Biz insanların anlamadığı bir şeyi anlıyor gibi görünüyorlardı | TED | بدوا و كأنهم فهموا شيئاَ لا نفهمه نحن البشر. |
İşgalciler, cangılla dost olmuş gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | المحتلين بدوا وكأنهم قد أتخذوا من الأدغال صديقاً لهم |
Seni bulacaklarından emin görünüyorlardı. | Open Subtitles | بدوا متأكدين جدا انهم يمكنهم أَن يجدوك إعتقدت إذا بقيت معهم |
Ben de hastaları izlemeye başladım, gecikmiş ergenlikleri hariç diğer herkes gibi görünüyorlardı. | TED | فبحثت في كيفية أفعال المرضى وبحثت في مرضى يبدون مثل سائر الأشخاص عدا أنهم متأخرون عن البلوغ |
Adamlar o zamanlar hala adam gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كان ما يزال الرجال يبدون بمظهر الرجال |
İlk 20 dakikasını seyrettim ama harika bir çift gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | لا، أنا رأيت فقط أول 20 دقيقة لكنهما يبدوان كزوجين رائعين |
Mutlu görünüyorlardı ve ikimizin birbirimizi daha iyi tanımamız için zaman kazanırım diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد بدو سعيدين أعتقدت هذا سيعطيني وقتاً لي وأنتِ بأن نعلم بعضنا البعض أفضل |
Zavallı Margaret ve o çocuk çok sağlıklı görünüyorlardı. | Open Subtitles | كلتا مارجريت وذلك الولدِ المسكينِ بَدوا صحّيَين جداً. |
Çok olgun görünüyorlardı. Hiç de küçüğe benzemiyorlardı. | Open Subtitles | .بدوا كَـ البالغين .لم يبدوا كَـ القاصرين ابداً |
Salındıktan hemen sonra. Bir araya geldikleri için çok mutlu görünüyorlardı. | Open Subtitles | مباشرة بعد الافراج عنه ، بدوا سعيدين جداً لاجتماعهم ثانية |
Şüphesiz solgun görünüyorlardı! | Open Subtitles | لايصدق لاعجب بأنهم بدوا شاحبين |
Hatırlıyorum, çünkü çok mutlu görünüyorlardı. | Open Subtitles | أذكر لٔأنهما بدوا سعيدين جداً |
Evet, büyükelçilikteki güvenlik görevlileri gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | نعم, لقد بدوا كحراس شخصيين من السفارة. |
Oldukça samimi görünüyorlardı kardeşim. | Open Subtitles | لقد بدوا متآلفين للغاية يا أخي |
Sapık gibi mi görünüyorlardı? Onlar vampirdi. | Open Subtitles | أليس هذا ما يبدون عليه كانوا مصاصين دماء |
Evet. Geçen gece gayet yakın görünüyorlardı. | Open Subtitles | نعم، يبدون كأنهم بينهم تعاملات كثيرة في الليل. |
Cana yakın insanlar gibi görünüyorlardı ve niyetlerinin ne olduğu hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | كانوا يبدون ودودين ولم يخطر ببالي، ما كان يدور في ذهنهم |
Odadaki bayanlar ondan çok etkilenmiş gibi görünüyorlardı, bu her zaman dezavantajdır. | Open Subtitles | سيدات الغرفة يبدون مسحورات به وهذا دائماً عيب |
"Ulusal Taşıma Güvenliği Kurumu" NTSB'den gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | يبدوان مثل جزء من طاقمِ إن تى إس بى. يتجولان وينظران إلى القطع |
Tanrım, birbirlerine çok uygun görünüyorlardı, değil mi? | Open Subtitles | يا للهول، كانا يبدوان مناسبين لبعضهما، أليس كذلك؟ |
İlk olarak insanlara doğruları anlatmaya çalıştım ama çok çaresiz görünüyorlardı. | Open Subtitles | في البداية حاولت تهدئة الناس... لكنهم فقط بدو يشعرون بخيبة الأمل |
İzlediğim kadarıyla iyi görünüyorlardı. | Open Subtitles | حقاً؟ بَدوا في حالة جيّدة مِنْ الذي رَأيتُ. |
Ama daha yakından bakınca farkettiler ki, her açıdan özdeş görünüyorlardı. | Open Subtitles | لكن, حين نظروا عن كثب وجدوا أنّهما مُتماثلتين بشتى الأنحاء. |
Çok mutlu görünüyorlardı. | Open Subtitles | كانا يبدوان ... سعيدين للغاية و لقد كبرا كثيراً، حتى بديا كطفلي رجلٌ آخر |