"gözlük" - Translation from Turkish to Arabic

    • نظارات
        
    • النظارات
        
    • نظارة
        
    • النظارة
        
    • نظّارات
        
    • نظاره
        
    • للنظارات
        
    • والنظارات
        
    • العدسات
        
    • لنظارة
        
    • الأقداح
        
    • ونظارات
        
    • نظارتها
        
    • عدسة
        
    • بالنظارات
        
    Yapmak istediğim şey bir kişinin bir çift gözlük yapabileceğini sizlere göstermek. TED ما أريد فعله هو أن أبين لكم أنه يمكن أن تصنع نظارات.
    Üçüncü dünya için ucuz gözlük ve füze güdüm sistemleri yapıyoruz. Open Subtitles نحن نصنع نظارات غير غالية للعالم الثالث ونظام القذائف الموجهة للناتو
    Kendini belli etmemek için şapka, gözlük ve atkı takmış. Open Subtitles انه قبعة , النظارات الشمسية , وتحول الجميع شال قبالة.
    Bu ucuz bir gözlük çifti bunu Venice Beach Boardwalk'ta satın aldık, biraz bakır kablo ve Home Depot ve Radio Shack'tan biraz malzeme. TED هذا هو زوج من النظارات الشمسية الرخيصة التي اشتريناها من ممر شاطئ فينيسيا ، وبعض الأسلاك النحاسية وبعض الاشياء من هوم ديبوت وراديو شاك.
    Ta ki cinayet mahallinde kıza ait olmayan bir gözlük bulunana kadar. Open Subtitles نعم. حتى وجدوا زوج من نظارة الفتاة في مسرح الجريمة لا يُطابق.
    Sana da gözlük onarma kiti ve biraz maltlaştırılmış süt topları . Open Subtitles أحضرت لكِ أنتِ طقم أدوات لإصلاح النظارة و بعض حلوى الشوكولا بالحليب
    Bir keresinde, bütün akşam üç boyutlu gözlük takan bir adamla çıkmıştım. Open Subtitles ذات مرة، خرجت مع رجل كان مرتدياً نظارات 'ثلاثية الأبعاد' الليلة بأكملها.
    Tel kesiciler, alarm şemaları gece görüşlü gözlük ve parlayan ışık çubukları. Open Subtitles إذاً، قاطع أسلاك، رسوم بيانية لنظام الإنذار، نظارات رؤية ليلية، وعصي متوهجة
    İşi yapmanıza yetecek kadar gözlük, plastik patlayıcı ve cephaneyle sizi geri göndereceğiz.. Open Subtitles ممتاز وسنرسل لك الليلة ما يكفي من نظارات ومتفجرات بلاستيكية وذخائر للقيام بالمهمة
    gözlük, sinsi gözler, terli kaş, ve iğrenç sarı bir ceket. Open Subtitles يرتدي نظارات , عيون ماكرة , جبين متعرّق ومعطف أصفر بشع.
    Hepiniz muhtemelen Google'ın gözlük Projesini duydunuz. TED قد تكونون جميعا قد سمعتم ربما بمشروع نظارات غوغل.
    İlk defa size mükemmel uyacak bir gözlük sahibi olabilseydiniz ve herhangi bir menteşe montajı gerektirmeseydi harika olmaz mıydı? Yani büyük bir ihtimalle menteşeleri kırılmayacak olsaydı. TED ألن يكون رائعا إن استطعت، للمرة الأولى، الحصول على نظارات تناسبك تماما ولا تتطلب أي تجميع مفاصل دون أن تنكسر المفاصل؟
    Ama fark edemediğim, bütün bu zamanı insanların nasıl rahatlıkla internetten gözlük sipariş edeceklerini bulmaya harcamışlardı. TED ولكن ما لم أدركه حينها هو أنهم قضوا كل ذلك الوقت في محاولة معرفة كيفية إقناع الناس بشراء النظارات عبر الإنترنت.
    1948'de İspanyol göz doktoru Jose Ignacio Barraquer Moner gözlük takmaktan usandı. TED في عام 1948، أخصائيّ البصريّات الإسبانيّ خوسيه أجناسيو باراكير مونر سئم استعمال النظارات.
    gözlük takan kızlara ne derler bilirsin. Open Subtitles أتعرف ما يقولون عن الفتيات اللواتي يرتدن النظارات ؟
    Hiç çirkin gösterdiği için gözlük takmak istemeyen bir kadın görmediniz mi? Open Subtitles ألم تر مطلقاً امرأة لا تريد ارتداء النظارات لأنها تفسد منظرها؟
    gözlük takan erkeklerle ilgili bir teorim var. Open Subtitles لدي نظرية في الرجال الذين يرتدون النظارات
    Saçlarınız daha açık renkti. Ufak, yuvarlak çerçeveli gözlük takıyordunuz. Open Subtitles شعرك كان أفتح و كنتِ ترتدين نظارة ذات عدسة دائرية
    Eğer gözlük ya da lens takıyorsanız, elinizi kaldırabilir misiniz ? veya laserli ışın ameliyatı geçirdiyseniz ? TED هل يمكنك رفع يدك اذا كنت ترتدي نظارة نظر أو عدسات لاصقة، أو اذا كنت خضعت لعملية تصحيح نظر بالليزر؟
    Bize çift odaklı gözlük camlarını ve paratoneri verdi ve tabii ki Amerikan demokrasisinin kuruluşunda da yardımları oldu. TED اخترع النظارة ومانعة الصواعق، وطبعا كان هناك إسهامه في اختراع الديمقراطية الأمريكية.
    Bu gözlük; bu bir röntgen gözlüğü. Open Subtitles الآن هذه النظارات الواقية؛ هم نظّارات اشعة سينية.
    Bir maymuna gözlük takıp koca çirkin poposunu kapatırsam maymunluğu bırakıp daha çok bir... Open Subtitles كنت اعتقد انه اذا اخذت قردا واعطيته نظاره ذو زجاجه واحده وغطيت مؤخرته العملاقه القبيحه سوف يتوقف عن كونه قردا ويكون..
    Sonradan anlattığına göre, teyzem gözlük kullanmak zorunda olduğuna çok kızmış. Open Subtitles وكما أخبرتنا بالقصة لاحقاً كانت خجلة من فكرة إرتدائها للنظارات
    Şapka, gözlük, baston, palto. Open Subtitles نحن زيفناها, القبعة والنظارات العصا, والمعطف
    Bunlar gözlük değil, içi boş çerçeveler, sadece çerçeve, bakın. TED هذه ليست نظارة, إنها إطار خالى من العدسات, فقط اطار خالي من العدسات.
    Belki de notların için gözlük lazım sana. Open Subtitles ربما أنت بحاجه لنظارة لأجل صفوفك المدرسية
    Olay yerinde bulunan gözlük pabucu var ya? Open Subtitles قطعة الأنفَ مِنْ الأقداح في مشهدِ الجريمةَ.
    Ve gözlük mercekleri... 17. yüzyıl ortalarında kullanılmaya başlandı. Open Subtitles ونظارات ثنائية البؤرة لم تخترع حتى منتصف عام 1700
    Karının üniversitede birkaç ders alması sorun ama çakma gözlük takıp, motosikletle şehri talan etmesi sorun değil? Open Subtitles لكن لا تمانع أن تضع نظارتها الخردة والتجوال فوق الدراجة؟
    - gözlük umurumda değil. Open Subtitles أنا لستُ من المهتمّين بالنظارات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more