Mahkum bir saat önce Ely'den nakledildi. | Open Subtitles | عربه السجين غادرت قبل ساعة من ألي ماذا تعني؟ |
Hoşuna gitmiyorsa, beni Ely'ye geri gönder. | Open Subtitles | إذا أنت لا تَحْبُّه، أعدْني إلى ألي. |
Otter, Ely! | Open Subtitles | أوتر، ألي! |
Eğer o, çanta ya da para orada olmazsa "Efendi Cullington de Souzave Ely ölecekler." | Open Subtitles | لو لم تكن هي أو الحقيبة هناك (السادة(كالينغتون),(دى سوزا، و (إيلاي) سيغدون في عداد الاموات |
Kağıtlar. Yasal kağıtlar. Ely avukat. | Open Subtitles | أوراق، أوراق قانونية (إيلاي)، المحامي |
Ely'deki sunucusunun dün gece çöktüğünü söylüyor. | Open Subtitles | أن الملقم في فندق "إلاي" تعطل ليلة أمس |
Ely yasal açıdan hizmet ederken De Souza onların kahramanını susturmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | (إيلاي)، الذي قدّم المساعدة القانونية |
Ely gibi olmanıza gerek yok. | Open Subtitles | لا تحتاج شخصًا كـ(إيلاي) |
Buna sebep olan Ely. | Open Subtitles | إيلاي) هو سبب ذلك) |
Ely. | Open Subtitles | (إيلاي) |