Beyler, Apaçi ulusunun büyük şefi Cochise'i takdim etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | ايها السادة، يشرفني لتقديم رئيس الحرب العظيم لأمة أباتشي، كوتشيس |
Bildiğin gibi sana yardım etmekten her zaman mutluluk duyarız Barry. | Open Subtitles | نحن دائما سعداء لتقديم المساعدة، باري، كما تعلمون. |
Size yardım ederdim. Yardım etmekten zevk duyardım. | Open Subtitles | ولكنت قدمت المساعدة.وانا سأكون سعيد جدا لتقديم المساعدة |
Şimdi sizlere bütün bu iyi işlerin arkasındaki adamı takdim etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | أشعر الآن بسعادة غامرة لأقدم لكم الرجل المسئول عن كل ذلك العمل الجيد |
Normalde, yardım etmekten mutlu olurdum. Ancak... | Open Subtitles | في العادة سأكون سعيداً , لأقدم خدماتي , بأي حال |
Siz, efendim, bir subayın kimliğini taklit etmekten Amerika Birleşik Devletleri Donanması tarafından tutuklusunuz. | Open Subtitles | أنت رهن الاعتقال يا سيّدي من قبل بحرية الولايات المتحدة لانتحالك صفة ضابط |
Pekala o zaman.Bana savaş ilan etmekten başka çare bırakmıyorsun. | Open Subtitles | حسناً إذاً انت لم تترك لي خياراً سوى إعلان الحرب |
Sizin gibi harika bir çifte hizmet etmekten gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بالشرف لتقديم الخدمة لزوجان محبّان مثلكما. |
Kimse itiraf etmediği için iki tarafa da hizmet etmekten emin değilim artık. | Open Subtitles | و بما انكما لا تريدان الاعتراف لا اشعر بالراحة لتقديم خدماتى لكم |
Bu kadar, elbette sen de istiyorsan. Yardım etmekten mutlu olurum senin için sorun olmadıkça. | Open Subtitles | حسناً، إنّي سعيد لتقديم المُساعدة، طالما تكونين أنتِ مُوافقة. |
Bir hirsizi daha adalete teslim etmekten daha iyi bir sey yok. | Open Subtitles | لا شيء مثل جلب لصّة لتقديم العدالة ثانية. |
Bayanlar baylar, 231 numaralı parçayı takdim etmekten büyük zevk duyuyorum. | Open Subtitles | سيداتي سادتي، سعادتي عارمة لتقديم القطعة 231 |
Yardım edebileceğimiz bir konu varsa, yardım etmekten zevk duyarız elbet. | Open Subtitles | بالطبع سنكون متحمسين لتقديم كل ما قد تجدينه مساعداً لك. |
Bayanlar baylar, size Bayan June Ellington'ı takdim etmekten heyecan duyuyorum. | Open Subtitles | سيداتي سادتي متحمس لتقديم جون النغتن لكم |
Donanımla ilgili fikir beyan etmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | وسأكون مسرورة لأقدم رأي بخصوص التأثيث |
Bu yılın Altın Kalem Başarı Ödülü'nün sahibini takdir etmekten gurur duyuyorum çok iyi dostum Richard Castle. | Open Subtitles | أنا فخور جداً لأقدم مستلم هذه السنة ،جائزة الإنجاز المهني الروائي (صديقي العزيز (ريتشارد كاسل |
Ünlü yazar Quentin Morewood'u takdim etmekten memnuniyet duyuyorum. | Open Subtitles | ... إنها متعة عظيمة لأقدم لكم صاحب أكبر مبيعات للكتب ... (كوينتين موروود) |
Bir ajan gibi davranmak ve Fujiko Mori yi takip etmekten tutuklusun. | Open Subtitles | أنت تحت الأعتقال لانتحالك شخصية عميل ( ومطاردة ( فوجيكو موري |
Seni men etmekten baska çarem yok. | Open Subtitles | لم تترك لي خياراً سوى تأخير قرار العزلة الكاملة بحقك |