"göstermek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لأريك
        
    • لأظهر
        
    • لعرض
        
    • لنظهر
        
    • ليظهر
        
    • لإثبات
        
    • لأري
        
    • لتريني
        
    • لاظهار
        
    • لتظهر
        
    • لتقديم
        
    • ليريني
        
    • لأريكم
        
    • لتثبت
        
    • لأريها
        
    Majesteleri, izniniz olursa, çalışmamın son halini göstermek için gelmiştim. Open Subtitles سيد هولباين جلالتك, وبعد إذنك جئت لأريك عملي القيد التقدم
    Hayalindeki kız olduğumu ona göstermek için daha ne yapmalıydım? Open Subtitles ماذا كان يجب أن أفعل أيضا لأظهر له أنّني المختارة؟
    Bence çalışmayı göstermek için gerçekten burayı daha dinamik yapabilir. Hm. Open Subtitles أعتقد بأن ذلك سيجعل من هذه المساحة أكثر حيوية لعرض الأعمال
    Evet, birbirimizi sevdiğimizi göstermek için saçma hediyelere ihtiyacımız yok. Open Subtitles نعم، نحن لا نحتاج إلى مجموعة من الهدايا السخيفة لنظهر حبنا لبعضنا
    Yani katil, artık kulübe üye olmadığını göstermek için parmağını mı kesti? Open Subtitles إذا، من قتله قطع إصبعه ليظهر أنه لم يعد في النادي ؟
    Kendini yüce ve dimdik göstermek... diğerlerini değersiz ve bitik göstermek için. Open Subtitles لإثبات أنك موجود و عظيم و الآخرين هم أموات و تافهين
    Bu hataları yapan kişinin gerçek ben olmadığımı kendime göstermek için. Open Subtitles لأري نفسي ان الشخص الذي فعل هذه الاخطاء ليس حقاً انا
    Acımadığını göstermek için hançerinle kendi parmağını kestin. Open Subtitles فأخذت خنجرا وجرحت اصبعك لتريني ان لايؤلم جدا.
    Onu aşağıladığını göstermek için salonun en zavallı avaresini seçti. Open Subtitles لاظهار إحتقارها المطلق لجاك إختارت أكثر الصعاليك بؤساً في قاعة الرقص
    Bu yüzden mi geri gelmek istedin, Bana korkmadığını göstermek için? Open Subtitles أهذا هو السبب، رغبتك في الوعدة لتظهر لي أنك لست خائف؟
    - Ama yine de, kendinizi göstermek için ne kadar çabaladığınızı görebiliyorum. Open Subtitles لكن مع ذلك , أستطيع أن أراكِ تبذلين جهداً جيد لتقديم نفسك
    Hayır, bahçe duvarında bulunan kapıyı göstermek için, seni buraya getirdim. Open Subtitles لا ، لقد أتيت بك اٍلى هنا فقط لأريك البوابة التى فى سور حديقتى
    Sana yeni evimizi göstermek için sabırsızlanıyorum. Hadi gidelim. Open Subtitles أنا لا أستطيع الإنتِظار لأريك بيتنا الجديدِ تعال، دعنا نذهب
    Her hafta bunlardan bir taneyi onu önemsediğimi göstermek için gönderdim. Open Subtitles أرسل له واحدة من هذه كل أسبوع لأظهر له أنني أهتم.
    Bugün, burada, beni ve Ajan Mulder'ı, ağına düşüren bu hilekarlığın nasıl işlediğini göstermek için bulunmaktayım ve Ajan Mulder'ın bu konudaki çalışmalarını. Open Subtitles أنا هنا اليوم لأكشف هذا الكذب, لأظهر ميكانيكية الخداع.. الذي أوقعني وإياه ..
    daralmayı göstermek için niceliksel arteriyografi kullandık. TED لقد إستخدمنا هذه الاشعة لعرض التضيق الحاصل في الشريان,
    Tito Barco. Saygı göstermek için gelmene sevindik. Open Subtitles تيتو باركو نحن مسرورون لقدومك لنظهر بعض الإحترام
    1920'lerde, Alman matematikçi David Hilbert sonsuzluk kavramını anlamamızın ne kadar zor olduğunu bize göstermek için ünlü bir düşünce deneyi tasarladı. TED في عشرينات القرن الماضي قام عالم الرياضيات الألماني دافيد هيلبرت بتصميم تجربة فكرية مشهورة ليظهر لنا مدى صعوبة فهم عقولنا لمصطلح اللانهاية.
    Kötü duygulardan arındığımızı göstermek için, işte kitabımın bir kopyası: Open Subtitles لإثبات أنه ما من ضغينة، خذ نسخة من كتابي،
    Majestelerine güzel şehrimizin harikalarını göstermek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق الأنتظار لأري جلالتك الملذات التي في مدينتنا الساحرة
    Dördüncü sınıfta iç çamaşırını göstermek için beni merdivenlere götüren küçük bir kız da vardı. Open Subtitles أتذكر ربما فتاة في الصف الرابع قامت بإغرائي إلى درجات السلم لتريني ثيابها الداخلية
    Görülüyordu ki, Balaam adındaki bir adam götünden konuşuyordu, ve Randy Milly'e bunu göstermek için sabırsızdı. Open Subtitles على ما يبدو , بعض الرجل يدعى بلعام كان الحمار الحديث , وراندي لا يمكن أن تنتظر لاظهار ميلي له.
    Şanslı bir tesadüf anında, Bu adamın neler yaptığını göstermek için TED'e yeni bir slayt yolladım. TED في لحظة صدفة مذهلة، واضطررت إلى إرسال تيد شريحة جديدة لتظهر لكم ما قام به هذا الرجل.
    Saygınızı göstermek için uğrayabilirseniz uğrayın. Open Subtitles قوموا بالمرور إلى هناك لتقديم له الإحترام
    Benimle yapmaya çalıştığı şey, bana ilham vermekti dünyayı korumak için, ve dünyanın ne kadar kırılgan olduğunu göstermek için. TED ما كان يحاول فعله لي هو الهامي لحماية العالم، و ليريني كم هذا العالم هو هش.
    Bugün, Lakota fotoğraflarımı göstermek için buradayım. TED أنا هنا اليوم؛ لأريكم صوري من منطقة لاكوتا
    - Evet. Arada sırada bu işi hak ettiğini göstermek için biraz çalışır gibi yapsan olmaz mı? Open Subtitles هل تمانع فى ان تعمل من حين لاخر لتثبت احقيتك فى هذه الوظيفه
    Bu bir atkı oyuncak. Görsel ve işitsel sinyali göstermek için, yunusu klavyeye yönlendirmeye çalışıyorum. TED هذا وشاح لعب، وأنا أحاول أن أجذب الدلفين عبر لوحة المفاتيح، لأريها الإشارة المرئية والصوتية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more