| Onun ağnlarına da devamlı demir gülle kaldırması sebep olmuş. | Open Subtitles | جاء بنفسه متأثر عبر الرفع المزمن لكرة مدفع مصبوبة بالحديد |
| Hayır, kafam gülle gibi sağlamdır. | Open Subtitles | لو كان رأسي أكثر قساوة يمكنك استخدامه كقذيفة مدفع |
| Wagner Kalesinde bir adet 25 cm'lik Columbiad, üç adet mancınık, 90 kiloluk bir gülle, 25 cm'lik bir havan topu, dört adet 12 kiloluk hovitzer topu hazır. | Open Subtitles | الجدار سمكه عشرة بوصات مدفع مورتر عيار عشرة بوصات و أربعة مدافع هاويتزر |
| Ama hiç Japon görmedim ve bana doğru gelen gülle sesi hiç duymadım. | Open Subtitles | و لكنى لم أتعرض لأى طعنات , و لم أرى أى قذيفة تداهمنى |
| gülle Adam hemen herkes içine atmış olabilir diyor. | Open Subtitles | رجل قذيفة المدفع يقول ان أي شخص بامكانه ان يلقيه فيه |
| Speed Racer, gülle Taylor'ın ensesine dayandı. | Open Subtitles | أصبح (سبيد ريسير) يدق على باب (كانونبول تايلور). |
| gülle oradaki bir GDO'lu ürün laboratuvarında zombiler için bitkisel bir tedavi üretilmeye çalışıldığından bahsetmişti. | Open Subtitles | لقد كان (الكرة المدمّرة) يتحدّث كثيراً عن وجود علاج بالأعشاب لفيروس الزومبي يجري تحضيره في |
| Biliyorum. Libby Hala göle gülle atardı. | Open Subtitles | وعمّة ليبي يَعمَلُ قذائفَ مدفع إلى البحيرةِ. |
| Birinin kafasına gülle atsak ne olurdu acaba? | Open Subtitles | أتسائل ماذا لو ألقينا بكرة مدفع علي واحد منهم |
| Sen bakireysen nasıl oldu da yağlanmış gülle gibi çıktım oradan? | Open Subtitles | مهلا، إذا كنتِ عذراء كيف لي ان أُقذف خارجا ككرة مدفع مدهونة |
| Sesi bir gülle gibi çıkmalıydı. | Open Subtitles | هذا الصوت يجب أن يكون مثل صوت مدفع |
| Hayır, kafam gülle gibi sağlamdır. Çaydanlık taşacak şimdi. | Open Subtitles | لكان بامكانك استخدامها كقنبلة مدفع واو! |
| gülle yuvarlanıyor gibi. | Open Subtitles | يبدوا مثل كرة مدفع تتدحرج |
| - Flynn, gülle yok ki. | Open Subtitles | -فلن)، ليس هناك قذائف مدفع) |
| Normal bir gülle beni endişelendirmezdi ama o toptan çıkacak bir gülle? | Open Subtitles | قذيفة مدفعية لن تُقلقني لكن قذيفة مدفعية من ذلك المدفع ؟ |
| Küçücük bir yavruyken hep bunu hayal ederdim, insan gülle olmak isterdim! | Open Subtitles | لقد حلمت دوما بفعل هذا , منذ أن كنت جروا صغيرا كي أصبح قذيفة بشرية |
| Aslında... deniz aslanı gülle oluyor. | Open Subtitles | باستثناء , أنت تعلم .. أني سأكون قذيفة أسد البحر |
| Eğer bağırsaklarınıza bir gülle daha yerseniz, öleceksiniz. | Open Subtitles | لو تلقيت قذيفة أخرى في بطنك ، ستموت |
| gülle Taylor, gelmiş geçmiş en hızlı yarışçı. | Open Subtitles | (كانونبول تايلور)، أسرع سائق في تاريخ الجائزة الكبرى... |
| gülle Taylor'ın başı dertte. | Open Subtitles | (كانونبول تايلور) في مأزق. |
| Lakabı gülle. Kız kardeşimin oğlu. | Open Subtitles | ناديه (بالكُرة المدمّرة) , هو إبن أختي |