Bütün sabah benimle sevişip daha sonra da beni gerçekten büyük bir kahvaltı yapmaya götürmeyi düşünüyordun. | Open Subtitles | كنت تفكر بممارسة الحب معي كل الصباح و من ثم أن تأخذني لتنناول الفطور |
Bütün sabah benimle sevişip daha sonra da beni gerçekten büyük bir kahvaltı yapmaya götürmeyi düşünüyordun. | Open Subtitles | كنت تفكر بممارسة الحب معي كل الصباح و من ثم أن تأخذني لتنناول الفطور |
Humus yemeği mi tercih edersin yoksa beni daha tenha bir yere götürmeyi mi? | Open Subtitles | هل تود أن تأكل الحمص أو تأخذني إلى مكان هاديء |
Ne gibi durumlarda yapıyorlar, bilmiyorum ama beni de götürmeyi kabul etmişler... | Open Subtitles | من الواضح لا أعلم إن كانوا يفعلون ذلك كثيراً لكنهم وافقوا على اصطحابي أيضاً |
Dan de beni maceralarına götürmeyi sevmez. | Open Subtitles | دان لا يحـب اصطحابي أثناء مغامــراته، أيضاً. |
Ben Christine'i Çocuk Müzesi'ne götürmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | (كنت أنوي إصطحاب (كريستين .إلى متحف الأطفال |
Seni istediğin yere götürmeyi teklif ettim ama aklına gelen en iyi yer burası mıydı? | Open Subtitles | , أنا أعرض عليكِ أخذكِ إلى أيّ مكان و هذا ما تفكرين به؟ |
Quaker bir aileden geliyordu beni de Quaker toplantılarına götürmeyi adet edinmişti. | Open Subtitles | لقد إنحدرتْ من عائلةٍ بروتستانتية، لذا لقد اعتادت أن تأخذني لإجتماعات بروتستانتية معها. |
Annemin, beni Connecticut'a götürmeyi reddetmesini sağlayacağız. | Open Subtitles | سنجعل أمي ترفض أن تأخذني معها لكونتيكت |
Beni götürmeyi hak ettin.. | Open Subtitles | " أنت تستحق أن تأخذني معك بعيدآ .." |
Beni işe götürmeyi bıraktı. | Open Subtitles | ...ـ ثم ـ توقف عن اصطحابي الى العمل |
Nate, Diana'yla aralarında hiçbir şey olmadığına yemin ediyor ama ayrıca bu gece beni eşi olarak götürmeyi reddediyor. | Open Subtitles | اذا (نايت يقسم انه لا يوجد شيئ بينه وبين (دايانا لكنه ايضا يرفض اصطحابي كرفيقة له للحفل |
Doğru, doğru, bu yüzden belki de... ..alıcı, kurbanı hastaneye götürmeyi teklif etmiş, yolun ıssız bölümünde öldürmüştür. | Open Subtitles | -صحيح، صحيح، ربما ... عرض المشتري إصطحاب الضحية إلى المستشفى، وقتله في هذا الجزء المهجور من الطريق. |
Ben de yarın Anita'yı götürmeyi düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنه يمكنني إصطحاب (أنيتا) غدا |
Seni istediğin yere götürmeyi teklif ettim ama aklına gelen en iyi yer burası mıydı? | Open Subtitles | , أنا أعرض عليكِ أخذكِ إلى أيّ مكان و هذا ما تفكرين به؟ |
Veya... aslında seni götürmeyi çok istediğim bir yer var. | Open Subtitles | أو ... هناك بالفعل هذا المكان الذي أريد أن أخذكِ له |