"fren" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفرامل
        
    • المكابح
        
    • فرامل
        
    • مكابح
        
    • الكابح
        
    • الكوابح
        
    • فرملت
        
    • للفرامل
        
    • بغتة
        
    • فرمل
        
    • فرمله
        
    • كبحت
        
    • يفرمل
        
    • والفرامل
        
    • كابحات
        
    Kadınlar freni çok daha fazla kullanırlar bu yüzden fren çok çabuk eskir. Open Subtitles تميل النساء إلى استخدام الفرامل بشكل أكثر لذا هي تضعف معهم بشكل أسرع
    Neyse işte, işin bitince fren lambalarının ampullerini değiştirmeyi unutma yeter. Open Subtitles أيا كان، روس. مجرد استبدال المصابيح في أضواء الفرامل بعد الانتهاء.
    Otoyolda yol alan genç bir sürücüydüm önümde de bir araba vardı, fren lambalarının yandığını gördüm. TED كنت سائقة شابة على الطريق السريع رأيت ضوء المكابح على السيارة التي كانت أمامي
    Olan şey de şuydu; bir kamyon, arabanın önüne sürdü ve araba fren yapamadı. TED وما حدث كان أن شاحنة خرجت أمام السيارة وفشلت السيارة في الضغط على المكابح.
    Bu seni Porsche fren, Ferrari motor, Volvo kasa, BMW şasi koymaya iterdi. TED من شأنه أن يؤدي لك أن تضع في فرامل بورشة، محرك فيراري، هيئة فولفو، هيكل بي أم دبليو.
    Tren çoktan istasyondan çıktı ve basılabilecek bir fren yok. TED القطار غادر المحطة بالفعل، ولا يوجد مكابح لشدها.
    Her şeyi tekerleklere taşıdık, yani tahrik motoru, direksiyon motoru, fren, hepsi tekerlekte. TED ونواقل الحركة. لقد نقلنا كل شيئ إلى العجلات، بحيث يكون لدينا موتور القيادة، موتور المقود، الفرامل كلها في العجلة.
    Bu grafiğe bakarsak, altta gerekmediği hâlde arabanın ne sıklıkla fren yaptığını gösteriyor. TED عند مشاهد هذا الرسم البياني، ويبين الجزء السفلي كم من مرة تقوم السيارة بتفعيل الفرامل رغم عدم الحاجة لها.
    Dikey eksen ise kazadan kaçınmada size yardımcı olmak için ne kadar sıklıkla fren yaptığını gösteriyor. TED والمحول العمودي يرمز لعدد المرات التي ستقوم فيها السيارة بتفعيل الفرامل عتد الحاجة لها لتتفادى التعرض لحادث.
    Sonra, yine fren yapmak zorunda kalırlar, sonunda daha çok dur kalk bir trafiğe sebep olan bir başka geri bildirim döngüsü oluştururlar. TED ثم، يتوجب عليهم كبح الفرامل مجددًا، مما يسبب إنشاء حلقة تلقيم راجع أخرى والتي تسبب المزيد من زحمة التوقف والمسير.
    - fren pedalında. "Osmunda"! Yani eğreltiotu kökü. Open Subtitles ـ وجدت جذع من نبتة السرخس على دواسة الفرامل
    Birazdan daha iyi bilgi verir, kaptan. fren zamanı. Open Subtitles يمكنني إجابتك بشكل أدق بعد قليل، أيها الربان، حان وقت المكابح
    fren kolunu ve dönüş anahtarını alıyorum, Denny. Open Subtitles ساخذ مقبض المكابح منك ومفتاح العكس يا ديني
    Tamirhanede dediklerine göre fren kampanasının valfı gevşemiş. Open Subtitles قالوا في ورشة التصليح أن صمام اسطوانة المكابح تم حله
    Tamirhanede dediklerine göre fren kampanasının valfı gevşemiş. Open Subtitles قالوا في ورشة التصليح أن صمام اسطوانة المكابح تم حله
    Ateşleme ayarı, yağ değiştirme, fren balatası değiştirme, motor rektifiyesi, şanzıman... Open Subtitles تعبئة البنزين، تصليح المكابح تركيب المحركات، نقل قطع الغيار
    Ancak suçlama, bu teminatlar işe yaramadığında acil fren sistemi olarak görülmeli. TED ولكن يمكن أن يٌنظر إلى العزل كما فرامل الطوارئ عندما تفشل هذه الضمانات.
    İşte bu bizim direksiyon ve fren pedalı bulundurmayan tamamen sürücüsüz arabamızın prototipi. TED هذا نموذج لمركبة قيادة ذاتية تامّة من صنعنا، والتي بنيناها دون عجلة تحكم أو دواسة فرامل.
    Aniden fren yaptınız ve herkes yere düştü. Open Subtitles لقد أوقفت مكابح السيارة فجأة و كل شئ وقع
    Bu fren. Bunu kullanarak hızını ayarlayacaksın, tamam mı? Open Subtitles هذا هو الكابح , إنه يتحكم في سرعة هبوطك إلى الأسفل , حسناً ؟
    Arabanın fren balatalarını kesersen onu tamir edemem. Open Subtitles تعلم , أنك اذا قطعت أسلاك الكوابح بالسيارة لاأستطيع أصلاح ذلك
    fren yaptı, altı metre sonra ben fren yaptım ve motorun hızını 35 santimetre içinde saatte 180 kilometreye çıkarmaya çalıştım. Open Subtitles لذا عندما فرمل فرملت بعده بخمس أو ست أمتار و حاولت ظبط دراجتي على سرعة 180 كيلومتر في الساعة في 35 سنتمتر
    Müşteri şirketin adı Heymont fren ve Lastik. Open Subtitles حسنا , العميل هو هايمونت للفرامل والايطارات
    Ben deli değilim. fren yaptı ve beni kavradı. Open Subtitles لست مجنونة، توقّف بغتة وقام بمسكة.
    Lokomotiften bağımsız olarak, her vagonda bir acil fren kolu var. Bağlantılarını kesin. Open Subtitles بالاضافه الى القاطره توجد فرمله طوارئ فى كل عربه
    Aslında, sen ani fren yapmıştın. Open Subtitles تعرف أنك كبحت بسرعة
    - Lanet şey, fren yapmadı! Open Subtitles - هذا اللعين لم يفرمل -
    Bil diye söylüyorum, gaz sağda, fren solda. Open Subtitles لمعلوماتك ، البنزين لليمين والفرامل لليسار
    Üç tekerli fren sistemin yok, bu yüzden kendi ekseninde dönmelisin. Open Subtitles أنت لا تملك كابحات إطارات ثلاثية لذا يجب أن تقوم بالضغط بشده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more