"farz edelim" - Translation from Turkish to Arabic

    • دعنا نفترض
        
    • دعونا نفترض
        
    • لنفترض أن
        
    • ماذا لو
        
    • بافتراض أننا
        
    • لنفرض
        
    • لنمنحك حق
        
    • لنتظاهر
        
    • فلنفترض أنك
        
    • فلنقل
        
    • لنفترض أنني
        
    • لنفترض أننا
        
    Orada birisi olduğunu farz edelim. Niye bir sene sonra mektup göndersin? Open Subtitles دعنا نفترض أنّ شخص ما كان هناك لماذا يرسل رسالة بعد سنة من الحادثة؟
    Bir an için bir plan olmadan iş yapacak bir salak olmadığımı farz edelim, tamam mı ? Open Subtitles دعنا نفترض إنني مُجرد أحمق بلا خطة، إتفقنا؟
    Çalışma odasının kapısının açık olduğunu farz edelim. Open Subtitles والآن دعونا نفترض ان باب المكتب كان مفتوحا
    farz edelim Dr. No bu değişimi hacklemeye çalışsın. TED لنفترض أن الدكتور نو يحاول اختراق عملية التبادل.
    Peki şöyle farz edelim, bizi yakından ilgilendiren, çeşitliliğin olduğu ve kapsayıcı bir yerde çalıştığımızı düşünelim. TED إذاً ماذا لو على الرغم من ذلك، ماذا لو عملنا في بيئة شاملة ومتنوعة وكان لدينا شيء ما نعمله هناك؟
    Manyak olmus. Bir dakika. simdi kiyafetindeki rengi degistirdigimizi farz edelim. Open Subtitles مهلاً، بافتراض أننا غيرنا لون بدلتك الآن
    Bak, farz edelim ki, birini temizlemek ve yakalanmamak istedin. Open Subtitles لنفرض أنك أردتِ سرقة أحدهم دون الإيقاع بكِ
    Haydi farz edelim sektör polislerini halledip şehirden çıktın. Open Subtitles لنمنحك حق العبور من قطاع الشرطة بدون إذن والخروج من المدينة
    Bir şey bilmediğimizi farz edelim. Open Subtitles لنتظاهر بأننا لا نعرف شيئا ليس على امتداد طويل
    Uzay gemilerini, dünyanın farklı köşelerine koordinatlamak istediğinizi farz edelim. Open Subtitles فلنفترض أنك أردت الاتصال بهذه السفن في أي جزء من على الأرض
    Kabul etmek istemiyorsan, benimki farz edelim. Open Subtitles إن لم ترغب فى الإعتراف بهذا، فلنقل أنه أنا.
    farz edelim ki bu saçma deneylerin gerçekten bir işe yaradı. Open Subtitles أعني، دعنا نفترض نجاح إحدَ هذهِ التجارب السخيفة
    Doktor, farz edelim ki bu ruh bize televizyon vasıtasıyla ulaşıyor. Open Subtitles دكتور,دعنا نفترض بأن الاشباح والاوراح ...تستطيع ان تتصل بنا بالتلفاز
    Bir saniyeliğine farz edelim ki, morgunuz havaya uçmadı. Open Subtitles دعنا نفترض للحظه ,أن مشرحتكم لم تنفجر
    Pekala, siz ikinizin tüm gün bunu yaptığınızı farz edelim. Open Subtitles . حسناً ، دعونا نفترض قدرتكم على فعل هذا طوال اليوم
    Amca, farz edelim Ben sana Rs. 3600 komisiyon olarak ödeme yaptım. Open Subtitles العم، دعونا نفترض فقط... ... كنت قد دفعت لي روبية. 3600 كعمولة.
    Bir partide, en az altı insan olduğunu farz edelim. TED لنفترض أن هناك ست أشخاص على الأقل في حفلة.
    farz edelim l.N.S. Onu yakaladı ve Meksika'ya geri yolladı. Open Subtitles لنفترض أن دائرة الهجرة قبضوا عليه وأعادوه إلى المكسيك
    farz edelim ki, araba direksiyonu bir duvara kırıyor, diğer yayaları kurtarmak adına, duvara çarparak arabadaki yolcuyu yani sizi öldürüyor. TED ماذا لو انحرفت السيارة في اتجاه الحائط لتسحقك وتقتلك، أنت الراكب فيها، لتنقذ هؤلاء الراجلين؟
    Hikayesine inandığımızı farz edelim. Direksiyon başında kimin olduğunu görebilen var mı? -Hayır. Open Subtitles بافتراض أننا نصدّق كلامه فهل شاهد أحد الشخص الذي يقود السيارة ؟
    Bir gardiyan her zaman doğruyu söylüyor. Bu gardiyanın sen olduğunu farz edelim. Open Subtitles أحد الحراس دائماً يقول الحـقيقة , لنفرض هـذا الحارس أنتِ
    Haydi farz edelim sektör polislerini halledip şehirden çıktın. Open Subtitles لنمنحك حق العبور من قطاع الشرطة بدون إذن والخروج من المدينة
    Arabadaki sürücü ve yolcu olduğumuzu farz edelim. Ben sürerim. Open Subtitles لنتظاهر أنّنا السائق والراكب في السيارة، أنا ساقود.
    Tamam, şimdi orada hiçbir Alman olmadığını ve her şeyin istenildiği gibi gittiğini farz edelim. Open Subtitles فلنقل أنّ الألمان لم يتواجدوا هناك..
    farz edelim ki yalan söylüyorum, ki söylemiyorum ama söylüyor olsaydım, nişanlınla arkadaş olmamı isteyecektin. Open Subtitles حسناً، لنفترض أنني أكذب، الأمر الغير صحيح لكن افتراضاً. تحتاجين لأكون صديق مع خطيبك؟
    farz edelim bu kuadın hem sallanmasını hem de bu çubuğu dengelemesini istiyoruz. TED لنفترض أننا نريد من هذا الرباعية ألا تحوم فقط ولكن أيضا أن توازن هذا العمود.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more