Çok küçük bir miktarda Görgü tanıkları tarafından çekilmiş, transeksüel ve cinsiyet uyumsuz insanlara karşı suistimal içeren videoları topladık. | TED | أخذنا عيّنة صغيرة جدًا جدًا من تسجيلات شهود عيان تعرض إساءات في حق المتحولين جنسيًّا أو غير المتطابقين لجنسهم |
Beni orda dururken gören Görgü tanıkları var kanlı bir kılıçla ve etrafımda kimse yokken. | Open Subtitles | لديهم شهود عيان رأوني واقفة هناك ومعي سيف مغطى بالدماء ولم يكن هناك أحد آخر حولي |
Şef, Görgü tanıkları kızları merdivelerde ve tuvaletin dışında gördüklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | يا رئيس، الشهود رأوا مراهقات خرجوا من غرفة الإستراحة وصعدوا السلالم |
Görgü tanıkları, silah seslerinden öyle korkmuşlar ki ateş edene iyice bakamamışlar. | Open Subtitles | الشهود كانوا خائفين من إطلاق النار فلم يلقي أحدهم نظره جيده عليه |
Görgü tanıkları, Karar'ın vücudunda birçok yaralanma olduğunu söylüyor. | TED | وقد أفاد شهود العيان أنه أصيب بعدة جروح. |
Çünkü Görgü tanıkları öyle diyor da ondan. | Open Subtitles | وأننا أطلقنا النار على ظهورهم ؟ لأن هذا ما يقول شهود العيان |
Görgü tanıkları var silah sesinden sonra Jonathan'ın kamyonunu uzaklaşırken görmüşler. | Open Subtitles | لدينا شهود عيان رأوا شاحنة جونثان تغادر القصر بعد سماع صوت الرصاص |
Evin yakınına bile gitmediğini kanıtlayan Görgü tanıkları ve telefon kayıtları var. | Open Subtitles | لدينا سجلاتٌ هاتفيه و شهود عيان تثبت بأنه لم يكن متواجداً في المنزل |
Binanın içindeki ve dışındaki Görgü tanıkları, kendi deyimleriyle şok bir dalga tarafından yere serilmişlerdi. | Open Subtitles | شهود عيان داخل وخارج البناية سقطوا على الأرض من تأثير موجة إهتزازية |
! - Evet, efendim. İki kazazedenin bulunduğunu ve ellerinde rehin olduğunu belirten Görgü tanıkları var. | Open Subtitles | يوجد شهود عيان يفيدون وقع إصابتين بخلاف أخذهم لرهائن |
Olay mahallinde onu gören Görgü tanıkları var. | Open Subtitles | شهود عيان رأوه هناك في مسرح الجريمة لا. أنا أتحدث عن الحادثة الأولية |
Görgü tanıkları iki gün önce, Bratton olduğuna inandığımız bir şahısa rastlamış. | Open Subtitles | -رأى شهود عيان رهينة , نعتقد بأنه براتون تؤخذ للمبني قبل يومين |
Tamam, diğer arabadaki Görgü tanıkları bir şey görmüş mü? | Open Subtitles | ماذا بخصوص الشهود في السيارة الأخري؟ هل شاهدوا أي شيء؟ |
Görgü tanıkları bilgisayar odasında ya da yakınlarında kimseyi farketmemiş. | Open Subtitles | الشهود لم يلاحظوا أي شخص داخل أو قرب غرفة الحاسوب |
O resimden aradığımız adamı teşhis edebilcek Görgü tanıkları var. | Open Subtitles | لديهم العديد من الشهود الذين يمكنهم التعرف على رجلنا من هذه الصورة |
Görgü tanıkları yere otuz derecelik bir açıyla vuran parlak bir ışıktan bahsettiler. | Open Subtitles | وصف الشهود ضوء ساطع تقريبا 30 درجة في الأفق. |
Ama, Görgü tanıkları, video görüntüleri ve birazcık sağduyu bu isteği, delilleriyle çabucak çürütüyor. | Open Subtitles | على أية حال، شهود العيان وشرائط الفيديو والبعض من حسن الإدراك يدحض ذلك الإدعاء |
Görgü tanıkları, saldırıdan sonra Call'u doğu yönünde yürürken gördüler. | Open Subtitles | رآه شهود العيان يسير شرقاً في الشارع الرئيسي بعد دقائق من الإعتداء |
Görgü tanıkları silahlı adamın yaya olarak kaçtığını ifade etti. | Open Subtitles | و أبلغ شهود العيان أنهم رأوا مسلحاً يغادر المكان سيراً على قدميه |
Görgü tanıkları? | Open Subtitles | هل هناك شهود ؟ |
Çünkü gördüğüm kadarıyla delil zaten var, Görgü tanıkları sağlam. Kendi iyiliğin için bana gerçeği anlatmaya başlamalısın. | Open Subtitles | لأن ما انظر إليه هو دلائل حاضرة وشهود أقوياء لذا عليك أن تخبرني بالحقيقة لمصلحتك |
Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eğer Görgü tanıkları ve hukuki dayanakları olsaydı, çoktan çözmüş olurlardı. | Open Subtitles | لو كان لديهم أي شاهد ، أو دليل من الطب الشرعي لكانوا حلوا القضية بأكملها |
Görgü tanıkları İspanyol veya İtalyan demiş. | Open Subtitles | شهود قالوا بأنهم أسبانيين أَو إيطاليين |