Saf alkol. Fazla değil ama iyi gelir. | Open Subtitles | هذا كحول صافى ليس كثيراً,ولكن ربما يساعدك |
Çok Fazla değil. 2500. Daha fazla bir şeyler yapmak isterdim. | Open Subtitles | هذا ليس كثيراً 2500 يا ريت لو إستطعت توفير الأكثر من أجلك |
Her zamankinden Fazla değil, şef. Şimdi neden bir fark olsun ki? | Open Subtitles | ليس أكثر من العادة يا رئيس لماذا يجب أن تكون الأشياء مختلفة؟ |
Pek Fazla değil. Benim için işlerin çoğunu yapacak bir sekreterim var. | Open Subtitles | ليس الكثير لدي سكرتيرة تتولى هذه الأعمال |
Fazla değil. Ama ne olursa olsun Nyah başının çaresine bakar. | Open Subtitles | ليس كثيرا , ولا يهم ما يحدث سوى أن عليها أن تحذر من نفسها |
- Çağıracağım tanık salonda değil. - Üç dakika. Daha Fazla değil. | Open Subtitles | ــ شاهدي القادم ليس في قاعة المحكمة ــ ثلاث دقائق، لا أكثر |
Azıcık tereyağı, tamam mı? Fazla değil. Nedenini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | قليل من الزبدة ,ليس كثيراً ,أتعرف لماذا؟ |
- Çok Fazla değil. - Henri böyle bir hücrede ne kadar kaldı? | Open Subtitles | ليس كثيراً - كم من الوقت حُبس هنرى فى مثل هذة الحجرة ؟ |
- Çok Fazla değil sanırım daha çok üzülüyorum. | Open Subtitles | . ليس كثيراً . ليس أكثر من الشعور بالحزن |
Fazla değil. Herhalde yukarıdakiler geç kaldılar. | Open Subtitles | ليس كثيراً لقد تأخروا بالأعلى على ما أظن |
Her zamankinden Fazla değil, şef. Şimdi neden bir fark olsun ki? | Open Subtitles | ليس أكثر من العادة يا رئيس لماذا يجب أن تكون الأشياء مختلفة؟ |
- Herkesten Fazla değil. - Benden daha azdır, eminim. | Open Subtitles | ـ ليس أكثر منك ـ أقل بكثير مني ، أنا متأكد |
Benden nefret ettiğini biliyorum Zeyna... kendimden nefret ettiğimden daha Fazla değil. | Open Subtitles | أعلم بأنك تكرهيني ليس أكثر مما أكره نفسي |
Elektriği iletmek için birşeye ihtyacım var, ama çok Fazla değil. | Open Subtitles | أحتاج لشيء يوصل الكهرباء و لكن ليس الكثير منها |
Tamam sana birşeyler verebilirim. Ama Fazla değil. | Open Subtitles | حسنا يمكنني ان اعطيك القليل و ليس الكثير |
Hayır, pek Fazla değil. Bilirsin, zengin insanlar hastanede ölmeyi yeğlerler. | Open Subtitles | لا ، ليس الكثير ، تعلم أن الإغنياء يفضلون الموت في المستشفيات |
- Çok Fazla değil. Transkriptine baktım. | Open Subtitles | ـ ليس كثيرا جدا ـ أنا راجعت سجلك المدرسي |
Beş dakika. On dakika... daha Fazla değil. Sonra... ben yokum. | Open Subtitles | خمس أو عشرة دقائق لا أكثر وبعد ذلك سأختفي من حياتك |
Pekala, bil diye söylüyorum, 11, benim yaşımdaki bir kadın için çok Fazla değil. | Open Subtitles | حسناُ ، لتعلم أن احدى عشر ليس كثير في مرأة في سني |
Hayır Indio, dört hafta. Dört haftadan Fazla değil. Sancho. | Open Subtitles | لا اينديو بقي اربعة اسابيع ليس اكثر من اربعة اسابيع |
Sorulacak çok soru var, fakat istenenler çok Fazla değil. | TED | يوجد الكثير لطلبه لكنه ليس كثيرًا جدًا. |
Fazla değil ama biraz zaman kazanmaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | ليس طويلاً ، ولكنني ، احتجت إلى بعض الوقت |
Michael bir sürü doğumgünüm oldu-- Yani çok Fazla değil ama bu hayatımın en güzel doğumgünüydü. | Open Subtitles | مايكل، من أعياد ميلاد كثيرة، ليست كثيرة فإن هذا أفضل عيد ميلاد |
Fazla değil. Paramızı şimdi geri istiyoruz. | Open Subtitles | ليس طويلا نريد مالا حالا |
Amerika'da son zamanlarda erkekler için günde dokuz tatlı kaşığı şekerden daha fazlasını yememeleri öneriliyor, bu kadınlar için ise altı tatlı kaşığından Fazla değil. | Open Subtitles | في الولايات المتحده اوصوا للرجال مؤخرا بأن يحصلوا على لا اكثر من تسع ملاعق من السكر باليوم |
Fazla değil. | Open Subtitles | ليس لمدة طويلة. |
Bekleyeceğiz, Maria...! Ama çok Fazla değil! | Open Subtitles | سننتظر يا ماريا , و لكن ليس لوقت طويل |
Kırmızı kan hücreleri hafif düşük ama çok Fazla değil. | Open Subtitles | نسبة كريات الدم الحمراء مرتفعة نسبياً ولكن ليست لدرجة عالية |