Babamın mutluluğu için, böyle küçük bir fedakarlığı nasıl yapmam! | Open Subtitles | لأجل سعادته، هل أنا لا يمكنني تقديم هذه التضحية الصغيرة؟ |
Babamın mutluluğu için, böyle küçük bir fedakarlığı nasıl yapmam! | Open Subtitles | و لأجل سعادته لماذا لا يمكنني تقديم هذه التضحية البسيطة؟ |
Benim için her türlü fedakarlığı yaparak, beni bu okula gönderen ailemden de saygınlığı öğrendim. | Open Subtitles | و من تضحية والديَّ بكل شئ لإرسالي إلى تلك المدرسة تعلمت الامتنان |
Ama bizimle gelirsen, onların fedakarlığı boşa çıkmamış olur. | Open Subtitles | لكن إذا جئت معنا, فستستطيع أن تبرر تضحيته. |
Çünkü her seçim, bir fedakarlığı da beraberinde getirir. | Open Subtitles | لأن الاختيارات . عبارة عن تضحيات |
Böyle bir fedakarlığı belki sen yapabilirdin ama ben gerçekten böyle şeyler yapacak veya söyleyecek kimseyi tanımıyorum. | Open Subtitles | وحتى الصداقة أحيانًا لعل بمقدورك أن تقدم بعض التضحيات لكني حقًا لا أعرف أحدًا قد أقدم على ذلك أو تحدث هكذا |
Ailelerinize bulunduğunuz fedakarlığı bizzat kendim haber vereceğim. | Open Subtitles | سأعلم عائلاتكم بنفسي بالتضحية التي قدمتموها |
Sonra, telefonda konuştuk ve bana söylediği bir sürü şeyden biri bizim ne hissettiğimizi tahmin bile edemediği, ve Thomas'ın en büyük fedakarlığı yaptığı ve kendisini bize borçlu olarak hissettiğiydi. | TED | وبعد ذلك تحدثنا على الهاتف وأول شيء قالته لي كان أنها ربما لا يمكن أن تتخيل كيف كان شعورنا وأن توماس قد أعطى التضحية الكبرى وبدت أنها تشعر أنها مديونة لنا |
Eni konu yapacağın bu fedakarlığı, şimdi yaparsan çok daha iyi olur. | Open Subtitles | يجب عليك ذلك. هذه التضحية يجب أن قوم بها الاّن |
böyle bir fedakarlığı düşünmeden, sorumsuzca yapamam. | Open Subtitles | فانا لا افكر فى التضحية به بهذا الاسلوب المرتجل. |
Baba, benim için yaptığın fedakarlığı anlıyorum. | Open Subtitles | أبي، أدرك قدر التضحية التي قمت بها من أجلي. |
Ve tavşan yalnızca ot getirebilmiş ve en büyük fedakarlığı yapmış... | Open Subtitles | و الأرنب، تمكّن من جمع العشب فقط، باذلاً التضحية الكبرى |
Sana geldim çünkü fedakarlığı herkesten çok sen anlayabilirsin. | Open Subtitles | أتيت إليك لأنك تفهمين التضحية أكثر من أي أحد. |
Hiçbir zaman silah yapmak istememiştim ama bu fedakarlığı sevdiğim kadın için yaptım. | Open Subtitles | لم أرغب في صنع الأسلحة من أجل القتل. كان ذلك تضحية من أجل محبوبتي. |
Ülkemi korumak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım. | Open Subtitles | هذه تضحية أنا مستعد لها لأجل البلد الذي أقسمت بحمايته |
Onun ve diğerlerinin fedakarlığı düşmanı yendi, topraklarımızı kurtardı ve özgürlüğümüzü temin etti. | Open Subtitles | تضحيته بجانب الآخرين هزمت عدونا، أنقذت أرضنا و حققت حريتنا |
Ülkesinin, fedakarlığı için ne kadar minnettar olduğunu öğrenmesi gerek. | Open Subtitles | يحتاج أن يعرف أن الوطن ممتن له على تضحيته |
Sparta'nın fedakarlığı bizi birleştirecek. | Open Subtitles | تضحيات الإسبرطيون ستكون ما يوحدنا. |
Gerçek özgürlük, fedakarlığı ve acı çekmeyi gerektirir. | Open Subtitles | أن الحرية الحقيقية ، تتطلب التضحيات والآلام |
Onun ihtiyacı olan fedakarlığı yapamadı değil mi? | Open Subtitles | لم تستطع أن تقوم بالتضحية التي يحتاجها، أليس كذلك ؟ |
Hizmette bulunmamış olabilirim ama sorumluluğu ve fedakarlığı bilirim. | Open Subtitles | ربما أننى لم أخدم ولكنى أعرف عن الواجب و التضحيه |
Onun fedakarlığı sayesinde buraya kadar geldik ve artık kaybedemeyiz. | Open Subtitles | تضحيتها سمحت لنا بالنجاة و الأن لا يمكننا أن نخسر |
Demek istediğim, Şeytan'ı çağırmak için kan fedakârlığı yapmalısın. | Open Subtitles | أعني،إذا مضيتِ في استدعاء الشيطان فعليكِ أن تقومِ بتضحية تتضمن الدم |
Ama bu fedakârlığı tek başına yapmana izin veremem. | Open Subtitles | لكن لا يَجْعلُ هذه التضحيةِ وحيد. لأجل حبّنا... |
Yüz binlerce insanın fedakarlığı ile elde edilen taktiksel gelişmeleri bir kenara itip devlere yemek olmayı mı bekleyeceksiniz? | Open Subtitles | سنتخلّى عن الإستراتيجيات التي كلّفتنا ،عشرات الآلاف من الأرواح و ندع الـ ( تايتن ) تلتهِمُنا من دون قتال؟ |