"güçlü olan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأقوى
        
    • قوية
        
    • الأقوياء
        
    • الرجل القوى
        
    • للأصلح
        
    • للأقوى
        
    • للاقوي
        
    • الذين هم أقوى
        
    • القوي سيصبح
        
    Annem öldüğünden beri, bilirsin, güçlü olan o olmak zorunda kaldı her şeyle ilgilenmek için. Open Subtitles كما تعلمين، منذ وفاة والدتنا، كان يجب أن تكون هي الأقوى لتعتني بنا وكل شيء.
    güçlü olan hayatta kalır. Genellikle, en basit organizmalar en güçlü olanlardır. Open Subtitles النجاة للأصلح ،دائماً الكائن الأبسط هو الأقوى
    Dişinin yumurtalarını daha güçlü olan ikinci erkek dölleyecek. Open Subtitles سيكون الذكر الثاني الأقوى هو الذي يخصب البيوض.
    Babamın dolabına bak. Kokusu en güçlü olan neyse onu kokla. Open Subtitles سوف نأخذ شيئاً من دولاب أبى أى شئ له رائحة قوية
    Aynı spor gibi, fakat onun yerine sadece burada gerçekten güçlü olan insanlar için. Open Subtitles مثل الرياضة تماماً، فقط للناس الأقوياء جداً هنا بدلاً من ذلك
    güçlü olan kendisi için ayağa kalkar. Open Subtitles الرجل القوى يدافع عن نفسه
    Ondan daha yaşlı olan tek kişi sensin daha güçlü olan sensin. Open Subtitles لقد كنت الشخص الوحيد الأكبر منه، الشخص الوحيد الأقوى منه
    İki kişi olduğu zaman, daha güçlü olan hayal gücü zayıf olanı alt eder ve kim bilir o zaman neler olur. Open Subtitles حينما يدخل فردان، يتغلّب الحلم الأقوى على الأضعف ولا ندري ما قد يحدث
    Saç bacağı ve sağ omzu yaralı ve pist sayesinde, yük daha güçlü olan sol tarafına binecek. Open Subtitles إصابته تكمن في رجله و كتفه الأيمنين لذا فالمسار يضع الحمل على الجانب الأيسر أي الأقوى لجسده
    Kan için kıvranmandan daha güçlü olan tek şey bu kıza olan aşkın. Open Subtitles الشيء الوحيد الأقوى من تعطشك للدماء.. هو حبك لهذه الفتاة لمً لا توقف مشاعرك كاملة؟
    Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. Kapat şunu. Open Subtitles الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء هو حبّكِ لهذه الفتاه، ابطله.
    Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. İnsanlığın seni öldürüyor. Open Subtitles الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء هو حبّكَ لهذه الفتاه، إنسانيّتكَ توهنكَ.
    Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. Open Subtitles الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء، هو حبّكَ لهذه الفتاه
    Gezegen, kendi yer çekimi ona yuvarlak şeklini verebilecek kadar güçlü olan bir cisimdir. TED الكوكب هو جسم له جاذبية ذاتية قوية بما يكفي لمنحه شكلًا دائريًا.
    Ayrıca en güçlü olan hayatta kalacak demek. Open Subtitles ويعني أيضاً أن الأقوياء منهم بـاقــون
    güçlü olan kendisi için kalkar. Open Subtitles الرجل القوى يدافع عن نفسه
    Dünyanın aşkla döndüğünü düşünemeyiz, güçlü olan kazanır. Open Subtitles لا يمكننا أن ندعي بأن العالم يدار على الحب إنه البقاء للأصلح
    Dünya soğuk ve acımasız biryer. güçlü olan yoluna devam eder. Sırtından bıçaklanmadan önce, en üste ulaşmak için elinden geleni yapmalısın. Open Subtitles إنه مكان موحش , والبقاء فيه للأقوى , ويجب أن تتغدي بالناس قبل أن يتعشوا بكِ
    Sen deo göründüğünden daha güçlü olan tiplerdensin. Open Subtitles أنت أحد الرجال الذين هم أقوى ممّا يبدون.
    güçlü olan zayıflayacak, zayıf olan güçlenecek. Open Subtitles القوي سيصبح الضعيف و الضعيف سيصبح القوي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more