| Her insan, büyük gaddarlıklar içeren eylemler gerçekleştirme yetisine sahiptir. | Open Subtitles | كل كائن آدمي قادر على ارتكاب أفعال في غاية القسوة |
| Şimdi size soruyorum bu duyduklarınız sizce bir suçlunun yapacağı türden eylemler mi? | Open Subtitles | الآن، أسألكم أيبدو لكم هذا من أفعال مجرمٍ عنيف ؟ |
| Aşırı gaddarlık içeren eylemler yüksek seviyede empati gerektirir. | Open Subtitles | أفعال القسوة المفرطة تتطلب درجة مرتفعة من تقمص شخصيات الآخرين |
| Pozitif eylemler pozitif beyin işlevi yaratır mı? | TED | هل التصرفات الإيجابية تنشئ فعالية إيجابية وظائف الدماغ؟ |
| Seçme şansın olmadığında bazı eylemler mazur görülür. | Open Subtitles | بعض التصرفات لا يُمكن تجنُبها عندما. تُجنب من الخيار. |
| eylemler sonuçları ve dolayısıyla yeni dünyaları yaratır ve hepsi farklıdır. | Open Subtitles | الأفعال تؤديّ إلى عواقب التي تخلق عوالم جديدة لكنها جميعها مُختلفة، |
| Şehrin her bir yanındaki eylemler Kongre'nin komite duruşmalarını durdurdu. | Open Subtitles | الإحتجاجات الكبيرة في المدينة امام الكونجرس |
| Şeytani eylemler, pagan ritüelleri yaptığın söyleniyor ve kendisini.. | Open Subtitles | أنت مشتبه به في ممارسة طقوس وثنيه و أفعال محرمه شرعاً |
| En dindar insanın bile, farkına varıldığında büyük acı veren kötü eylemler gerçekleştirmesi için karanlık tarafından aklının çelinemeyeceğini iddia edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا التظاهر بأن أكثر الرجال خوفاً من الإله... لا يمكنه التأثر بالظلام... ليحمل أفعال الشر... |
| Bunlar sadece mantıksız eylemler. | Open Subtitles | هذه مجرد أفعال من المعارضة |
| Üzerlerinde cinsel eylemler yapıyor muydun? | Open Subtitles | هل مارست أفعال جنسية عليهنَ |
| Bunun nedeni de babasının yaptığı iddia edilen eylemler. | Open Subtitles | لـموكلي بسبب التصرفات المزعومة ...التي قام بها والدها بعد عدة أشهر ...هو لا يفترض |
| Bunlar, duyguların hakim olduğu eylemler. | TED | إن التصرفات تغلب المشاعر. |
| Bu eylem, birisinin Compton'a takıntılı olduğunu gösteriyor. Takıntılar büyüdüklerinde eylemler daha da şiddetlenir. | Open Subtitles | هذا سلوك شخص مهووس بـ(كامبتن)، وعندما يكبر الهوس، تصبح التصرفات عنيفة. |
| O eylemler sadece iddiayla kalmadı. | Open Subtitles | هذه التصرفات لم تكن مزعومة |
| Düşüncede bu değişimin gerçekleşebilmesi için genç insanlarla seks hakkında daha fazla konuşmalıyız -- bu tartışmaları normalleştirirsek, onları günlük hayata dahil edersek, bu mahrem eylemler hakkında farklı bir biçimde konuşabiliriz -- kamu alanında kadınlar hakkında konuşma biçimimizi değiştirdiğimiz gibi. | TED | الطريقة الوحيدة في تحويل التفكير الذي يمكنُ له أن يحدث هو إذا تحدثنا مع الشباب أكثر حول الجنس -- إذا جعلنا هذه المناقشات عادية، ودمجناها في حياة كل شخص الحديث حول هذه التصرفات الحميمة في طرق مختلفة -- في الطريقة التي تغيرنا فيها جميعًا في الطريقة التي نتحدثُ فيها عن النساء في مكانٍ عام. |
| Kelimeler nedir ki, eylemler çok daha şey söyleyebilirken? | Open Subtitles | أى كلمات بينما الأفعال يمكنها أن تقول أكثر منها بكثير |
| Kelimeler değil, asıl eylemler anlatır bizi. | Open Subtitles | أى كلمات بينما الأفعال يمكنها أن تقول أكثر منها بكثير |
| Beyrut'taki eylemler gibi. | Open Subtitles | الإحتجاجات في بيروت |