"farkındasınız" - Translation from Turkish to Arabic

    • تدرك
        
    • تدركين
        
    • تدركون
        
    • مدرك
        
    • تعلمان
        
    • أتدركان
        
    Yenilediğiniz implantın içinde dinleme cihazı olduğunun farkındasınız değil mi? Open Subtitles هل تدرك أن الزرعة المستبدلة كان تحتوي جهاز تنصت بداخلها؟
    Partinizdeki pek çok kişi, geçmişteki güzel günlere bakarken, siz onların hiç olmadığının farkındasınız. TED تدرك بأن عدد من حزبك ينظرون لبعض الأيام الخوالي التي تعلم انها لم تأتي
    Partidekilerin çoğunun 50'li, 60'lı yıllara özlem duyduğunun farkındasınız çünkü onlar, hepsinden de öte, güzel yıllardı. TED تدرك بأن العديد من حزبكم يعودون للخمسينات والستينات لأن تلك كانت بعد كل الأيام الجميلة التي مضت.
    Bunun dinimizin gereklerini özgürce yerine getirme hakkımıza yönelik bir saldırı olduğunun farkındasınız. Open Subtitles الآن, تدركين بأن هذا اعتداءٌ على حقنا بممارسة شعائر ديننا؟
    Tamam, peki hala tüm kitapları okumanız gerektiğinin farkındasınız, değil mi? Open Subtitles اوه, حسناً ولكن انتي تدركين انك يجب ان تقرأي كل تلك الكتب
    Bizim sevgilimiz yok diye kendisininkini başımıza kaktığının farkındasınız değil mi? Open Subtitles انتم تدركون انه يحاول اغاضتنا بحقيقة أن لديه عشيقة ونحن لا
    Utangaç olma. Sıkı sıkı tut. Bunun prova olmadığının farkındasınız, bu bir performanstı. Open Subtitles لا تخجلين ، أمسكيه أنت مدرك بأن هذه لم تكن بروفة
    İkiniz de bunun tamamen rezalet olduğunun farkındasınız, değil mi? Open Subtitles أنتما تعلمان ان ذلك ضرباً من الجنون، صحيح؟
    Yapmayın, eminim fotoğraflarınızın gazetelerimizi ne kadar sık onurlandırdığının farkındasınız. Open Subtitles هيا ، بالتأكيد أنت تدرك عدد المرات التى تشرفت صحفنا بصورتك بها
    Geçitten geçtiğiniz anda, artık tek başınıza olacağınızın farkındasınız. Open Subtitles أنت تدرك في لحظة عبورك لتلك البوابة ستكونلوحدك,
    Benim bir kedi olduğumun farkındasınız değil mi bayım? Open Subtitles جارفيلد، منذ متى ترفض اللازانيا؟ أنت تدرك بأني قط اليس كذلك يا سيدي؟
    Endişelenmemiz gereken sadece polis değil, bunun farkındasınız. Open Subtitles هل تدرك أنه ليس الشرطي فقط الذي يجب أن نقلق بشأنه
    Sizin aradığınız cevabı veremeyeceğimizin farkındasınız değil mi? Open Subtitles انت تدرك انه يمكن الا نعطيك الجواب الذي تبحثون عنه بهذه القضية, صحيح؟
    Festivalin çok yaklaştığının farkındasınız, değil mi? Open Subtitles انت تدرك ان الاحتفال أصبح قريبا.. اليس كذلك ؟
    O zaman bir işe girmem gerekecek... farkındasınız değil mi? Open Subtitles ثم عليّ الذهاب إلى العمل أنتِ تدركين ذلك
    Hakim oğlunuzun lehine karar verirse, ebeveynlik haklarınızdan feragat etmeniz gerekecek, farkındasınız değil mi? Open Subtitles هذه وحده من السيناريوهات التي كنت أُشير إليها أنتي تدركين أن إذا قوانين القاضي في مصلحتك ابنك
    Eğer istifa ederseniz emekli aylığınızı sağlık sigortanızı ve diğer yardımlarınızı kaybedeceğinizin farkındasınız değil mi, Bayan Flynn? Open Subtitles أنت تدركين يا سيدة فين لو استقالتي فستخسرين معاشك الرعاية الصحية وكل فوائدك
    Saatin 9'u geçtiğinin farkındasınız değil mi? Open Subtitles أنتم تدركون أن الساعة تجاوزت التاسعة صحيح ؟
    Bu gece Bilim Kurgu Kanalı'nda dev böcek filmleri maratonu olduğunun farkındasınız, değil mi? Open Subtitles تدركون أنهم سيعرضون الكثير من الأفلام الجميلة
    Bunun biraz yetersiz olduğunun farkındasınız. Open Subtitles أنتم تدركون أن هذا ضئيل بعض الشيء
    Omaha'da gemiden indiğimizden beri bu sorunun farkındasınız! Open Subtitles انت مدرك لهذة المشكلة منذ "منذ أن خرجنا من الماء في"اوماها
    Bir ABD federal ajanıyla konuştuğumu yanlış kişiler görürse bunun hayatıma mal olacağının farkındasınız. Open Subtitles أنت مدرك الذي إذا أَرى مِن قِبل الناسِ الخاطئينِ كَلام مع a الولايات المتّحدة الوكيل الإتحادي،
    Sizi duyabildiğimin farkındasınız değil mi? Open Subtitles طبعا كلاكما تعلمان أنني استطيع سماعكما
    Bunun ne kadar çılgınca bir şey olduğunun farkındasınız değil mi? Open Subtitles لا، لا، لا، لا أتدركان مدى جنون هذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more