"göreceğin" - Translation from Turkish to Arabic

• ستراه
• تراه
• ترينه
• سترينه
• تشاهده
• ستشاهده
• ستقابلينهم
• ستشاهدينه
• ماسترينه

Ve eğer bir kelime edecek olursan göreceğin ilk kanatlar... çürümüş cesedinin etrafında vızıldayıp duran sineklerin kanatları olacak.
واذا قلت أى كلمة خلال ذلك الراديو ..الجناح القادم الذى ستراه سيكون جناح الذباب الذى يطير على جثتك النتنة

Karıma ya da kızıma bir şey olursa göreceğin son şeyim.
انا الشىء الاخير الذى ستراه اذا حدث شىء لزوجتى وابنتى

Belki de göreceğin tek şey , doğru olmasını istediğin şey olacaktır.
ربما كل شيء تراه هو ما كنت آمل أن يكون ذلك صحيحا.

Bu gece göreceğin tek şey o olacak, adi dostum.
هذا هو كل ما سوف تراه في هذه الليلة الكربون

Alplerden aşağı indiğinde ilk göreceğin yerdir.
أول شئ ترينه حين تنزلين من الجهة الأخرى لجبال الألب

Yoksa göreceğin tek şey strese kapılmış, 42 yaşında, boşanmış ve çocuksuz bir moruk ve hayal ettiğimin yakınından bile geçememiş bir kariyer olur.
و إلا كل ما سترينه رجل مرهق بعمر ال 42 مطلق بلا أولاد و مهنة ليست قريبة مما كان يحلم أنه سيكون

Tatlım, şu anda göreceğin şeye çok şaşıracak ve üzüleceksin.
عزيزي مالذي ستراه على الأغلب سوف يصدمكّ ويزعجك

göreceğin tek plaj tatilden sana yollayacağım kart olacak.
الشاطئ الوحيد الذي ستراه هو على البطاقة البريدية التي سأرسلها لك من إجازتي

göreceğin tek askılar, üzerindeki aptal önlüğünkiler olacak.
أو الشيء الوحيد الذي ستراه ذلك الزي الغبي الذي ستلبسه

Kloroform ile kendinden geçtiğinde son göreceğin şey onun yüzü olacak.
سيكون وجهها آخر شيءٍ ستراه قبل أن تتخدّر تحت تأثير "الكلوروفورم".

Ya sabaha kadar bana bir şampiyon doğurtursun... ya da bu göreceğin son gün doğumu olur.
ستولّد لي بطلا في الصباح أو سيكون آخر شروق ستراه في حياتك

- Karanlık inmeden önce göreceğin son yüz.
الوجه الأخير الذي ستراه قبل أن تغرق في الظلام

Ceset burada olduğundan ve perde geri çekilmiş olduğundan gece ilk göreceğin, o evin ışıkları olurdu.
فـ لأن الجثة كانت هنا و كانت الستائر مسحوبة فكانت الأنوار من ذاك المنزل هي أول ما تراه في الليل

Sadece etine saplandı ama istediğimi bana vermezsen son göreceğin şey onun gözlerinin arasından giren kurşun olur.
وغد إنه مجرد جرح لكن إذا لم تحضر لي ما أحتاجه هذا آخر شيء تراه قبل جعل أولادك أيتام

Bence zaten oldukça rahat. Tatlım, uyandığında göreceğin ilk kişi ben olacağım, tamam mı?
عزيزي سأكون اول شخص تراه بعد ان تستيقظ إتفقنا؟

Evlat, üniversiteye gitmezsen göreceğin tek kasaba sazdan çatıları olan ve içinde su tesisatı olmayan yerdir.
.. يا بني ، إذا لم تذهب إلى الكليّة الشيء الوحيد الذي سوف تراه في القرية هي أسقف من القش وبدون سباكة

Bu sana son teklifim yoksa o ışık, göreceğin son şey olacak.
و هذا هو العرض الختامى او سيكون هذا اخر ضوء تراه على الاطلاق

Şu ana kadar göreceğin en sevimli bina.
إنه حقا أجمل مبني ترينه علي الإطلاق، أقصد إنه أكثر

Ama bir daha deneyimin konusunda bana yalan söylersen göreceğin bir sonraki kalp kendininki olur çünkü bir biftek bıçağıyla onu yerinden söküp çıkarırım.
لكن إن كذبتِ عليّ مجدّداً بشأن خبرتك الجراحيّة فسيكون القلب التالي الذي ترينه هو قلبك حين أخرجه من صدركِ بسكّين اللحم

Gerçek dünyada göreceğin dövme silahları kadar iyi.
بنفس جودة أي مسدس أوشام سترينه بالعالم الحقيقي اعني, تقريباً

Pala'yı öldüreceğim. Sen de seyredeceksin ve bu göreceğin son şey olacak.
سوف أقوم بقتل (ماتشيتي) وانت ستشاهد فقط وسيكون أخر ما تشاهده

Bu göreceğin son gün ışığı olacak.
استمتع بالمشهد فهذا آخر نهار ستشاهده

Hayır, göreceğin insanlar kurmaca olmayacak.
كلا، مَن ستقابلينهم لن يكونوا من وحي الخيال

Jane, göreceğin şey seni şok edebilir, korkutabilir... ve aklını karıştırabilir.
-جين ، ما ستشاهدينه يمكن أن يصدمك و يخيفك و يحيرك

Ama eğer karanlığı ararsan heryerde göreceğin şey karanlık olur.
, لكن إذا بحثتي عن الظلام ذلك كل ماسترينه