"gözyaşları" - Translation from Turkish to Arabic

    • دموع
        
    • والدموع
        
    • دموعها
        
    • دموعه
        
    • ودموع
        
    • بكاء
        
    • بدموع
        
    • دموعهم
        
    • بالبكاء
        
    • بالدموع
        
    • دمعة
        
    • دموعاً
        
    • دموعهن
        
    • الدموع
        
    • الدموعِ
        
    Kimin gözyaşları, intikam nehrini dolduracak kimin ruhu vahşi Karma ile dolacaktı? Open Subtitles دموع من سترفد نهر الانتقام ؟ روح من مثقلة بالآثام البشعة ؟
    Bunlar timsah gözyaşları değildi dostum. O aradığımız kişi değil. Open Subtitles تلك ليست دموع التماسيح يا رجل هذا الرجل ليس ضالتنا
    "Eve tam saat 9:26'da geldi." derken gözlerimde gözyaşları olacak. Open Subtitles سيكون هناك دموع فى عينى حين اقول لقد عاد ليونارد فى 9.26 بالتحديد
    Kızını terkediyor ve 20 yıl sonra sürünerek, gözyaşları içinde geri dönüyor. Open Subtitles لقد ترك ابنته, وبعد 20 سنة, عاد مرة آخرى والدموع في عينيه..
    O kalın camlı gözlükleriyle, gözyaşları dev gibi görünüyordu. Open Subtitles و بتلك النظرات السميكة دموعها تبدو عملاقة
    Hayat romanlar gibi değildir. Romanlar ve gözyaşları. Romanlar ve intiharlar. Open Subtitles الحياة ليست كالروايات , الروايات دموع , الروايات انتحار
    Gerçekten ağladı. gözyaşları domur domur olmuştu. Open Subtitles كان يبكى بحق دموع غزيرة كانت تنهمر على وجهه
    Bütün bu anlar zaman içinde yitip gidecek tıpkı yağmurdaki gözyaşları gibi. Open Subtitles كل تلك اللحظات ستضيع مع الوقت مثل دموع فى مطر
    Ağabeyimin gözyaşları şu anda yaşama isteklerini kaybetmiş insanların gözyaşları gibiydi. Open Subtitles .. كانت دموع أخي .. مشابهة لدموع الأشخاص الذين فقدوا سبب بقائهم على قيد الحياة في تلك اللحظة
    Gerçek gözyaşları. Bunun için fazladan para alıyor musun? Open Subtitles اوة, انظر دموع حقيقيه هل اخذتي اجر عالي على ذلك؟
    "her yerde sevinç gözyaşları ve mutluluk şarkıları vardı. Open Subtitles وكان هناك دموع الفرح وأغاني السعادة والأمير والأميرة
    İşte geliyor. Büyük gözyaşları. Timsahın gözyaşları. Open Subtitles هاهي قادمة، دموع كبيرة دموع التماسيح الكبيرة
    Bir yerlerde sevinç gözyaşları ve nefret gözyaşları arasında farklılıklar olduğunu okumuştum. Bu doğru mu? Open Subtitles قرأت أن هناك فرق بين دموع الفرح ودموح الغضب وأن هذا حقيقي
    "Bu 17 sene içinde bütün bu olan bitenlerle zulme uğrayanların gözyaşları hafiflemiyor." Open Subtitles . . بكل ما مر من تلك السنوات الـ17 إلا أن دموع المضطهدين . لم تجف
    Matt Chambers ın timsah gözyaşları onu almadan önce bu sadece bir zaman sorunsalıydı. Open Subtitles إنها فقط مسألة وقت قبل أن نرى إلى متى دموع التماسيح ستتمكن من مات تشامبر
    Aslında mutluluğun gözyaşları demeye çalışmaktır. Open Subtitles لذلك، أستطيع أن أسمح لنفسي وأقول إنها دموع السعادة
    Ve yeni doğan çocuğum ise beşiğinde ağlıyordu, gözyaşları yanağından akıyordu. TED وطفلي حديث الولادة في مهده، يبكي، والدموع تنهمر على وجهه.
    Göğüsler muhtemelen silikon ama oh Tanrım bu gözyaşları gerçek. Open Subtitles على الأرجح صدرها مزيف و لكن يا آلهى, دموعها حقيقية جداً
    Adam öğreniyor ki bardağın içine gözyaşlarını akıtırsa, gözyaşları inciye dönüşüyor. Open Subtitles وعرف أنه إذا بكى بالكوب تتحول دموعه إلى لألىء
    Kalbimde derman kalmadı. Ruhum kahır gözyaşları akıtıyor. Open Subtitles أسى القلب العميق، ودموع الكرب التي تذرفها الروح
    Sonra, uzun, gözyaşları içinde -yani senin açından- bir telefon konuşmasından sonra ayrılırız. Open Subtitles وبعد بكاء طويل من جانبك ،...
    Seni kollarını açarak karşılayıp mucizevi dönüşün karşısında mutluluk gözyaşları mı döktüler? Open Subtitles هل رحّبوا بك بالأحضان باكين بدموع الفرح لعودتك الأعجوبيّة؟
    Cehennem Tanrıçaları öç tanrıçalarıdır! gözyaşları kanlıdır, ve saçlarında yılan vardır. Open Subtitles الفيوريس آلهة الإنتقام دموعهم من الدماء ولديهم ثعابين بدلاً من الشعر
    Üçüncü cümlede, gözyaşları içindeydi. TED و عند الجملة الثالثة بدأت المرأة بالبكاء.
    ...kızım bana, zehirle damıtılmış sözlerle dolu ve gözyaşları içinde tehditler savurdu. Open Subtitles سأجد نفسي على الهاتف مع ابنتي في مكالمة لاذعة ساخطة مليئة بالدموع
    "'Ellerini nasıl sıktı? Birdenbire gözyaşları içinde mi ayrıldı?"' Open Subtitles "هل أمسك يدك بحنان؟" "هل أسقط دمعة وغادر فجأة؟
    gözyaşları uzun zamandır beni bekliyormuş gibi akmaya başladı. TED وسكب دموعاً بدت أنها قد خُبّئت خصيصاً لي.
    Evet. gözyaşları ve acıklı bir hikayeyle neler yapabildiğinizi gördüm. Open Subtitles سبق و رأيت إلى أين أوصلتنا الدموع و القصص الحزينة
    Çok sevdiğini söylerken döktüğün gözyaşları gibi. Open Subtitles مثل عندما أثرتَ تلك الدموعِ تَحَدُّث عن كَمْ أحببتَه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more