"fırsatları" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفرص
        
    • فرص
        
    • فرصة
        
    • الصفقات
        
    • للفرص
        
    • والفرص
        
    Evet ama birkaç ay içinde, şu andaki fırsatları kaçırmış olacak. Open Subtitles حسناً,و لكن الفرص المتاحة حالياً لن تظل كما هى لعدة شهور
    Bir şeyler yapabilmek için fırsatları vardır iyi şeyler yapıp, dünyayı geliştirebilirler. Open Subtitles هنالك الكثير من الفرص لفعل شئٍ ما يعود بالخير على هذه البلد
    Yetenekleri olan ama fırsatları olmayan bu kişileri bulmalı ve yeteneklerini iyiye kullanmaları için onlara fırsatlar vermeliyiz. TED يجب ان نجد اشخاص بالمهارات لكن بدون الفرص و اعطائهم الفرص لاستخدام مهاراتهم للخير
    Bu kombinasyonlar, özellikle derinden yıkıcı iş fırsatları yaratırılırken, parçaların toplamından çok daha fazla sonuç getirmektedir. TED تلك المركّبات تنتج أكثر بكثير من مجموع الاجزاء. خاصة في خلق فرص لمشاريع تجارية هدامة جداً.
    Katılım ve kendini ifade etme fırsatları, her zaman belirli bir düzende ve her zaman belli bir düzenlemeye tabidir. TED تخضع فرص المشاركة والتعبير عن الذات لترتيب معين تلتزم به كما تخضع دائمًا لقواعد محددة.
    Bu tür fırsatları daha fazla irdeliyoruz. TED إننا نتعمق أكثر في دراسة مثل هذه الفرص.
    Toplum budur. Bu günlerde böyle fırsatları kaybediyoruz. TED إنه المجتمع. وهذا نوع من الفرص الذي نفتقده هذه الأيام.
    Hatta yaşamdaki kişisel fırsatları bile keşfedemem. TED لم أستطع حتى اكتشاف الفرص الشخصية في الحياة
    Şu düşünceye dayanıyor; polis ve mahalle sakinleri arasındaki olumlu sosyal etkileşimler için fırsatları artırabilirseniz, bu ilişkiyi yeniden kurabilir ve aynı zamanda mahalleyi de aktif hâle getirebilirsiniz. TED إنّها قائمة على فكرة أن إذا كان بإمكانك زيادة الفرص من أجل تفاعل إجتماعي إيجابي بين الشّرطة وأفراد المجتمع، يمكنك بناء هذه العلاقة و تنشيط الحيّ في آنٍ واحد.
    Kızları kurtarmak için kaçırılan o fırsatları düşündüğümde öfkeleniyorum. TED أستشيط غضباً عندما أتأمل الفرص التي أهدرت لإنقاذ هؤلاء الفتيات.
    Çocuklarına, Amerika'ya giden akrabalarından ve başkalarından hakkında duydukları fırsatları sunmak istiyorlardı. TED أرادوا منح أولادهم الفرص التي كانوا يسمعون بها من الآخرين. من أقربائهم، مثلاً، الذين استقروا في الولايات المتحدة.
    Hepimizin önünde böyle dersler var, ama bu fırsatları değerlendirmiyoruz; çocuklara özel öğretmen tutmayı öğretiyoruz. TED لدينا كل هذه الدروس امامنا فقط علينا ان نستغل الفرص لكي نعلم اطفالنا
    Seçimler o dakikadan sonra fırsatları çağrıştırmaz, onun yerine kısıtlamaları empoze ederler. TED فالخيارات هنا لا تعني الفرص الافضل بل تعني القيود الاكثر
    Hayatta iken ziyan edilen fırsatları hiçbir pişmanlık telafi edemez. Open Subtitles لاشىء من الندم يستطيع أن يعدل من الفرص الضائعة فى حياة احدنا
    İşte bu yüzden elimize geçen fırsatları değerlendirmeliyiz. Open Subtitles هذا هو ما بفرض علينا أن نقتنص ما نستطيعه من الفرص التى نجدها فى طريقنا
    Seninle çok açık olacağım: iş büyüme fırsatları sayesinde bu işe baş koyduk. Böyle sorunları çözemediğimiz takdirde, işimizde yol alamayız. TED سأكون صادقا معك : نحن نتحدث عن ذلك بسبب نمو فرص العمل. لا يمكن أن ننمى من عملنا مالم نحل هذه المشاكل
    Bu nedenle, geniş bakış açısı ile birşeylere bakmak gerçekten de fırsatları aramak için ilginç bir başlangıçtır. TED لذلك ، توسعة النظر، وذلك باستخدام محيط رؤيتك ، هو مكان مثير حقاً للبحث عن فرص.
    Ifakara Sağlık Enstitüsü'nde daha çok sivrisineklerin biyolojisine odaklanıyoruz; böylece yeni fırsatları belirleyebiliriz. TED في معهد إيفاكارا الصحي نركز جيدًا على التكوين الإحيائي للناموس، ونحاول فعل ذلك من أجل تحديد فرص جديدة.
    Gezme fırsatları ve eğlence için. Open Subtitles من اجل جميع فرص الطيران و من اجل الاثارة
    Bu kısa ve vahşi hayat seni ele geçirmeden tüm fırsatları değerlendirmelisin. Open Subtitles في هذه الحياة القصيرة والقاسية يجب أن تنتهزي أي فرصة تجدينها للإحتفال
    Dildopolis'in gece fırsatları zamanı. Open Subtitles وقت الصفقات الخاصة بمدينة الأدوات الإباحية
    Kızım, sürekli ileriye doğru adım atmaya devam et, fırsatları gözden kaçırma, gitmek istediğin yere varacaksın. Open Subtitles يمكنكِ ان تضعي قدم واحدة امام الاخرين وتفتحي عيناكِ للفرص وسوف تحصلين على ماتطمحي إليه..
    Özerk olmak için karşılaştığımız zorlukları ve fırsatları anlıyoruz. TED نحن نفهم التحديات والفرص التي نواجهها لنعتمد على ذواتنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more