"göstermeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • إظهار
        
    • تظهر
        
    • أظهر
        
    • أريك
        
    • تريني
        
    • بإظهار
        
    • اظهار
        
    • لإظهار
        
    • اظهر
        
    • الظهور
        
    • أريه
        
    • أبين
        
    • ترينا
        
    • لتظهر
        
    • لعرض
        
    Kızın görünüşü dışında başka bir şeyine ilgi göstermeye ne dersin? Open Subtitles ماذا عن إظهار بعض الإهتمام بشئ بدلاً من كيف يبدو مظهرها؟
    Dünyada çaba göstermeye değecek ne olduğunu söyler misin bana? Open Subtitles ما في العالم من المرجح أن تظهر هنا يستحق جهد؟
    İnsan davranışındaki acayiplikleri göstermeye çalıştım size. TED لقد كنت أحاول أن أظهر لكم الشاذ من السلوك البشري.
    Sana tatil fotoğraflarımı göstermeye çalışırken biraz daha kibar olabilirsin. Open Subtitles أنا أحاول أن أريك صور إجازتي والتي هي غير محتشمة
    Sanırım bana göstermeye çalıştığı buydu. Open Subtitles أعتقد أن هذا ما كانت تحاول أن تريني إياه
    Bana biraz saygı göstermeye başlayacak mısın yoksa bir akvaryuma mı yatırım yapmalıyım? Open Subtitles تريد أن تبدأ بإظهار بعض الأحترام أو عليّ أن أستثمر في حوض الأسماك؟
    Seni kaltak, yüzünü göstermeye cesaret edebilecek misin? Sen bittin. Open Subtitles يا وقحة , كيف تقدرين على اظهار وجهك لقد انتهيت
    Tek göstermeye çalıştığım, Bay Wilcox tutuklandığında Bulls kıyafetleri çok modaydı bu nedenle Bulls kazağı giyen bir sürü şüpheli bulmak nadir bir durum olmazdı. Open Subtitles اني اسعى لإظهار أن فى وقت أعتقاله ملابس فريق الثيران كانت لها شعبية كبيرة
    Ve yine, bu çok büyük bir basitleştirme ve bu işlemler hakkında gerçekten bildiklerimizi göstermeye başlamyor. TED ومرة أخرى، هذا تبسيط مفرط ولا يبدأ في إظهار ما نعرف فعليًا عن هذه العمليات.
    Cidden aynı beyin dalgası örüntüsünü göstermeye başladıklarını görüyorlar. TED وقد بدأوا في إظهار أنماط الدماغ ذاتها حرفياً
    27 senelik aşırı ısı ve kimyasallardan sonra, saçım aşırı yıpranma ve aşınma belirtileri göstermeye başlıyordu. TED بعد 27 سنة من الحرارة المفرطة والكيماويات القاسية، بدأ شعري في إظهار أقصى علامات الانهيار.
    Hukuka biraz saygı göstermeye başlamanı sana tavsiye ediyorum köle. Open Subtitles أقترح عليك أن تبدأ تظهر بعض الاحترام للقانون, أيها الصبي
    Yaklaşık 12 yıl önce belirtilerini göstermeye başladı, Ve 2005 yılında resmen teşhis edildi. TED بدأت تظهر عليه أعراض المرض قبل 12 عاماً، و تم تشخيص المرض بشكل رسمي سنة 2005.
    Ve size göstermeye çalıştığım gibi, ilgilendiğim kadarıyla, bana kalırsa, Yardım, hükûmeti vatandaşlarından uzaklaştırdığı için zarar veriyor. TED وكما كنت أحاول أن أظهر لكم , بقدر ما أنا قلق, المساعدات تسبّب الأضرار , لأنها تُبْعِدُ الحكومة من مواطنيها.
    Hayır, gelmiyorum. sana jeneratörün nerede olduğunu nalatacağımı söyledim, göstermeye değil. Open Subtitles لا, لقد قلت سأخبرك أين المولدات، لا أن أريك إيها.
    Ya benimle kafa buluyorsun ya da gerçekten de değiştiğini göstermeye çalışıyorsun. Open Subtitles إمّا أنّكَ تحاول العبث معي، أو أنّكَ تحاول أن تريني أنّكَ تغيّرتَ حقاً
    Bunu yapabileceğimizi düşünmemizin bir nedeni de yunusların da aynı merakla bize ilgi göstermeye başlamalarıdır. TED وأحد الأسباب التي جعلتنا نفكِّر بالقيام بذلك هي أن الدلافين قد بدأت بإظهار الكثير من الفضول اتجاهنا
    Bu türden sanal gerçeklik kullanımları sadece insanları yaşlı göstermeye yaramıyor. TED وهذا الاستخدام للواقع الافتراضي ليس الهدف منه فقط اظهار الاوجه حين التقدم بالعمر
    Onlara elimizdekileri göstermeye hazır mıyız, kızlar? Open Subtitles هل نحن مستعدون لإظهار 'م ما حصلنا عليه والفتيات؟
    Onu geri Misery'e bırakabileceğimiz söyledim. Babası iyi yönde belirtiler göstermeye başladı. Open Subtitles لقد اخبرتها اننا من الممكن ان نقلها الى المستشفى اباها اظهر بعض علامات التحسن
    - 100 mil uzağa gelip, yüzünü göstermeye nasıl cesareti var? Open Subtitles كيف قدر على الظهور هنا وعلى بعد 100 ميل ؟
    Ben de bugün ona çetin ceviz oldugumu göstermeye çalisiyordum. Open Subtitles لذا واليوم في العمل كنتُ أحاول أن أريه أنني رجلٌ صارم
    Bütün Cylonların aynı olmadığını onlara göstermeye çalıştım. Open Subtitles لقد حاولت أن أبين لهم أن السيلونز ليسوا كلهم نفس الشيء
    Ya ayna bize gerçekte olmayan bir şey göstermeye çalışıyorsa. Open Subtitles ماذا لو أن المرايا ترينا شيئاً ما هو ليس بالحقيقة يحدث؟
    Çaresizlik, bu partiyi vererek herkese müthiş biri olduğunu göstermeye çalışmak. Open Subtitles يائس لإقامة حفل مثل هذا لتظهر للجميع أنك رائع
    Başka bir daireyi göstermeye hazırlanırken, ...siyah bir jipten inen üç Afrikalı Amerikalıyı gördüm. Open Subtitles كنتُ أتأهب لعرض وحدة أخرى عندما رأيتُ 3 أشخاص أفريقيين أمريكيين يخرجون من سيارة سوداء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more