"göstergesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • علامة
        
    • مؤشر
        
    • بادرة
        
    • يدل
        
    • مقياس
        
    • عداد
        
    • تدل
        
    • دلالة
        
    • كبادرة
        
    • لإظهار
        
    • تعبيراً
        
    • إظهار
        
    • مؤشراً
        
    • مؤشّر
        
    • اظهار
        
    Herkes hayat arkadaşını arar. Bu bir zayıflık göstergesi değil. Open Subtitles كل شخص يبحث عن نصفه الآخر ليست هذه علامة ضعف
    Bu kızlarla ilgili asıl ilginç olan şey, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde yayılan bir sosyal devrimin de göstergesi olarak, evlenmemiş olmalarıdır. TED والشيء المدهش عنهن انهن علامة فارقة للثورة الاجتماعية التي تحدث في العالم النامي اذ ان هذه الفتيات لسن متزوجات
    İklim krizinde çocuk sahibi olma konusundaki artan endişe insanların ne kadar baskı altında hissettiğinin önemli bir göstergesi. TED المخاوف المتزايدة من إنجاب أطفال في ظل الأزمة المناخية هو مؤشر صارخ إلى شعور هؤلاء المعرضون إلى ضغط شديد
    Bu zalimliğinizin göstergesi olacak ve zayıflığınızın eğer öldürmezseniz gene iradesiz diyecekler 1340. Open Subtitles سيعتبر ذلك بادرة قسوة وعقم فكري وإن لم تقتلوني... سيعتبر ذلك بادرة ضعف
    Anonim bir tehdit mektubunun bir güç göstergesi olduğu söylenemez. Open Subtitles لا أعتقد أن تهديداً من شخص مجهول يدل على القوة
    6. Yakıt göstergesi parladıktan ve gravitometre döndükten kısa bir süre sonra reaktör sızdırıyor. TED 6. بعد وقتٍ قصير من إضاءة مقياس الوقود ودوران مقياس الجاذبية، يحدث تسرب للمفاعل.
    Arabanın hız göstergesi 150 km yol katettiğini gösteriyordu. Open Subtitles عداد السرعة فى سيارتها يشير بأنها قادت لمسافة 94 ميل
    Gaddar doğası, hepimizi silip süpürmedikleri için şanslı olduğumuzun göstergesi. Open Subtitles طبيعته الشرسة تدل على أننا محظوظون لأنهم لم يلتهموننا جميعاً
    Dün ön kapının yakınlarında zeminde gezgin arkadaşı için hazırladığı iyi niyet göstergesi olan hoş geldin yazısını buldum. Open Subtitles بالأمس ,بالقرب من البوابة الامامية, وجدت علامة النداء التى تركها, وهى رموز مشًفرة لزملائه المسافرين
    Bu meslekte bunu, zayıflık göstergesi olarak gördüm. Ve gittim. Open Subtitles ورأيتها علامة ضعف فى مجال هذا العمل,لذلك ذهبت
    Çamura itilmenin bir ilgi göstergesi olduğunu ...anlayacak kadar değilmişim. Open Subtitles ليس كبيراً كفاية لأفهم أن الدفع في الطين علامة من علامات الإعجاب.
    Kendinden ızgarası, güveç göstergesi, ütü masası ve burda da ayak yıkama küveti var, bayanlar tüm gününü önünde geçirdiği için. Open Subtitles لديه أربعة عيون و مؤشر للحرارة, و طاولة للكي و حوض لنقع القدم و طالما أنكِ امرأة فستقضين اليوم كله أمامه
    Soğansı yumruya bakacak olursak saçın zorla koparıldığının göstergesi olabilir. Open Subtitles هذا يمكن ان يكون مؤشر الي انه قد ازيل بقوة
    U.V. fırtınaları sırasında U.V. göstergesi burada 43'e ulaşır. TED وخلال عواصف الأشعة فوق البنفسجية هناك، يصل مؤشر الأشعة فوق البنفسجية 43.
    Ama Danny ve sana olanlardan sonra değer verdiğim insanlara yalan söylemenin bir sevgi göstergesi olduğu gerçeğini kabul ettim. Open Subtitles لكن بعد داني والذي حدث إليك، قبلت ذلك هي بادرة الحبّ لخدع الناس أهتمّ به.
    Mürettebat üç gönüllüden oluşacak ve tek istedikleri bir iyi niyet göstergesi. Open Subtitles الطاقم سيكون مكون من ثلاث متطوّعين ينتظرون بادرة حسن نيّة
    İyi niyetimin göstergesi olarak küçük ama içten bu yadigârımı size sunuyorum Prenses. Open Subtitles لهذا أيتها الأميرة، أعرض عليك شيء يدل على حسن نيتي
    Son anında seni görmeye gelenler insanın yaşamının bir göstergesi sanırım. Open Subtitles أنه مقياس لحياه الشخص, كما أعتقد هؤلاء من أتوا لكى يروك فى النهايه
    O gün geç saatte yağ değiştirmişlerdi ve km. göstergesi not edilmişti. Open Subtitles لقد غيروا الزيت نهاية اليوم ولوحظ عداد المسافة
    Gaddar doğası, hepimizi silip süpürmedikleri için şanslı olduğumuzun göstergesi. Open Subtitles طبيعته الشرسة تدل على أننا محظوظون لأنهم لم يلتهموننا جميعاً.
    Şimdi eğer bu tedavi amaçlı değilse... o zaman bu özel madde bir Rohipnol göstergesi olabilir. Open Subtitles الآن، إذا لم يكن دواء فهو توقيع مخدّر معيّن يمكن أن يكون دلالة لـ روهيبنول
    General Hammond, iyi niyetimizin göstergesi olarak az sayıda silah gönderebilirsek. Open Subtitles جنرال هاموند, إذا أرسلنا عدد قليل من الأسلحة كبادرة حسن نية
    Angier'in günlüğü, bu iyi niyet göstergesi, tamamen sahte. Open Subtitles مذكرات أنجير التي أعطيتنيها لإظهار حسن النية ، انها مزيفة
    İyi niyet göstergesi olarak İsrailli olmayan... tüm rehineler serbest bırakılacaktır. Open Subtitles لذا، تعبيراً عن حسن النية سيتم إطلاق سراح الغير إسرائيليين
    Bir saygı göstergesi olarak evet diyorum. Open Subtitles و كـ نوعٍ من إظهار الإحترام لكم أقول: نعم
    Bir şey olmayabilir, bir şeyin göstergesi de olabilir. Open Subtitles قد لا يكون شيئاً وقد يكون مؤشراً لأمر ما
    Onca ilgi, onca gülümseme hepsi saygısızlığın bir göstergesi. Open Subtitles كلّ ذلك الودّ وتلك الابتسامات، ما هم إلّا مؤشّر لعدم الاحترام.
    Tüm alanı onlara bıraktın. Bazıları bunun zayıflık göstergesi olduğunu söylüyor. Open Subtitles والتنازل عن كامل المساحه لهم البعض يرى ذلك و كأنه اظهار لضعف كبير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more