"elektron" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإلكترون
        
    • إلكترون
        
    • الإلكترونات
        
    • الإلكتروني
        
    • إلكتروني
        
    • إلكترونات
        
    • ألكترون
        
    • الالكترونات
        
    • الالكترون
        
    • الالكتروني
        
    • الألكترونات
        
    • إلكتروناً
        
    • مجهر
        
    elektron, daha büyük bir yörüngeye sıçramak için enerji kazanmalıdır. Open Subtitles على الإلكترون أن يحصل على طاقة للقفز إلى مدار أوسع
    Kendimizi elektron boyutuna küçültebildiğimizi ve bir fare tıklamasına yerleştirdiğimizi hayal edelim. TED دعونا نتصور أننا يمكن أن نتقلص إلى حجم الإلكترون ونحقن أنفسنا في نقرة الفأرة.
    Bir yerlerde bir elektron yörüngesinden çıkıyor. TED في مكان ما، يتحرر إلكترون من مجال طاقته.
    Yani Thompson, ilk atomaltı parçacığı keşfetmişti. Yani bu günümüzde bildiğimiz elektron. TED لذا اكتشف طومسون أول جسيم دون الذرية، التي نطلق عليه الآن الإلكترونات.
    Eğer bir elektron mikroskobu resmine bakabilseydiniz şöyle birşey görürsünüz Burada ki parçalar inanılmaz derece karmaşıktır TED إذا نظرت إلى صورة بالمجهر الإلكتروني سترون هذا. كل هذا يبدو متشابها، وبالتالي فهذه القطعة هنا معقدة بشكل لا يصدق.
    Dalgalar bir alıcı tarafından toplanıyor ve elektron silahıyla boş ekrana fırlatılıyor. Open Subtitles الموجات يتم جمعها بواسطة مستقبل وتمر عبر أنبوب إلكتروني إلى شاشة فارغة
    Deneyler gösterdi ki her bir atomun çekirdekten de ufak olan ve elektron bulutu tarafından çevrilmiş küçücük ve yoğun çekirdeği var. TED وجدت التجارب أن لكل ذرة نواة صغيرة جدًا وكثيفة، محاطة بسحابة إلكترونات تفوقها في الصغر.
    Buna benzer şeyler kuantum ölçeğindeki fiziksel sistemlerde olur, tıpkı bir hidrojen atomunda dönen elektron gibi. TED نفس الشيء يحدث للنظم الفيزيائية بالمقاييس الكمية، مثل مدارات الإلكترون في ذرة الهيدروجين.
    o nedenle kedinin dalga davranışını asla görmeyiz. elektron gibi küçük bir parçacık ise ikili doğasına ilişkin belirgin kanıtlar sergiler. TED ومع ذلك، فإن جسيم صغير مثل الإلكترون يمكن أن يوفر دليلًا واضحًا على طبيعته المزدوجة.
    Bir atom çekirdeği yakınındaki elektron yayılmış, dalgamsı bir yörüngededir. TED الإلكترون الموجود قرب نواة الذرة يوجد في مدار متسع شبيه بالموجة.
    Ayrıntıda, örneğin, elektron kütlesini elde edemediler, ve kuramda kullanamadılar. TED في تفاصيلها، على سبيل المثال، لم يتمكن العلماء من الحصول على كتلة الإلكترون بما ينسجم مع هذه النظرية.
    Herhangi bir uygulama hedefi gütmeden, yalnızca saf merak ile yapılan araştırmalar, elektron ve X-ışınlarının keşfine yardımcı oldu. TED مجرد البحث الذي تم بدافع الفضول المحض، دون أي تطبيق في الحسبان، توصّلنا إلى اكتشاف الإلكترون والأشعة السينية.
    Biraz daha içeri girecek ve tek elektron dönüşüne gideceğiz. TED سنقوم بالمغادرة الى أسفل أكثر، ونذهب لدوران إلكترون واحد.
    Atomun içindeki bir elektron yörüngeler arasında var olamaz. Open Subtitles في الذرة الواحدة, إلكترون واحد لا يتواجد بين المدارات
    Eğer çekirdek futbol topu büyüklüğünde ise en yakın elektron yarım mil ötedeki yörüngede olacaktı. Open Subtitles فإذا كانت النواة بحجم كرة قدم فسيكون أقرب إلكترون في مدار على بعد نصف ميل
    elektron mikroskobu, nesneleri milyon kez büyüten görüntüler yaratan elektronlar ateşler. TED الميكروسكوب الإلكتروني يقوم بإطلاق الإلكترونات التي تشكل صورًا مكبرة بما يقارب المليون مرة من حجمها الحقيقي.
    Cryptochrome' larda, bir çift elektron kuantum dolanıktır. TED داخل الكربتكروم يوجد زوج من الإلكترونات متشابك كمياً.
    Kanıt, elektron kitlesi olan plazmaların paradoksik kararlılık özelliğini anlamaya dayalıydı. TED كان الأمر يدور حول فهم خاصية الاستقرار المتناقض للبلازما، وهي عبارة عن حشد من الإلكترونات.
    Dediğim gibi, bunları görebilmek için her evde bir görüntüleme elektron mikroskobu olmalı. TED كما قلت .. كل منزل يجب ان يخضع لفحص ميكروسكوبي إلكتروني لكي تستطيعوا ان تروا حبات الطلع هذه
    Esasında uzayın her küp şeker kadar alanında 5 proton ve 5 elektron vardır. Open Subtitles في الواقع هناك نحو خمسة بروتونات وخمسة إلكترونات لكل مكعب سكر المكعب يستهلك قليلا من الفضاء
    Evet, bir elektron mikroskobu ve iki haftamız olsaydı, belki. Open Subtitles إذا كان عندي مجهر ألكترون وإسبوعان، لربّما.
    Bir iyondaki net yük iyondaki proton sayısı eksi elektron sayısına eşittir TED صافي الشحنة في الأيون يساوي عدد البروتونات في الأيون ناقص عدد الالكترونات.
    elektron hızla buna çarpar. Çarptığında adete protonun bir anlık resmini çeker. Burada ne görülür? TED وما ان يضرب الالكترون فجأة يمكن القول ان المختبر يمكنه الحصول على لقطة سريعة للبروتون ولكن ماذا ترى حينها ؟
    Ve taramalı elektron mikroskobunun altında, buradaki yüzeyi görebilirsiniz - baktığımız diğer yüzeylerden gerçekten oldukça farklı. TED وبعد استخدام المجهر الالكتروني يمكننا ان نرى ان السطح هذا .. مختلف عن السطوح التي نظرنا اليها ..
    Kuantum fizik atomların davranışlarını ve elektron ve proton gibi temel parçacıklarını tanımlamaktadır. TED حسنًا، تصف الفيزياء الكمية تعامل الذرات والجسيمات الأساسية، مثل الألكترونات والفوتونات.
    Yani atoma başka bir elektron eklemek istersek en üst katta boş yer olup olmadığını kontrol etmesi gerekir Open Subtitles لذلك إذا أردنا أن نضيف إلكتروناً آخر إلى الذرة فإن عليه أن يبحث عن مكان فارغ في الطابق العلوي
    Demek istediğim, etrafta cebinde elektron mikroskobu taşıyan kim var? TED أعني،من الذي يستطيع حمل مجهر إلكتروني في جيبه ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more