Bir son dakika evliliği, şüpheli bir intihar yeminli ifadelerin aniden değişmesi. | Open Subtitles | زواج في اللحظة الأخيرة، انتحار مزعوم، تراجع مفاجيء عن شهادات تحت القسم. |
Yargıtay'ın aynı cinsten kişilerin evliliği yasağının düşürme kararı. | TED | قرار المحكمة العليا لفك حظر زواج المثليين |
Sayın Hakim, Henry'nin ilk evliliği o sadece çocukken kararlaştırılmıştı. O sadece İngiltere'nin İspanya'yla olan ittifağını sağlamlaştırmak için | TED | الدفاع: سيادتُك، زواج هنري الأول كان زواجاً مدبراً عندما كان طفلاً. |
Yolunda gitmeyen evliliği ve hukuki sorunları, kendisini hâlini gizlemeye çalıştığı karanlık bir çıkmaza sürükledi. | Open Subtitles | زواجه الفاشل ومشاكله القانونية أوصلته إلى طريق مسدود يحاول إخفاء هويته دوماً |
Grimsi maviyi seçen son gelinimin evliliği 12 gün sürmüştü! | Open Subtitles | آخر عروس اختارت نفس اللون وفسخ زواجها بعد 12 يوم. |
Bak, evliliği aceleye getirmek istemeyiz, şimdilik bunu endişe etmeyelim, olur mu? | Open Subtitles | انظر ، نحن لا نتسرع بالزواج ، دعنا لا نقلق حوله الآن |
Yine de, Henry'nin Catherine Parr ile olan evliliği gerçekten başarılıydı. | TED | بغض النظر، زواج هنري الأخير لكاترين بار كان ناجحاً للغاية. |
Güncel siyasi tartışmalarda gelecek vaadeden bir başka örnek, eşcinsel evliliği. | TED | لنأخذ مثالاً أخيراً وهو بارز في الجدل السياسي المعاصر: زواج نفس الجنس. |
Demek ki, flütten golf arabasına, oradan eşcinsel evliliği gibi hararetli tartışmalara konu olan her şeyde Aristo'nun dediği geçerli. | TED | إذاً مع المزامير، مع عربات الغولف، وحتى مع مسألة حامية الوطيس مثل زواج المثليين، لدى أرسطو فكرة. |
Aşk evliliği yapsan bile nasıl biri olduğunu önceden bilemezsin. - Belki de haklısın. | Open Subtitles | لن تعرفي ابداً ما الذي ستحصلين عليه الحب لا يعني دائماً زواج سعيد |
Ama... evliliği hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لَكنِّي أنا لَيْسَ لِي زواج مُعتَبَر حتى. |
Bayan Helm, bu evlilik sertifikası sizinle Otto Ludwig Helm arasındaki evliliği belgelemiyor mu? | Open Subtitles | مسز هيلم ، هل هذه وثيقة زواج بينك و بين أوتو لودويج هيلم ؟ |
Sebep bu. Papa, evliliği feshederek imparatoru gücendirmeyecektir. | Open Subtitles | والبابا لن يهين ذلك الأمبراطور بألغاء زواج عمته منك. |
Tabiî ki üzgün. evliliği bitti. | Open Subtitles | أجل ، إنه مكتئب أعنى ، زواجه يوشك على الإنتهاء |
evliliği yıkılan bir adam hakkında. | Open Subtitles | إنه حول رجل والذي زواجه بالكامل يَتفكّكُ. |
Ne ilk evliliği, ne de ikincisi devam etmedi. | TED | زواجها الأول لم يستمر ولا زواجها الثاني |
Dr. Fletcher evliliği düşünecek vakti yoktur. | Open Subtitles | لم تعد تملك الدكتورة فليتشر الوقت للتفكير بالزواج |
Tek bildiğim, başka bir başarısız evliliği kaldıramayacak olmam. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنني لن أتحمل زواجاً فاشلاً آخر |
Sıradaki haberimiz ise, Manhattan'da ilgi odağı haline gelen Reed Richards ve Susan Storm'un evliliği. | Open Subtitles | و الآن مع أخبار أخرى زفاف ريد ريتشارد و سوزان ستورم أبهر مانهاتن و جميع من فيها |
Ve sen de bu evliliği haber kanallarında herkese açıklayacaksın. | Open Subtitles | وعليك أن تعلن عن هذا الزفاف على جميع القنوات الإخبارية |
Ben mutlu bir evliliği olan bir kadınım, General Forbes. | Open Subtitles | أنا امرأة سعيدة في زواجي أيها الجنرال فوربس |
Çıkarlarıma en uygun şekilde olacak bir sahte evliliği nasıl tasarlayacaksın? | Open Subtitles | كيف ستجعل هذا يصب في مصلحتي من جرّاء الارتباط بزواج صوري؟ |
Hayatım, seni o kadar çok seviyorum ki bu evliliği devam ettiremeyeceğim. | Open Subtitles | ، عزيزتى ، أحبك بشدة . لا يمكننى الإستمرار فى زواجنا |
Anne ve babamızın evliliği tehlikede ve evliliklerinin parçalanmaması için evlilik terapisine gitmeliler. | Open Subtitles | أمي وأبي زواجهما في خطر وعليهما حل مشاكلهما بالعلاج كيلا ينهار الزواج |
Evlat, annenle ben bu evliliği onaylamıyoruz. | Open Subtitles | يا بني، أنا وأمك لا نوافق على هذه الزيجة |
Onların evliliği yürüse de tanımadığımız bir çift boşansa olmaz mı? | Open Subtitles | لماذا لا يفلح زواجهم و زوجين لا نعرفهم ينتهون بالطلاق ؟ |
Sadece sezarın hakkının sezara verilmesi gerektiğine inanıyorum, ve evliliği reddetmendeki dürtünün ben olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | انا أُؤمن في اعطاء الفضل لمن يعود إليه الفضل واعتقد اني قوة الدافع وراء رفضك للزواج |
Ama geçen yıl, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı eşcinsel evliliği onaylar hale geldi. | TED | والسنة الماضية، رئيس الولايات المتحدة صرّح بتأييده لزواج المثليين. |