيدة
    Tek yapman gereken elbisesini çekmek, ta ki memelerim görünene kadar mı? Open Subtitles كل ما عليك فعله هو ان تمسك بفستانها حتى أتعرى...
    O da deliye dönmüş. Çünkü takım elbisesini falan mahvetmişler. Open Subtitles . و من ثم جن جنونه لأنهم لطخوا بدلته أو شيء كهذا
    400 dolarlık takım elbisesini mahvettiler diye hayatının geri kalanını intikam almak için harcayacakmış. Open Subtitles لذلك قرر أنه سيقضي بقية حياته في صراع مع الحمام لأنهم لطخوا بدله ثمنها 400 دولار
    En iyi elbisesini giyerdi. Open Subtitles كانت ستلبس أفضل فساتينها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more