Ama eğer şimdi gözümüzü kırparsak, bu tarihi hastalığı yok etmek için şansımızı sonsuza dek yitireceğiz. | TED | و لكن إذا أغمضنا أعيننا الآن، سوف نفقد إلى الأبد الفرصة للتخلص من مرض قديم. |
Bir gözümüzü Rusya üstünde tutmak için, bizim saptayıp izleyemediğimiz her şeyi onlar saptayıp izlemeli. | Open Subtitles | سيكشفون و يتعقبون ما لا نقدر عليه نحن و هكذا نبقي أعيننا على الروس |
Biz daha gözümüzü kırpmadan çocuk gazlayıp ortadan kaybolabilirdi. | Open Subtitles | كان يُمكن أن يقود بها ويرحل قبل أن ترمش أعيننا حتى |
Bu gözümüzü ödülün üstünde tutmanın ve dikkatimizi dağıtmamanın en iyi yolu. | Open Subtitles | أفضل طريقة لفعل ذلك هو أن نبقي عيوننا على الجائزة ولا نشتت |
Şimdi tüm yapmamız gereken... gözümüzü açık tutmak, beyler. | Open Subtitles | ما يجب علينا فعله الآن هو إبقاء عيوننا على تلك الحلقة النحاسية يا.رجال |
Şimdi gözümüzü onun üzerinde tutmalıyız. Gerçek planımız hakkında hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | ،الآن بوسعنا أن نراقبه ليس لديه فكرة عن خطتنا الحقيقية |
gözümüzü açık tutacağız. | Open Subtitles | نحن سَنَبقي عيونَنا مفتوحة. |
gözümüzü dört açıp, yaptıkları her hareketi izlemeliyiz. | Open Subtitles | يجب ان نبقي اعيننا مفتوحه, وننتبه لكل حركة يتحركونها. |
Bak, Sonya'ın üzerinden gözümüzü ayırmayacağımızı da söylemedik. | Open Subtitles | اسمعوا, سترونج لم يقل أننا لا نستطيع إبقاء أعيننا على سونيا |
Bazen gözümüzü açacak ve bize ışığı gösterecek birine ihtiyaç duyarız. | Open Subtitles | أحيانا نحن بحاجة الى شخص يفتح لنا أعيننا مرة أخرى و يساعدنا على روية الضوء |
Öte yandan Xu ve ben, tamamen penceresiz, kapkara bir odadaydık, gözümüzü kesinlikle oynatmıyor, göz kırpmasını uzaktan yakından andıracak hiçbir hareket yapmıyorduk, çünkü gözlerimiz bilgisayar ekranına kitlenmişti. | TED | الآن شو و أنا، من ناحية أخرى، كنا في غرفة ذات ظلام دامس بدون نوافذ لا نحرك عينينا أبداً و لا حتى نرمشهم لأن أعيننا كانت متسمّرة على شاشة الكمبيوتر. |
Evet, peki bizim arabada ne kadar var, 200,000 dolar, ...o zaman hepimiz gözümüzü dört açsak iyi olur. | Open Subtitles | مع ما لدينا في العربة، 200، OOO دولار ، كنا الحفاظ على أفضل أعيننا مفتوحة. |
gözümüzü dört açsak iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن نبقي أعيننا مفتوحة |
gözümüzü sızlatan güneşin sarı alevlerini ayna gibi yansıtıyorlar. | Open Subtitles | -حيث تنعكس عليه أشعة الشمس كالمرايا ويمزق اللهب الأصفر أعيننا. |
Asıl önemli olan gözümüzü açık çocuklarımızı da yakınımızda tutmamız. | Open Subtitles | ولكن من المهم جدا ان نبقي عيوننا مفتوحة وان نبقي ابنائنا بقربنا بصفتي المستشار التوجيهي لأوزونا |
Evin önünden, arka tarafından gözümüzü ayırmadık. | Open Subtitles | نحن لم نبعد عيوننا عن الجبهة، منزل أو الظهر. |
En azından bu sefer gözümüzü açık tutacağız. | Open Subtitles | علي الأقل هذة المرة سنذهب و عيوننا مفتوحة |
gözümüzü onun üstünden ayırmamalıyız, ve onu iş üstündeyken yakalamalıyız, ve bunu yaptığımızda, bom! | Open Subtitles | يجب أن نراقبه إلى أن نقبض عليه في الجرم المشهود , وحين يفعل سنقضي عليه |
Bizim bir şey yapmamıza gerek yok. gözümüzü ondan ayırmamalıyız. | Open Subtitles | لا نملك عددًا كافيًا كي نتخلص منه، علينا أن نراقبه فحسب |
gözümüzü açık tutalım. | Open Subtitles | نحن سَنَبقي عيونَنا مفتوحة. |
- gözümüzü ondan ayırmayalım. - Evet. | Open Subtitles | - من الافضل لنا ان نبقي اعيننا على تلك الفتاه |