ayrıca etrafımı kuşatan ...bu şeylerden uzak olmak iyi olacak. | Open Subtitles | ولكي أشعر أني سواء مع أولئك الذين يحيطون بي |
Sadık erkekler, tıpkı sizin etrafımı çevrelediğiniz gibi onun da etrafını çevreliyorlar ve güneş en tepede olmasına rağmen soylu ölü bedenine yedi gölge düşürüyor. | Open Subtitles | والرجال المخلصون يحيطون به كما تفعلون معي وعلى الرغم من الشمس الساطعة فإنهم يرمون بسبعة ظلال على جسده النبيل المسجى |
Hayır, dinle, etrafımı sarmışlardı. | Open Subtitles | ماذا؟ كلا, أنصت, كانوا يحيطون بي لم أستطع ان أراك |
- Sarın etrafımı. | Open Subtitles | أحطْه. - احطني |
- Sarın etrafımı. | Open Subtitles | أحطْه. - احطني |
Ama benim etrafımı saracaksınız, bayağı saracaksınız. | Open Subtitles | لكن الذين يحيطون بي متحمسين جدا. |
Ama benim etrafımı saracaksınız, bayağı saracaksınız. | Open Subtitles | لكن الذين يحيطون بي متحمسين جدا. |
Suikastlar etrafımı sarmış durumda. | Open Subtitles | فالقتلة يحيطون بي. |
- Geliyorlar. etrafımı sardılar. | Open Subtitles | إنّهم قادمون إنّهم يحيطون بي |