"farkında değildi" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم يدرك
        
    • يكن يعلم
        
    • لم يكن يعرف
        
    • لم يدركه
        
    • تكن تعلم
        
    • مدركاً
        
    Hiç kimse bunun ne kadar kötü bir fikir olduğunun farkında değildi. TED لم يدرك أحد بأن هذه كانت فكرة سيئة للغاية
    Tabii ki bu güne kadar uzanan iki nesil arası bir savaşı alevlendirdiğinin farkında değildi. Open Subtitles لم يدرك أنّه كان يشعل نيران حربٍ بين فصيلتين ماتزال مُتأججة حتى يومنا هذا.
    Üstad Ropal oğlunun içinde bulunduğu tehlikenin farkında değildi. Open Subtitles المُعلم"روبال" لم يكن يعلم بالخطر الذي يحيط بولدك
    Ona da bulaşmıştı ama o farkında değildi. Open Subtitles كان مصاباً أيضاً، لكنّه لم يكن يعلم.
    Ne imzaladığının farkında değildi. Open Subtitles لم يكن يعرف طبيعة الأوراق التى كان يوقعها
    Ne yazık ki, Sherlock, Han'ın terörizmi finanse ettiğinin farkında değildi. Open Subtitles لسوء الحظ (ما لم يدركه (شيرلوك أن (هان) كان يموّل مؤامرة إرهابية
    Arkadaşlarıyla şarap içiyorlarmış ki sanıyorum ki kadın hamile olduğunun farkında değildi. Open Subtitles إحتساء النبيذ مع أصدقائها يُشير إلي لـم تكن تعلم أنها كانت حامل.
    Kontrolü kaybetmişlerdi, ama kimse gittikçe artan riskin farkında değildi. Open Subtitles وخرج عن السيطرة ولم يكن أحد مدركاً الخطر الهائل المتزايد
    Belki de merminin kendi silahından çıktığının farkında değildi. Open Subtitles أو ربّما هو لم يدرك حتّى أن تلك الرّصاصة , خرجت من مسدّسه
    Maili yolladığında ne tür bir değişikliğe yol açabileceğinin muhtemelen farkında değildi. TED وعندما ضغط على زر "إرسال"، لعله لم يدرك ما هو الفرق الذي ستشكله رسالته.
    Sanırım bir asteğmenle uğraştığının farkında değildi. Open Subtitles أظنه لم يدرك أنه يزعج ملازماً ثانياً
    Kimi soyduğunun da farkında değildi. Sonuçta büyük bir ev. Open Subtitles . وهو لم يدرك من كان يسرقه . هذا منزل كبير .
    Paval ne yaptığının farkında değildi, buna eminim. Open Subtitles لم يدرك بما يفعله، أنا واثقة من ذلك
    Aslında bir aşk hikâyesi yazdığının farkında değildi. Open Subtitles لم يدرك بأنه يكتب قصة رومانسية.
    Ne yaptığının farkında değildi. Open Subtitles لم يكن يعلم ما كان يفعل
    Ama o farkında değildi. Open Subtitles لم يكن يعلم ما لديه.
    O ne yaptığının farkında değildi. Open Subtitles لم يكن يعلم ما يفعله
    Anlattı ama bilmediğimin farkında değildi ama o şekilde öğrendim işte. Open Subtitles لقد أخبرني، لكنه لم يكن يعرف حقا أنه يخبرني، لكن هكذا عرفت.
    Tekne şeytaniydi ama ne kadar olduğunun farkında değildi. Open Subtitles كان القارب الشر، ولكنه لم يكن يعرف كيف الشر.
    Ne yazık ki, Sherlock, Han'ın terörizmi finanse ettiğinin farkında değildi. Open Subtitles لسوء الحظ ما لم يدركه شيرلوك أن (هان) كان يموّل مؤامرة إرهابية
    Teyla yerini ilettiğinin hiç farkında değildi. Open Subtitles تايلا لم تكن تعلم أنها تكشف موقعكم ؟
    Ama o ne kadar özel olduğunun farkında değildi. Open Subtitles لكنها لم تكن تعلم حقاً كم كانت رائعة
    Kaptan Poldark ayakta zor duruyordu ve dediklerinin farkında değildi. Open Subtitles الكابتن بولدارك لم يكن مدركاً عقليا ولم يكن محكماً لتصرفاته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more