"gözlükler" - Translation from Turkish to Arabic

    • النظارات
        
    • نظارات
        
    • نظارة
        
    • النظارة
        
    • النّظّارة
        
    • النظارت
        
    • نظاراتك
        
    • نظارتك
        
    • ونظارات
        
    Kontak lens ve gözlükler kırılma sorunlarını düzeltmek için ışığı büker. TED تعمل النظارات والعدسات اللاصقة على انحناء الضوء لتعويض تلك الأخطاء الانكسارية.
    Kimse de gözlükler ve topallama hakkında bir şey söylememişti. Open Subtitles ولم يقل احدهم شيئا عن النظارات او انه يعرج لذا
    gözlükler çok pahalı değil. Çok da fazla sayıda. TED النظارات ليست غالية جداً. وهي متوفرة جداً.
    Bunlar sıradan eşyalar: Saatler, anahtarlar, taraklar, gözlükler. TED هذه أشياء بسيطة: ساعات، مفاتيح، أمشاط، نظارات.
    Herkesten toplantı boyunca değişik kostümler giymelerini istedi; peruklar, çılgın şapkalar, tüylü atkılar, büyük gözlükler, vesaire. TED وطلب من الموظفين ارتداء زي في كل فترة اللقاء شعر مستعار ، قبعات غريبه ، شالات نظارات كبيره و من هذا القبيل
    gözlükler yüzünden olmasın? Open Subtitles ربما أنها نظارتك أنت لم تذهب أبداً لشراء نظارة جديدة
    Peki kimse sormayacak mı? Bu gözlükler ne için? Open Subtitles حسناً، أن يسألني أحدكم ما بال النظارات ؟
    gözlükler daha iyi görmenizi, işitme cihazları ise daha iyi duymanızı sağlar. Open Subtitles النظارات تساعدنا على النظر بشكل أقضل, ومساعدات السمع تساعدنا على السمع بشكل أفضل.
    Ayakkabılar, saç fırçaları, gözlükler, giysiler. Open Subtitles الأحذية ، وفرشاة الشعر النظارات والملابس
    Gözlerimle gördüm. Peruklar, gözlükler, makyaj malzemeleri. Gösteride kullanmıyoruz. Open Subtitles لقد رأيت الاغراض و النظارات و الباروكات و نحن لا نستعملها في العرض
    Peki kimse sormayacak mı? Bu gözlükler ne için? Open Subtitles حسناً، أن يسألني أحدكم ما بال النظارات ؟
    - Oh, evet. Bu gözlükler başımı filan döndürmüyor. Open Subtitles نعم ، تلك النظارات لا تجعلني اشعر بالدوار أو أي شيء
    Yeni gözlükler çok tatlı olmuş hayatım. Open Subtitles مرحباً حبيبتي، هذه النظارات الجديدة لطيفة حقاً عليك.
    O kaslı vücuda o küçük yuvarlak gözlükler pek uyumlu gibi gelmedi. Open Subtitles تلك النظارات المستديرة الصغيرة ..مع العضلات
    Saçları ayrık bir adam, gözlükler ve bir siyah çanta. Open Subtitles رجل بشعر مفرق يلبس نظارات و يحمل حقيبة سوداء
    Kapıya çarpmama engel ol ve gözlükler hakkında tek kelime etme. Open Subtitles فقط دون، ر اسمحوا لي أن ضرب إطار الباب وأبدا أذكر هذه نظارات واقية.
    - Çirkin dişler... teller, geleceği gösterecek kadar büyük gözlükler. Open Subtitles اسنان ضبي ، دعامات ، نظارات سميكة جداً يمكنني ان ارى من خلالها المستقبل
    Koyu gözlükler. Birisinde askeri saç kesimi vardı. Open Subtitles نظارات سوداء أحدهم كان له تصفيفة شعر عسكرية
    Piknikten bile hoşlanmam. Güzel gözlükler. Open Subtitles أنا حتى لا أحب النزهات الخلوية نظارة جميلة
    Sanırım gözlükler yüzünden net göremedim ve merdivenin içine kaydım. Open Subtitles لم أتمكن من النظر عبر النظارة و أنزلقت على السلم
    Oh, gözlükler. Seni göremedim. Open Subtitles آه , النّظّارة , لم يكن من الممكن أن أراك
    gözlükler için bir şey diyemiyorum ama. Open Subtitles ولست متأكد بشأن النظارت
    Resmi olarak kendi geleceğimi değiştiriyorum. gözlükler düşmesin. Open Subtitles أنا أغير رسميا الآن مستقبلي حافظ على نظاراتك
    Ayrıca, onlara emniyet yelekleri, eldivenler, yağmurluklar ve şehri yüksek çözünürlükte görmeleri için gözlükler veriliyor. Carroçaları da bu arada mükemmel gönüllülerimizce yenileniyor. TED بالإضافة، فإن جامعي النفايات يستلمون أيضا قمصانا وقفازات واقية ونظارات شمسية ومعاطف واقية من المطر حتى نرى المدينة بحق في حين أن عرباتهم تُرمم عن طريق متطوعينا الرائعين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more