Bir, iki, üç, dört! Sol. Asker, çıkar o gözlükleri. | Open Subtitles | واحد, اثنان, ثلاثة, اربعة اخلع هذه النظارات السوداء ايها الجندي |
"The Golden Girls"'teki birileri gibi... ..kısa şişe dibi gibi gözlükleri olan... | Open Subtitles | مثل تلك المغنية من فرقة الفتيات الذهبيات ؟ القصيرة صاحبة النظارات الغليظة |
modern sanat, ahenksiz müzik, caz, belki-- VR gözlükleri de bundan önemlidir-- ilginç objeler, sesler ve insanlar. | TED | الفن الحديث الموسيقا اللامقامية الجاز،ربما نظارات محاكات الواقع أشكال غربية ، أصوات و أشخاص |
Büyük gözlükleri olan adam dedi ki, "Zavallı telaffuzun yüzünden." | Open Subtitles | الرجل الذي كان يرتدي نظارات ضخمة قال: "بسبب تعبيرك الضحل." |
Ama genellikle, güneş gözlükleri ya da kristaller ve benzer aksesuarlarım olur, onları da seviyorum. | TED | ولكن في الحقيقة لدي اكسسوار مثل النظارة الشمسية أو أحب الكرستال وأشياء مثل هذه أيضا |
Şimdi o gözlükleri tak ve iyi bir çocuk ol. | Open Subtitles | والآن .. ضع هذه النظارات الآن , وستصبح ولد طيب |
Masanın üstündeki gözlükleri gördünüz mü? Onları ayin yaptıkları yerde bulduk. | Open Subtitles | هل ترى هذه النظارات على الطاولة وجدناها في موقع تنفيذ الطقوس |
Parfüm ve güneş gözlükleri ise her yerde kapış kapış gidiyor. | Open Subtitles | العطور و النظارات الشمسية أبقت كل شيء آخر واقفا على قدميه. |
Nereye bakarsanız takip eden gözlükleri takarak, tüm bedenin hissetmesini sağlıyorsunuz, gerçekten de oradaymışsınız gibi. | TED | عن طريق لبس هذه النظارات والتي تلاحقك أينما تنظر، ستحظى بهذا الاحساس على كامل جسدك، وكأنك في الواقع متواجد هناك. |
Ve bilirsiniz başı bu şekilde kapatmak son derece cazibelidir güneş gözlükleri gibi, gizleme ve ortaya çıkarma işini aynı anda yapıyor. | TED | و،تعلمون هذا النوع من أغطية الرأس هو شديد الروعة لأنه، كما النظارات الشمسية، يحجب ويكشف في نفس الوقت |
Yüksek deri çizmeleri, poturları, eski deri bir ceketi, muhteşem bir kaskı, ve o fevkalade gözlükleri, ve illa ki beyaz bir şalı olurdu rüzgarda uçuşan. | TED | يرتدي حذاء جلدي طويل, بنطال , سترة جلدية قديمة, خوذة رائعة وتلك النظارات البديعة وحتما وشاح ابيض ليتطاير مع الرياح |
gözlükleri neden sevdiğini biliyorum. Çünkü o gözlük takardı. | Open Subtitles | أعلم سبب قولك لهذا كانت ترتدي نظارات هي الأخرى |
Sakız çiğniyormuş, Amerikan gözlükleri takıyormuş, ve berbat bir Fransız aksanıyla konuşuyormuş... | Open Subtitles | و يرتدي نظارات أمريكية و كانت لكنته الفرنسية سيئة |
gözlükleri bu kadar kalın biri nasıl bu kadar salak olabilir? | Open Subtitles | كيف لشخص ذو نظارات سميكة أن يكون غبياً هكذا؟ |
Gece gözlükleri, bir Rus denizaltısının tuvalet tartısı süet çanta çantası mı? | Open Subtitles | نظارات رؤية ليلية؟ ميزان حمّام مصنوع من غواصّة سوفيتية؟ حقيبة من الجلد الطبيعي؟ |
Şu görüş alanı meselesi var, yani teknoloji bir şekilde aslında gözlükleri giyerek gördüğünüzden daha fazla bir görüntü gösteriyor. | TED | هناك مسألة متعلقة بمجال الرؤية، بطرقة ما ترينا التكنولوجيا رؤية أوسع مما يمكن أن تراه عبر النظارة. |
Ve gözlükleri olan diğeri. Bir başka müdavim. Bu onun 45. gelişi. | Open Subtitles | و الذي يرتدي النظارة إنها رحلته الخامسة و الأربعين |
Onu diri diri yer. Geriye sadece gözlükleri kalır. | Open Subtitles | سوف تاخذ حياته لن يتبقى شئ سوا التى ترتدى نظارة |
Sonra adamın boynunu kırmaya gitti ama gözlükleri düştü. | Open Subtitles | إذاً لماذا هو هارب الآن ؟ حينها ذهب ليكسر عنق ذلك الرجل لكن نظارته سقطت |
Gözündeki o gözlükleri bir tarafına sok,... boş oturma git çalış, kan emici! | Open Subtitles | وانت واضع نظارتك يجب أن تذهب للعمل المتطفلون! |
Beş dakika içinde tekrara geleceğim, tekrar menü dışı sipariş verirseniz o gözlükleri gözüne lens yaparım. | Open Subtitles | سأعود خلال خمسة دقائق وإذا طلبت من خارج القائمة مرة أخرى سأحطم نظاراتك على وجهك |
Ürkütücü gözlükleri olan 22 yaşında bir bakir olman da oldukça acı ama ben yüzüne vuruyor muyum? | Open Subtitles | اعتقد أنه من المُحزن ان تكون بعمر 22 سنة ولا تزال بِكراً مع تلك النظّارات المُزعجة لكنني لم أتقيأ |
Fakslar, gece görüşü gözlükleri... | Open Subtitles | الفاكسات, منظار الرؤيه الليليه, الفاكسات |
Ayrıca bu hem işe yarar hem de havalı görünen gözlükleri de aldım. | Open Subtitles | كما أني ابتعت نظّارات اللحام هذه التي تُعتبر عملّية وجذابة معًا. |
Bu ucuz gözlükleri bana satan sensin." | Open Subtitles | فأنت من باع لى تلك النظاره الرخيصه |
Modern gece görüş gözlükleri tam karanlıkta bile görüş sağlar,.. | Open Subtitles | مناظير الرؤية الليلية الحديثة توفر الرؤية في الظلام الدامس تقريباً |
Bu son geliştirdiğimiz: mikroçip Z-ray gözlükleri. | Open Subtitles | هذه هى آخر تطوراتنا عدسات مزودة بأشعة زد |
gözlükleri bul. | Open Subtitles | جِدي النظارتين. |
Pete ve Myke için gözlükleri alıyorum. | Open Subtitles | الموافقة، أنا سآخذ الأقداح إلى بيت وMyka. هل أنت موافقة هنا لوحدك؟ |