Bunu merak ettiğinizi düşünme sebebim, bu soru bana tekrar ve tekrar geçtiğimiz yedi ay boyunca soruldu. | TED | والسبب وراء اعتقادي بأنكم تتساءلون لأنه تم طرح هذا السؤال عديد المرات مرارا وتكرارا خلال الأشهر السبع الماضية. |
Bana ne kadar iyi adamlar olduğunuzu, onu asla unutmadığınızı, para yolladığınızı, Bud'ın okulu için yardım ettiğinizi söyledi. | Open Subtitles | اخبرتني بأنكم ابناء بارين لها ولن تنسوها وترسلوا لها المال اللازم لدخول اخوكم بود للمدرسة |
İkiniz de öyle gururlusunuz ki ömrünüzün sonuna dek birbirinizden nefret ettiğinizi düşüneceksiniz. | Open Subtitles | لكنك باريت فخور جدا بحيث ستعتقد دائما بأنكم تكرهون بعضكم البعض |
Ama müşterimi gece gündüz takip ettiğinizi hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | ولكن جميعنا يعلم أنّكم تتعقبون موكلي نهاراً وليلاً |
Harika Çocuk bir çocuğa yardım ettiğinizi söyledi. | Open Subtitles | مرحبًا، لقد أخبرني فتى العجائب أنّكم تحاولون مساعدة صبيّ |
Şimdi, eğer Miles Amos'tan nefret ediyorsanız ki ettiğinizi biliyorum... | Open Subtitles | ...(اذًا، إن كنتم تكرهون (ميلس أموس وأنا أعلم أنكم تكرهونه... |
Bu güzel ülkeden göç ettiğinizi zannediyorum. | Open Subtitles | أفترضُ بأنكما مهاجرين من هذهِ البلدِ الجميلة؟ |
Ve yemin ettiğinizi unutmayın. | Open Subtitles | وتذكّر انك تحت القسم |
Bu kararımın eşimin sağlığıyla ilgili olup olmadığını merak ettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكم تتسائلون الآن ما إذا كان لصحة زوجتي أي علاقة في هذا القرار |
Sizi bulamadım çocuklar. Her yere baktım. İblis, beni terk ettiğinizi söyledi ve... | Open Subtitles | لم أستطع أن أجدكم يا رفاق لقد بحثت في كل مكان والشيطان قال بأنكم تركتوني |
Sizlere, gizlilik yemini ettiğinizi hatırlatmalıyım. | Open Subtitles | سوف أذكركم بأنكم قطعتم عهداً على أنفسكم بالسريه |
Çünkü ben de vampirlerden nefret ettiğinizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | لإنني ظننت بأنكم تكرهوا مصاصي الدماء فقط |
Bakın, bu adamlar, sizin isimlerinizi biliyorlar. Kim olduğunuzu biliyorlar. Bize yardım ettiğinizi biliyorlar. | Open Subtitles | إسمعوا أولائك الرجال يعلمون أسمائكم ويعرفون من تكونون ويعلمون بأنكم تساعدونني |
Onlardan nefret ettiğinizi biliyoruz. Onları oynamaya bayılmıyoruz. | Open Subtitles | نعلم بأنكم تكرهونها و لا نحب القيام بها كذلك |
Çocuklarının hayatı sizin ellerinizde, bundan daha çok para ettiğinizi söyleyin onlara. | Open Subtitles | كما تعلمون، تحتاجون لإخبار رؤسائكم بأن لكم قيمة، بأنكم تملكون حياة أطفالهم بأيديكم. |
İstihkâm Birimi bir kaç yıl önce plajdaki bir subatandan bir çocuğun kurtarılmasına yardım ettiğinizi söyledi. | Open Subtitles | قال فيلق مُهندسي الجيش أنّكم ساعدتم على إنقاذ طفل من بالوعة عند الشاطئ قبل بضعة سنوات. |
Tabii, ben hiç sanmıyorum sizin takdir falan ettiğinizi... | Open Subtitles | اجل ، لا اعتقد أنّكم تقدّرون ذلك ابدا |
Hayır. Sadece yok ettiğinizi sandınız. | Open Subtitles | كلّا، بل إنّكم تظنون أنّكم دمرتموه. |
Neden burada olduğunuzu merak ettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكم تتساءلون عن سبب وُجودكم هُنا، والإجابة على ذلك السؤال بسيطة... |
Şimdi, eğer Miles Amos'tan nefret ediyorsanız ki ettiğinizi biliyorum... | Open Subtitles | ...(اذًا، إن كنتم تكرهون (ميلس أموس وأنا أعلم أنكم تكرهونه... |
Şu ayarlama işi yüzünden kavga ettiğinizi biliyordum ama-- | Open Subtitles | علمتُ بأنكما تشاجرتما قليلاً حولموضوعموعدكِمعالفتاة،لكن... |
Kavga ettiğinizi söyledin. | Open Subtitles | قلتي بأنكما تشاجرتما |
Size yemin ettiğinizi hatırlatırım Bay Berenson. | Open Subtitles | انا اذكرك سيد(بينيرسون) انك تحت وطأة القسم |
Hepinizin korktuğunu ve burada ne yaptığımızı, eve nasıl geri döneceğinizi merak ettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انكم جميعكم خائفون وانكم تتسائلون مانحن بفاعلون هنا وتتسائلون كيف تعودوا لوطنكم |