| Bana Doktor Conrad Gould'un tüm dökümanlarını kütüphaneye bıraktığı söylendi, ve 1998'den beri olan günlüklerini görmem lazım. | Open Subtitles | تم إخباري بأن الدكتور كونراد جولد، أرسل كل قصاصاته إلى مكتبتكم أريد رؤية قصاصته منذ العام 1998 |
| Bu makinedeki resimleri görmem lazım. | Open Subtitles | أريد رؤية ما على الفيلم الموجود بالداخل. |
| Bu iş bitince herkese 20 dolar vereceğim ama gerçek gözyaşı görmem lazım. | Open Subtitles | حسناً,عشرون دولار لكل واحد منكم عندما ينتهى هذا,لكنى أريد أن أرى دموعاً حقيقية |
| İş yapacaksan, ne kadar iyi olduğunuzu görmem lazım. | Open Subtitles | اذا سنقوم بالصفقة التجارية يجب أن أرى براعتكم |
| Canlı dokuda nasıl bir tepkime oluşacağını görmem lazım. | Open Subtitles | أحتاج لرؤية كيفية تفاعله في الأنسجة الحيّة |
| Hayır, burada çalışmaya devam edeceğim. Yeni bir hayata başlamak için sonunu görmem lazım. | Open Subtitles | سأبقى لانه علي رؤية نهاية الموضوع لكي ابدأ حياة جديدة |
| Sadece iyi durumda olup olmadıklarını görmem lazım. | Open Subtitles | انا فقط اعرف انى يجب ان ارى ان كانوا بخير اعتقد ان تلك هى الطريقة الوحيدة التى قد اعود بها للوضع الطبيعى |
| Bazı objelerin yeri değişmiş mi görmem lazım. Benimle gelin. | Open Subtitles | أريد رؤية إن كان قد تمً تحريك بعض القطع الأثرية، تعال معي. |
| Hacker'ın CIA'den çaldığı belgelerin kalanını görmem lazım. | Open Subtitles | أريد رؤية بقيّة الملفات التي أخذها من وكالة المخابرات المركزيّة |
| Ne tür ekipmanınız olduğunu görmem lazım ama seve seve. | Open Subtitles | أريد رؤية نوع المعدات التي لديكم يسعدني القيام بذلك |
| Agatha, görmem lazım. Bana olacakları görmem lazım. | Open Subtitles | أجاثا، أريد أن أرى أريد أن أرى ما سيحدث لي |
| Biraz mesafe yaratabiliyor musunuz görmem lazım. | Open Subtitles | جيد, حسناً, أريد أن أرى أنه بمقدورك خلق مسافة |
| Bu sabah beş ile dokuz arasında neler kaydettiğini görmem lazım. | Open Subtitles | أريد أن أرى ما قامت بتسجيله ما بين الساعة الخامسة والتاسعة صباحًا اليوم |
| Evet,bana borcu olan birini görmem lazım. | Open Subtitles | نعم , يجب أن أرى الرجل الذي يدينني بمال |
| - Onun kocasıyım. - Kimlik görmem lazım. | Open Subtitles | ـ أنا زوجها ـ يجب أن أرى هويّتك |
| Paul'un düzeltilmemiş dosyasını görmem lazım. | Open Subtitles | أحتاج لرؤية ملف بول الغير مشفر |
| Onun için reçete görmem lazım. | Open Subtitles | علي رؤية الوصفة الطبية لأجل ذلك |
| Tamam, bunu görmem lazım. | Open Subtitles | حسناً يجب ان ارى هذا اذهب الى هناك يا فتى |
| Orada birini görmem lazım. | Open Subtitles | عليّ أن أرى شخصاً داخل ذلكَ المكان |
| - Selam beyler. Patronu görmem lazım. - Meşgul. | Open Subtitles | أهلا يا رفاق اريد رؤية الزعيم أنه مشغول |
| - Başkan'ı görmem lazım. | Open Subtitles | هذا سيستغرق ثلاثون ثانية فقط أريد مقابلة الرئيس |
| Ben Isabelle James. Gelip seni görmem lazım. | Open Subtitles | أنا ايزابيل جيمس إنني بحاجة لرؤيتك |
| Lütfen! Bırak kızımı göreyim! Kızımı görmem lazım! | Open Subtitles | ارجوك , دعني اراها انا بحاجة لرؤيتها |
| Ailemi görmem lazım. | Open Subtitles | عليّ رؤية عائلتي |
| Sen ne düşünüyorsun? Çocuğu görmem lazım. | Open Subtitles | ماذا تعتقد ، علي أن أرى الفتى |
| Yani, o bilgisayarı görmem lazım, ki içindekileri analiz edebileyim. | Open Subtitles | لذا أنا سأحتاج لرؤية ذلك الحاسوب فيمكنني أن أحلّل محتوياته |
| Bir şey konuşmak için seni düzenli olarak görmem lazım. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى أن نرى لك بشكل صحيح، نتحدث عن شيء. |