Dediğim gibi etrafımda bulunan 3 boyutlu geometrik şekiller bunlar. | TED | كما أقول،هذا كله نوع من هندسة الأسطح ثلاثية الأبعاد حولي. |
etrafımda olması hoşuma gidiyor çünkü her zaman gideceği aklımda oluyor. | Open Subtitles | انا احب ان يكون حولي لان دائما ان اعرف انه يرحل |
Ama aslında, gökevi ayaklarımın yere basmasını sağlıyor, dünyanın benim etrafımda dönmediğini hatırlatıyor. | Open Subtitles | لكن بالواقع، القبة السماوية تضعني في مكاني، يذكرني أن العالم لا يدور حولي |
Bu uyku değil. Her nasılsa etrafımda. | Open Subtitles | إنه ليس نوماً إنه يدور حولى هنا وهناك بطريقة ما |
Bir kusurum varsa o da bazen etrafımda dönen şeyleri fark edememem. | Open Subtitles | إن كنتُ أملكُ عيباً، فهو أنّي لا أدركُ الأمور التّي تدورُ حولي. |
etrafımda işler yığılmış kahveyle ayakta durarak iş teslimleri ve uykusuz bir şekilde. | Open Subtitles | العمل متراكم حولي في كلّ مكان أعيش على القهوة والطّعام السّريع والنّوم القليل |
Korktuğumda etrafımda duvarlar yükseliyor. Etrafımdaki insanlara güvenmeyi bırakıyorum. - Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | تنشأ الحواجز حين أكون خائفة فأفقد الثقة بمَنْ حولي وأنت تعرف هذا |
Sadece benimkinde değil genel olarak etrafımda giden. | TED | وليس لي بشكل شخصي، ولكن الأمور التي كانت تحدث حولي. |
Bu arada sanırım etrafımda bin kişi falan var. | TED | بالمناسبة، ربما يوجد ألف شخص يقفون حولي هناك. |
Edinilmiş bilginin verdiği avantajla şimdi biliyorum ki meslek memur ya da işçi olarak beni hayata hazırlamaktır. Fakat o zamanlarda meslek sanki bir tür etrafımda olup bitenler hakkında bazı boyun eğmelere iten baş ağrısıydı. | TED | مع الاستفادة من تجاربنا السابقة، الآن أعرف أنّ مهمتي هو الاستعداد للحياة ككاتب أو عامل يومي، و لكن في الوقت نفسه أحسست أنّه كان جعلني في وضعيّة خضوع نوعا ما مع كلّ ما كان يدور حولي. |
Ve ben ölümün bu halini etrafımda hissettim çünkü annem aynı zamanda benim sırada olduğumu, ve kendisinin de sonra geleceğini düşünürdü. | TED | ولهذا كانت فكرة الموت حولي لأن امي ايضا تعتقد انني ساكون التالية وهي التالية |
etrafımda herkes, onların adına yaptıklarımızı destekliyor, alkışlıyor ve hatta övüyorlardı. | TED | كان الناس من حولي يشجعون، ويصفقون، ويحتفلون حتى بما كنت أقوم به باسمهم. |
Temelde olumlu sosyal etkiler almış ve etrafımda eşitlikçi davranışlar görmüştüm, | TED | لقد كانت لدي تأثيرات اجتماعية ايجابية في المقام الأول وأمثلة على السلوك العادل من حولي. |
Sanatım sayesinde, etrafımda olup bitenleri çok daha iyi fark etmeye başladım: Mekânlar arasında nasıl dolaşıyoruz, kutlamak için kimleri, hatırlamak için kimleri seçiyoruz. | TED | من خلال عملي، لقد أدركت الكثير حول العالم من حولي: كيف نتحرك عبر المساحات، من الذي نختاره للإحتفال والذي نتذكره. |
Trans olmak garip bir şey çünkü benim dışımdaki herkes benim etrafımda garipleşiyor. | TED | أن تكون متحولًا أمرٌ مربك. لأن الجميع يرتبكون عندما يصبحون حولي. |
etrafımda aynı duvarlar vardı camdan içeri giren aynı ışıktı. | Open Subtitles | كانت هناك نفس الجدران من حولي نفس ضوء الشمس يدخل إلى النافذه |
Abe ve diğerleri etrafımda apaçiler gibi çığlık atarak, kanyonda hepsini yere serene kadar ateş ettiler. | Open Subtitles | كل من حولي ، ابي والبقية كانوا يصرخون مثل الأباتشي استمر إطْلاق النار على الوادي من الجميع. |
etrafımda fazla vakit geçirme, asker. | Open Subtitles | لا تقضى الكثير ، من الوقت تتجولين حولى ، أيتها المجند |
Kalbim, senin etrafımda olduğun zaman iyi olacağımı biliyor. İyi olacağım. | Open Subtitles | قلبي يعرف انه عندما تكون موجودا ,سأكون بخير |
etrafımda ceset olması hoşuma mı gidiyor sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن أستمتع بالاحتفاظ بجثة بجواري |
Bilirsin, etrafımda hep tüm kalbimle sevdiğim erkek kardeşlerim vardı. | Open Subtitles | كما تعلمين، نشأت محاطة بالإخوة الذي أحبهم من كل قلبي |
Şu halime bak, etrafımda dünyanın en mutlu insanları yazarlar varken benim moralim bozuk. | Open Subtitles | انظروا إليّ، أجلس هنا محبطاً بينما أنا محاط بأسعد أشخاص في العالم، المؤلفين |
Dengemi kaybedip yere düştüm ve etrafımda dört silahlı adamın olduğunu gördüm. | TED | ففقدت توازني وسقطت على الأرض، لأجد 4 رجال مسلحين يحيطون بي. |
Bir yabancının içindeyim... yabancı bir yerdeyim, etrafımda da yabancılar var! | Open Subtitles | أَنا في داخل رجل غريب مُحاط مِن قِبل الغرباءِ في غرفة غريبة |
Her birinizi etrafımda görmeliyim. Ruhumun doğruları ve sizin yanlışlarınız. | Open Subtitles | حتى أدور عليكم جميعًا وأقسم بروحي أن أشفي غليلكم |
Öncesinde yada sonrasında etrafımda olmayacaksın. | Open Subtitles | ولا تأتي بالقرب مني قبل التصوير وبعده. |