"fazla vaktim" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكثير من الوقت
        
    • متسع من الوقت
        
    • الوقت الكافي
        
    • وقت كثير
        
    • لدي وقت كبير
        
    • وقتُ كافي
        
    • لدي المزيد من الوقت
        
    Evet, hızlı olmalıyım çünkü şu andan itibaren laboratuara gelmek için Fazla vaktim yok. Open Subtitles نعم، كان علي أن أفعل ذلك بسرعة لأنني لا ينبغي أن ديك الكثير من الوقت من الآن فصاعدا أن تأتي إلى المختبر.
    Fazla vaktim yok. Önemli bir dava ile ilgileniyorum. Open Subtitles ليس لدي الكثير من الوقت أنا مرتبط بمحاكمة
    - Bunu sonra konuşabilir miyiz? - Fazla vaktim yok. Open Subtitles هل نستطيع أن نتحدث عن ذلك وقت آخر أنا لا أملك الكثير من الوقت
    Fazla vaktim yoktu o yüzden 7 yaşındayken hazırladığım bir tasarımı temel aldım. Open Subtitles لم يكن لدى متسع من الوقت لذا بنيته على تصميم قديم عندما كنت فى السابعة
    Bu çok hoşuma giderdi, ama Fazla vaktim yok. Open Subtitles لا يوجد شيء أفضل من ذلك .و لكنني لا أملك الوقت الكافي
    Kanka, hatunun sosyal statüsü belli olana kadar Fazla vaktim yok. Open Subtitles ليس لدي وقت كثير قبل ان يحدد مركزها الاجتماعي
    Bu gece dolunay çıkacak. Fazla vaktim yok. Open Subtitles الليله يكتمل القمر ليس لدي وقت كبير
    Yeter ki kısa kes. Fazla vaktim yok. Open Subtitles فقط اختصر أنا ما عِنْديش وقتُ كافي
    Bana konuşana kadar seni dövmek isterdim ama Fazla vaktim yok. Open Subtitles بقدر ما أحب أن أقوم بصفعك حتى تقوم بإخباري ، إلا أنني لست أملك الكثير من الوقت
    Fazla vaktim yok John. Burada bir şeyler oluyor. Ayrıntıya giremem. Open Subtitles ليس لدى الكثير من الوقت يا جون هناك الكثير ، لذلك لن استطيع الشرح
    Fazla vaktim yok. İki gün sonra tayin olacak. Open Subtitles ليس لدي الكثير من الوقت سوف يعاد تعيينها بعد يومان
    Protokol çantada. Ve dediğim gibi, Fazla vaktim yok. Open Subtitles .البروتوكولات موجودة في هذهِ الحقيبة أخبرتك، ليس لدي الكثير من الوقت
    Bunu düşünecek Fazla vaktim olmadı doğrusu. Open Subtitles حسناً، ليس الأمر كأنني أمتلك الكثير من الوقت لأبحث.
    Başkaları da telefon etmek isteyecek. O yüzden Fazla vaktim yok. Open Subtitles اسمعيني, الناس الآخرين يريدون إستخدام الهاتف, لهذا ليس لديّ الكثير من الوقت
    Iyi, ışığı bulmak için Fazla vaktim yok ayrıca çok sert de olamaz. Open Subtitles نعم , لم يتبقى الكثير من الوقت لتتبع القوانين لا يمكنهم التخيل
    Kabalık etmek istemem ama Fazla vaktim yok. Open Subtitles لا أريد أن أكون وقحاً، لكن ليس لديّ متسع من الوقت للكلام.
    Dinle, çok Fazla vaktim yok, sanırım James'in başı belada. Open Subtitles أنصت، ليس عندي متسع من الوقت ولكن أعتقد أن "جايمس" في ورطة.
    Hayır dinle. Fazla vaktim yok. Open Subtitles كلا اصغِ إليّ ليس لدي متسع من الوقت
    - Bir kaç dakika. - Çok Fazla vaktim yok. Open Subtitles بضع دقائق - انا لا احصل على الوقت الكافي -
    - Fazla vaktim yok. Simit almam gerekiyor. Open Subtitles اهدأ أيّها النمر - لا أملك وقت كثير, يُفترض مِنّي جلب كعك -
    Artık Fazla vaktim yok ve buraya size yardıma geldim. Open Subtitles ليس لدي وقت كبير لكن أنا هنا لمساعدتك
    Düşünmeye daha Fazla vaktim olsaydı, daha değişik hareket edebilirdim. Open Subtitles ربما لوكان لدي المزيد من الوقت للتفكير لفضلت شيء آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more