emanet depozito kasaları işletmesinin özel şubesi kapandı. | Open Subtitles | أسلوبهم الخاص في دخول المباني بعنف لسرقة الودائع توقف |
Tanrıya emanet ol, dostum. | Open Subtitles | في رعاية الله ، فتاي اللطيف.في رعاية الله. |
Tsukushi'ye gönderildiği zaman babam onu bana emanet etmişti. | Open Subtitles | وقد عهد به إلي ّ حينما تم نقل أبي إلى تاسكوشي |
Hey, ayrıca adam daha önce bir grupla turneye çıkmamıştı, yani artık sana emanet. | Open Subtitles | انتبه، الرجل لم يعمل في فرقة من قبل لذا اعتني به جيداً |
Belki bazı düzenlemelerde bile emanet hesabı gibi birşey olabilir, toprağı, emanet hesabına koyarsınız ve ortak ulus onun sorumluluğunu alır. | TED | ربما في بعض الترتيب هو يشابه قليلا حساب الضمان حيث وضعت الأرض في حساب الضمان والشريك المحلي يتحمل المسؤولية عن ذلك. |
Old Religion'daki rahibeye çocuğu emanet eden kişi bendim. | Open Subtitles | كنت أنا الذي عهدت الطفل الى كبارالكهنة من المعتقدات القديمة |
Onlar sana verilmedi, onlar anneleri tarafından sana emanet edildi... | Open Subtitles | إنهم لم يلقوا على عاتقك لقد وثقت بك أمهم التي... |
Köpeği emanet vermek için uygun bir aday olup olmadığınıza karar vermemizde yardımcı olmak üzere standart bir kaç sorumuz var. | Open Subtitles | لدينا اسئلة رئيسية قليلة لتساعدنا ان نحدد فيما اذا كنت شخص مناسب قبل ان نسلم الكلب الى عهدتك |
Dinle, ben dönene kadar bu sana emanet, tamam mı? | Open Subtitles | إسمع إعتني بهذا إلى حين عودتي موافق ؟ |
Bu çocuğun ruhunu sana emanet ediyoruz, Tanrım. | Open Subtitles | نعهد إليك بروح هذا الفتى بمعيتك أيها الرب |
Merhaba, emanet kasanın küçük gizli anahtarı. | Open Subtitles | مرحباً، أيّها المفتاح المخفي لصندوق الودائع الآمن |
Ölmeden kısa bir süre önce, ...sizin için bir emanet bıraktı. | Open Subtitles | قبل أن يموت بفترة قصيرة ترك لي شيئاً يخصكِ في الودائع الائتمانية |
O geceden sonra kızınızı tamamıyla Peder Moore'a emanet ettiğinizi söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | وبعد تلك الليلة، تقول أنك أوكلك مهمة رعاية انتبك إلى رعاية الأب مور؟ |
Savaş patladığında, annem beni keşişlere emanet etmişti. | Open Subtitles | عندما أندلعت الحرب ، تركتني والدتي تحت رعاية الرهبان |
Tanrı onu size emanet etti, Alicia. İradesi böyle. | Open Subtitles | لقد عهد بها الرب إليكِ أليسيا, وهذه إرادته |
Profesör Jeong'u size emanet ediyorum. | Open Subtitles | أرجوك اعتني بالأستاذة جونغ |
Kapanış maliyetlerini, emanet ücretlerini ve komisyonumu düştüğümüzde borçlu çıkmazsan kendini şanslı say. | Open Subtitles | بمجرد ان نخصم التكاليف الختامية ورسوم الضمان وعمولتي ستكون محظوظا للخروج من ذلك |
Hamura'nın ruhu Kutsal Emri bana emanet etti. | Open Subtitles | روح هامورا عهدت إلى بالإرادة السماوية الحقيقيّة. |
Babamın şirketine sana emanet etmiştim. | Open Subtitles | لقد وثقت بكِ وسلّمتك شركة والدي |
Ev emanet. | Open Subtitles | المنزل في عهدتك ولكنه ليس ملكك |
Başındaki dertleri fark etmemişsindir muhtemelen, ama onu sana emanet ediyorum. | Open Subtitles | إعتني به في غيابي |
"Tehlike halinde canımız birbirimize emanet!" | Open Subtitles | نقسم ان نكون اخوان دم نحن نعهد بكل شئ ان ننقذ من الخطر |
Evet biraz öfkelidir ama bu adama büyükanneni emanet edecek kadar güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ائتمان هذا الرجل على حياتك |
Kanıtı, bir bankanın emanet sandığına koymuş. Şu anda onu almak için yoldayız. | Open Subtitles | وقد وضعته في صندوق ودائع بأحد البنوك، ونحن في الطريق للإتيان به الان |
Dong Ye, Tian Li Glan'ın bebeği artık size emanet. | Open Subtitles | دونغ يي, وتيان لى العشائر 'بيبي' هو الآن في رعايتك |
Onu sana emanet etsem mi bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف إن كان بإمكاني أن أعهد أمرها إليك. |
Evet, 70'li yıllardaki emanet kasaları... | Open Subtitles | أجل، شركة صناديق الإيداع في آواخر السبعينات |