| Dışarıda gösteriler, çatışmalar, bombalı eylemler ve keskin nişancılar vardı. | TED | خارج المنزل ،كانت تشتعل المظاهرات والمعارك و كان هناك قصف و قناصة. |
| Öte yandan, bütün bunlar olurken, böyle gösteriler düzenleyerek kung fu çalışmalarını özendirmeliyiz. | Open Subtitles | علي أية حال ، كي يحدث هذا يجب علينا أن نشجع ممارسة الكونغ فو بتنظيم المظاهرات كهذا |
| Şu ana kadar gördüğünüz deneyler, bütün bu gösteriler, hareket yakalama sistemlerinin yardımıyla yapılmıştır. | TED | جميع تلك التجارب التي رأيتموها حتى الاّن ، جميع تلك العروض ، تم عملها بمساعدة أنظمة إلتقاط الصور السريعة. |
| Ve ikincisi, onlar bizim çok-biçimli dediğimiz bir tiyatroydu, repertuarlarında çok farklı türde gösteriler var. | TED | والثاني هو، انهم ما نسميه بـ مسرح معدد النماذج, هم قاموا بذلك مختلف أنواع العروض في المرجع |
| Chicago Sanat Enstitüsü'nün önünde, savaş gazileri gösteriler düzenledi. | TED | كان هنالك مظاهرات لقدامى الجنود أمام معهد الفنون في شيكاغو |
| Ve Teksas, Austin'de okullarda öğle yemeği sırasında küçük gösteriler yapmam istendi. | TED | في اوسطن, تكساس طُلب مني تقديم عروض صغيرة في بعض المدراس في فترة بعد الظهر |
| Kuşlar çiftleşmek için bir araya gelip eşlerini seçmeden önce inanılmaz gösteriler sergilerler. | Open Subtitles | عندما تأتي الطيور معاً للتربية، وقبل أن يتزاوجون معاً، فيؤدّون في الغالب عروضاً مدهشة. |
| Ahçı müthiş. gösteriler bir harika. Gelip giden bir sürü orospu da var. | Open Subtitles | رئيس الطهاه عظيم، الإستعراضات لا بأس بها وهناك الكثير من الساقطات في طريهم |
| Amerikan halkı vatanseverliklerini göstermeye devam ederken gösteriler de tüm ülkeye yayılıyor. | Open Subtitles | المظاهرات تخرج .. .من جميع أنحاء البلاد .الشعب الأمريكى ,يستمر بإظهار وطنيته... |
| gösteriler devam etti fakat Batı'nın protestosu zayıf kaldı. | Open Subtitles | ،تواصلت المظاهرات ولكن قل التظاهر في الغرب |
| Batı kültürüne karşı başlattığın bu gösteriler diğer partileri gölgede bırakmamızı kolaylaştırdı. | Open Subtitles | هذه المظاهرات التى بدأتها ضد الثقافة الغربية ساعدتنا على أن نظهر أكثر من باقلى الأحزاب |
| Önümüzdeki günlerde daha fazla gösteriler planlanıyor. | Open Subtitles | والمزيد من المظاهرات مخطط لها في الأيام المقبلة |
| O gösteriler genelde açık havada yapılmaz mı? | Open Subtitles | أليست هذه العروض تقام في الهواء الطلق أمام المياه؟ |
| Sokaklardayken de, muazzam gösteriler izledi. | Open Subtitles | وبينما كانت هناك، شاهدت العديد من العروض الرائعة |
| Kulüp, gösteriler, kâr ve zarar hepsi beni ilgilendiriyor. | Open Subtitles | النادي، العروض الأرباح ، والخسائر كلّ ذلك من شأني |
| 50 günü aşkın süredir bölgede devam eden gösteriler bu hasarlara sebep olarak vahşi bir boyut kazandı. | Open Subtitles | مظاهرات عنيفة وقعتْ اليوم وتسبّبتْ بأضرار .لما يُقارب 50 منشأة في الساحة |
| "Amerika'da, yeni hükümetin aleyhine bir çok rapor hazırlandı ve bu durum neticesinde de düşüncesizce gösteriler düzenlendi. | Open Subtitles | فى الولايات المتحده لدينا عدة تقارير صحفيه حول أداء الحكومه الألمانيه الجديده و كلها أجمعت على وجود عنف و مظاهرات فى جميع أرجاء البلاد |
| Dallas'taki korku sebebiyle başkanı utandıracak gösteriler çıkabilir. | Open Subtitles | لأنه كان هناك خوف في دالاس... بأن تندلع مظاهرات يمكن أن تحرج الرئيس، |
| gösteriler vardı. "Musa ve Yanan Çalılık." | Open Subtitles | وكانت هناك عدة عروض بما فيها موسى والعشب المحترق |
| Bazı gösteriler olduğunu duymuştum, o tarz şeyleri görebileceğin. | Open Subtitles | سمعت أن هناك عروض . يمكن أن تحدث فيها مثل تلك الأشياء |
| Okulun tiyatro bölümü de harika gösteriler düzenliyor. | Open Subtitles | وقسم المدرسة المسرحي يقدم عروض عظيمة جداً. |
| Ona özel gösteriler yapardım. | Open Subtitles | وكنت أقدم له عروضاً في اليوم. |
| Zirve için buradayız, yoldaki gösteriler için değil. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل القمة ليس من أجل الإستعراضات الجانبية |