Komiser Stottlemeyer benim için endişeleniyordu ve bana göz kulak olması için bir hemşire tuttu. | Open Subtitles | كان الكبتن ستوتلماير قلقاً بشأني وقد إستأجر ممرضة للإعتناء بي |
Karısının yanında olmak istemiyordu. Kocam için endişeleniyordu. | Open Subtitles | لم يرد أن يكون قرب زوجته كان قلقاً بشأن زوجي |
Kötü bir koruyucu evde olduğundan endişeleniyordu çünkü ilk doğan oğlunu yıllar önce böyle bir yere veren bir başka kişinin acısına ilk elden şahit olmuştu. | Open Subtitles | لقد كان قلقاً لكونكي في أحد المنازل الرعاية السيئة لانه شهد عن كثب |
Amcanın niyeti araziyi sana bırakmaktı ama halinden endişeleniyordu. | Open Subtitles | عمك دائما كان ينوي ترك المزرعة لك لكنه كان قلقا ما آل اليه حالك |
Senin için endişeleniyordu, hepsi o. | Open Subtitles | لقد كان قلقا من اجلك, هذا كل ما في الأمر |
Yani heykelin çalınacağından mı endişeleniyordu? | Open Subtitles | أتقولين أنّه كان يشعر بالقلق من إمكانيّة شخص ما من سرقة القبضة؟ |
Bu işe burnunu sokuyordu çünkü senin için endişeleniyordu, kendini ne tür bir şeyin içine soktuğun için endişeleniyordu. | Open Subtitles | كانت تتطفل لأنها كانت قلقة عليك وحول ما أقحمت نفسك فيه. |
Baban ikiniz için de endişeleniyordu. | Open Subtitles | وأيضاً، فإن والدكِ كان قلقاً عليكما أنتما الاثنين معاً |
Anahtar için çok endişeleniyordu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه, أنه كان قلقاً للغاية بخصوصه. |
Senin onu terketmene rağmen günahlarından dolayı ölme riskini alırken hâlâ senin hakkında endişeleniyordu. | Open Subtitles | حتى بعد أن تخليت عنه بعدما كان من الممكن أن يموت جرّاء ذنبك كان لا يزال قلقاً بشأنك |
Bu komitedeki işi yüzünden avlanacağından endişeleniyordu. | Open Subtitles | كان قلقاً من أنّ أحداً يستهدفه بسبب عمله في هذه اللجنة |
Onun yerine seninle... daha iyi arkadaş olurum diye endişeleniyordu. | Open Subtitles | هو كان قلقاً أنني سأكون صديقاً أفضل لك بخلافه. |
Benim için endişeleniyordu ve ayrılmam için yalvardı. | Open Subtitles | ظل قلقاً بشأني واستجداني أن أرحل |
Ölürken hâlâ senin için endişeleniyordu. | Open Subtitles | عندما كان يحتضر كان لا يزال قلقاً عليك |
Benim için endişeleniyordu, bizim için endişeleniyordu. | Open Subtitles | لقد كان قلقاً عليّ، لقد كان قلقاً علينا |
Seni bulmak istedi. Senin için endişeleniyordu. | Open Subtitles | لقد أراد العثور عليك كان قلقاً عليك |
Senin için endişeleniyordu. | Open Subtitles | كان قلقا ً عليك -لقد رأى ما حدث لي |
Hayır, sadece bizim için endişeleniyordu. | Open Subtitles | لا , انة كان قلقا علينا فقط |
Jennifer'ın velayeti tek başına almak istemesinden endişeleniyordu. | Open Subtitles | آمم,كان قلقا من أن (جينفر) تحاول الحصول على الحضانة |
senin gibi değildim geç saatlere kadar çalışıyordum Henry benim için endişeleniyordu "bu, tüm gece devam edemez" ona böyle söylediğimi hatırlıyorum bana "uyumak zorundasın yoksa hiçbir işe yaramayacaksın." demişti ve o gün göğsümde bir kitapla uyuyakalmışım sonra uyandım Jacob evde değildi ben uyuyordum, o ise boğuluyordu. | Open Subtitles | ليس مثلك. أود أن البقاء حتى وقت متأخر دراسة. هنري يشعر بالقلق بشأن لي. |
Charlie ölüyordu ve hâlâ benim ve çocuklar için endişeleniyordu. | Open Subtitles | وهو كان يشعر بالقلق عليّ و على الطفلين |
Senin için endişeleniyordu. | Open Subtitles | . لقد كانت قلقة عليك |
Başkalarıyla görüşmenden endişeleniyordu. | Open Subtitles | ولقد كان قلق باأنكِ كنتِ تواعدين أشخاص آخرون |
Senin için çok endişeleniyordu. | Open Subtitles | كان شديد القلق عليكِ |