"filipinler" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفلبين
        
    • الفليبين
        
    • الفيلبين
        
    • الفيليبين
        
    • الفلبينية
        
    • فلبيني
        
    • الفلبيني
        
    • للفلبين
        
    • والفلبين
        
    Filipinler'e son bir saldırı için hazır, yarım milyondan fazla asker kıyıya çıktı. Open Subtitles أكثر من ربع مليون جندي جاء على اليابسة جاهزون للهجوم النهائي على الفلبين
    Bugünkü Filipinler Birleşik Devletlerin 1. Dünya Savaşında sahip olduğu hemen hemen aynı ekonomiye sahiptir. TED الفلبين اليوم لديها تقريبا نفس إقتصاد الولايات المتحدة أثناؤ الحرب العالمية الأولى.
    Yabancıların iyiliğine de şahit oldum, özellikle Filipinler'deki uzak şehirlerde. TED لقد تعايشت مع طيبة الغرباء، خصوصًا حين نسافر إلى مقاطعات بعيدة في الفلبين.
    Onu Filipinler'de kullanmak istiyor. Open Subtitles كان يريد استخدامها في الفليبين
    1960'ların ortasında Doktor Campbell Filipinler'de milyonlarca yetersiz beslenen çocuk için daha fazla protein bulmaya çalışıyordu. Open Subtitles في أواسط 1960، (كان الطبيب (كامبل في (الفيلبين)، محاولاً الحصول على المزيد من البروتين
    Daha çok şey öğrenmek için Filipinler'e gitmek üzere bana şans verilmişti. TED ولذا مُنحت الفرصة أن أذهب إلى الفلبين لتعلم المزيد.
    10 yıl sonra, Japon kapaklarının bir çoğu artık bizim Doğu Çöplüğü dediğimiz yeri, bizimkiler ise Filipinler'i kirletiyor. TED بعد عشر أعوام، الكثير من أغطية اليابان هي في ما نسميه رقعة القمامة الشرقية بينما تلوث أغطيتنا الفلبين
    AF: Filipinler'de. Bayanlar ve baylar, tamamen böyle görünen çok sayıda nehir var. TED أ.ف: هذه في الفلبين. وكما تعلمون، سيداتي سادتي، هناك الكثير من الأنهار، تبدو تمامًا هكذا.
    Filipinler: cennet gibi bir ülke. Gezegendeki en berrak sulara ve en mavi gökyüzüne sahip. TED الفلبين: هي البلد المثالي الذي يتمتع بأنقى المياه وأكثر السماوات زرقة على سطح الكوكب.
    Daha sonra şunu düşündük, niye işin içine dini katmayalım ki? Çünkü Filipinler'de Katolik Kilise çok etkiliydi, Taylandlılar ise Budisttiler. TED ومن ثم قررنا ان نلجأ للدين لانه في الفلبين الكنسية الكاثوليكية كانت قوية جداً وفي تايلندا .. هم بوذيون
    Hepsi denizciler, denizaltı devriyeleri ve Filipinler'deki gerillalar hakkındadır. Open Subtitles رؤية صور الحرب التى بها الطائرات الحربيه ودوريات الغواصات والضفادع البشريه والمقاتلين فى الفلبين
    Filipinler'de gönderdiğin iç çamaşırı dolu çanta Moskova'ya pek komik gelmedi. Open Subtitles حتى فى الفلبين عندما مررت حقيبة من الملابس الداخلية موسكو لم تجده مسليا
    Filipinler'de Quirino'yu, Guatemala'da Arbenz'i... Open Subtitles أطحنا بكويرينو في الفلبين أربينز في غواتيمالا
    Filipinler'de bir adres vermemiş. Open Subtitles ليس معي عنوانهم في الفلبين انه ليس إلا رقم هاتف إبنها
    Kzıl Deniz'de, Doğu Afrika'da, Maldivler'da, Filipinler'de bu tür problemlerin eşi benzeri görüşmemiş oranda ortaya çıktığını görüyoruz. Open Subtitles البحر الأحمر شرق أفريقيا المالديف الفلبين نرى هذا النوع من المشاكل تظهر في نسبة لم يسبق لها مثيل
    Filipinler'de senin yanında olmak için kaldığını söylüyor. Open Subtitles تدّعي بأنها بقيت بجانب الفلبين لتكون بقربك
    garanti ederim ki ikiniz beraber Filipinler'den gitmekte özgür olacaksınız. Open Subtitles أضمن لكم أنتم الإثنان سيطلق سراحكم لتغادروا الفلبين سويةً
    Peki ya Filipinler? Open Subtitles ماذا عن الفليبين انفسهم؟
    Filipinler'de adamlarım var. Open Subtitles لا ، لدي اشخاص داخل الفيلبين
    Filipinler'de öğleden sonraları,.. Open Subtitles فى الأمسيات فى الفيليبين
    40 yıllık şiddetten ve on binlerce ölüden sonra, Filipinler Hükümeti ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasında bir barış antlaşması imzalandı. Open Subtitles بعد40عاماًمنالعنفوقتلالآلاف أنعقد إتفاق سلام بين الحكومة الفلبينية وجبهة التحرير الإسلامية "مورو "
    Son şampanyamı Filipinler'deki Double Tree'de bir düğünde davetsiz misafirken içtim. Open Subtitles آخر مرة شربت فيها الشامبانيا كانت في حفل زفاف فلبيني قمت بإقتحامه.
    Filipinler hapishanelerinde 15 yıl geçirdi. Open Subtitles حُبس لـ15 عام في السجن الفلبيني.
    Oh, pekala, kahve makinesi gibi tekrar paketleyip Filipinler'de satışa çıkarın. Open Subtitles حسناً اعد تغليفهن واكتب عليهن لفحص حساسية القهوة وقم ببيعهن للفلبين
    Mesela Hindistan, Filipinler, Çin, Ukrayna gibi örneklerle aradaki büyük farkı görebiliyorsunuz. TED ويظهر الفرق الشاسع في الهند والفلبين وأكرانيا، من هذه الأمثلة،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more