Evet? Eğer görgü tanığı yoksa FBI bu resmi nasıl oluşturdu? | Open Subtitles | كيف قام المكتب الفيدرالي برسم صورة للمجرم بدون وجود شهود عيان؟ |
görgü tanığı yok, 911'i arayan olmamış, kayıp kişilerden kimsenin eşkaliyle de eşleşmedi. | Open Subtitles | لا توجد شهود ولا اتصالات بالطوائ لا توجد بلاغات شخص مفقود تطابق المواصفات |
Ve grafikten 4 numaralı kişinin de birinci görgü tanığı olduğunu görüyoruz. | TED | ومن الرسم البياني نرى أن الشخص رقم أربعة هو شاهد رئيسي أيضاً. |
NasıI? görgü tanığı Elliot Stanton ile Ben Hatfield'in tartışığını söylüyor. | Open Subtitles | شاهد عيان رأى إليوت ستانتون مستمرة في ذلك مع بن هاتفيلد. |
Tek görgü tanığı olan kulüp bekçisi, saat 22'de vardığınızı söylüyor. | Open Subtitles | الشاهد الوحيد الذي يمكنك أن تقدمه هو بواب النادي حين وصلت الساعة العاشرة |
Neredeyse yüzlerce görgü tanığı var, ama burada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كان هناك المئات من الشهود العيّان لكن هنا , تقريبا لاشيء |
Tasha'nın davanızda bir görgü tanığı olduğu için, bilgi almak istediğinizi söyledim, | Open Subtitles | لقد ابلغتها بأنك تحتاجين الإطلاع على التفاصيل بما أنها شاهدة بأحدى قضاياك |
Raees'in limanda olduğuna dair hiç görgü tanığı yok, Efendim. | Open Subtitles | لا يوجد شهود عيان لوضع رئيس على الميناء، يا سيدي |
Yalan söylüyorlar. görgü tanığı yok, kaçan bir deli yok. | Open Subtitles | كَانوا يَكْذبونَ، و لم يكن هنالك شهود و لا مجانين هَارِبين |
Sabıka kaydı, görgü tanığı, itirafname, gerekçe yok. | Open Subtitles | لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً |
Birkaç görgü tanığı onu kalp masajı yaparken görmüş. | Open Subtitles | عدة شهود عيان رأوه يقوم بعملية انعاش القلب والرئتين لكيفين شيبرد |
O iki cinayetin görgü tanığı ve ne gördüğünü bilmek istiyorum. | Open Subtitles | وهو شاهد عيان لجريمة قتل مزدوجة وأريد أن أعرف ما رآه. |
Bir görgü tanığı, adamın öldürülmeden önce canı için yalvardığını belirtti. | Open Subtitles | شاهد عيان يزعم أنّ شخص ما توسّل لينقذه. قبل أن يُقتل. |
...çalışmalara göre görgü tanığı saptamada yapılan hatalar doğrular kadar sık. | Open Subtitles | تبيّن الدراسات أنّ تحديد شاهد العيان خطأ أكثر مما هو صحيح، |
görgü tanığı tuz biber oldu. Şarjörden bir kurşun eksik. | Open Subtitles | الشاهد العيان مجرد إضافة، فذخيرة شرطيك تنقصه رصاصة |
görgü tanığı ile görüşene dek biz de öyle düşünmüştük. Onları tarif edemez. | Open Subtitles | هذا ما إعتقدناه أنه حقيقى حتى قابلنا الشاهد فى القضية |
görgü tanığı olsa bile muhtemelen temize çıkar. Bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | هناك إحتمال بالإفراج عنه حتى مع وجود الشهود, أنا أعلم كيف تسير الأمور |
Bu akşam görgü tanığı habercimiz Stacey Sager ve konusu migreninizi gerçekten aniden yok eden küçük ve taşınabilir bir cihaz. | TED | شاهدة العيان المراسلة الصحفية ستايسي ساغر الليلة ، مع آلة صغيرة ومحمولة والتي فعلا تقضي على صداعك النصفي |
Anladığım kadarıyla, tek görgü tanığı... uyuşturucu müptelasıymış. | Open Subtitles | حسناً , كما اعلم ان الشاهدة الوحيدة هي تتعاطى المخدرات |
-Evet, evet. görgü tanığı olabilirsiniz ve yardımınıza ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أجل , أجل , لكن كما ترى قد تكون شاهداً على الأمر |
Adamımız ifade ve 2 görgü tanığı verdi üstüne de tetikçiyi teşhis etti. | Open Subtitles | ذلك الفتى أدلى بإفادته شاهدان وهوية القاتل |
Bir görgü tanığı olduğunu iddia ediyorlar ve senin isminde işin içinde. | Open Subtitles | يقولون أن لديهم شاهدا ، كما أنهم ذكروا إسمك أيضا |
Çünkü yemin eden iki görgü tanığı Madoff'un 10 saniye havada kaldığını sonra yere bakıp çakıldığını söyledi. | Open Subtitles | لأنني لدي شاهدين يقسمان أن هذا الرجل طفى في الهواء لعشر ثوانٍ ثم نظر إلى الأسفل وسقط |
Araçlarınızdan kiralayan birinin görgü tanığı olabileceğinden şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنّ شخصًا استأجر إحدى شاحناتكم المغلقة قد يكون شاهدًا |
Onun görgü tanığı mevcut. | Open Subtitles | لديه حجة غياب قوية |
Dr. Cartwright vicdanının sesini dinleyerek Peder Moore'un teybindeki ayinin görgü tanığı olarak biz başvurdu. | Open Subtitles | الدكتور كارترايت أتى إلينا بضمير حي كشاهد عيان على عملية الطرد التي في شريط الأب مور |
Silahları bulamadık... Olay mahallinde hiç iz yok, görgü tanığı yok. | Open Subtitles | لم نجد الأسلحة أو بصمات في ساحة الجريمة أو شهوداً |
Bilmiyoruz ama siz olduğunuzu iddia eden bir bar dolusu görgü tanığı var. | Open Subtitles | لا نعلم لكن لدينا حانة مليئة بالشهود تقول أنه أنت |