"güneş ışığını" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضوء الشمس
        
    • أشعة الشمس
        
    • طاقة شمسية
        
    • بضوء الشمس
        
    • شعاع الشمس
        
    • نور الشمس
        
    • بأشعة الشمس
        
    Nehirin ağzındaki alüvyon mercanın büyümesi için gerekli olan güneş ışığını engelliyor. Open Subtitles في فمّ النهر الغرين منع ضوء الشمس الذي تحتاجه الشعاب المرجانية للنمو
    Güçlenmek, büyümek ve üretmek için gökyüzünden gelen güneş ışığını kullanır. Open Subtitles انها تستخدم ضوء الشمس من السماء لتقوية نفسها و تنمو وتتكاثر.
    Bu resimde olduğu gibi, gezegeni bir yeşil-mavi mermer gibi görmenizin nedeni, güneş ışığını yansıtıyor olmasıdır ve okyanusları, bulutları, karayı görebilmemizin nedeni de budur. TED وعندما ترون الكوكب يشبه الرخام الأزرق والأخضر، مثلما يبدو في هذه الصورة، فذلك بسبب انعكاس أشعة الشمس فوق سطحه، وبذلك يمكننا رؤية المحيطات، والسحب، والأرض.
    Böylece büyük bir alandan güneş ışığını toplayabilirler. TED لذلك بإمكانها تجميع أشعة الشمس من مساحة كبيرة
    Buradaki pek çok hayvan gibi onlar da güneş ışığını besine çeviren mikroskobik yosunlarla sıkı bir ilişki içerisindedirler. Open Subtitles على غرار العديد من الحيوانات هنا انهم يعتمدون على اقامة شراكة وثيقة مع الطحالب المجهريه أيّ يحوّل طاقة شمسية إلى الغذاء
    güneş ışığını yüzümde hissettiğim son seferi hatırlayamıyorum. Open Subtitles لا اتذكر اخر مرة شعرت بضوء الشمس علي وجهي
    Sonradan, bulutlardan yansıyan güneş ışığını tespit sisteminin fırlatılmış füzeler olarak algıladığı ortaya çıkmış. Open Subtitles اتضح بأن شعاع الشمس انعكس على الغيوم والنظانم سحله على انه انذار هجوم
    Ve o zaman güneş ışığını onlara doğrulttuğunuzda ışık, tıpkı bir hayvanın gözünde olduğu gibi tersine yansıyacaktır. TED ثم, عندما تركز ضوء الشمس عليها نور الشمس سينعكس مرة أخرى كما حصل مع الضوء المنعكس من أعين الحيوانات
    güneş ışığını ve karbondioksidi şu an ciğerlerinizi dolduran oksijene dönüştürüyorlar. TED إنها تحول ضوء الشمس وثاني أوكسيد الكربون إلى الأكسجين الذي يملأ رئاتكم حاليًا.
    güneş ışığını da kişiselleştirebileceğimizi düşünüyoruz. TED نحن نعتقد أيضا بأنه يمكننا تخصيص ضوء الشمس.
    güneş ışığını biraz gölgeleyerek ek karbondioksiti de etkin bir şekilde... ...telafi etmek ve eskisine benzer bir iklim oluşturabilir miyiz? TED هل يمكنك أن تظلل بعض ضوء الشمس و تعادل بكفاءة ثاني أكسيد الكربون المضاف و تنتج مناخ يشبه المناخ الأصلي الذي كان
    Planımız, özetle, cadde üzerindeki güneş ışığını toplayan basit bir sistemle doğal güneş ışığını yeraltına çekmek, onu şehir kaldırımlarının aşağısına yönlendirmek ve yeraltına yönlendirilen ışıkla bitkilerin ve ağaçların büyümesini sağlamaktı. TED خطتنا،باختصار، أن نجذب ضوء الشمس الطبيعي إلى ماتحت الأرض باستعمال نظام بسيط يجمع ضوء الشمس في أعلى الشارع، وتوجيهه تحت أرصفة المدينة، مما سيسمح للنباتات والأشجار بالنمو بالضوء الذي سيوجّه تحت الأرض.
    Bu orman büyüdükçe, güneş ışığını engelliyor. TED بينما تنمو هذه الغابة فهي تحجب ضوء الشمس.
    İlkbahar sonunda, eğrelti otları ve kozalaklı ağaçlar en zengin hallerindeler kalın bir tente oluşturmuşlar, ve güneş ışığını azami şekilde soğurmaktalar. Open Subtitles في أواخر فصل الربيع, تصبح الأشجار السرخسية والصنوبرية في كامل خصوبتها وتشكل مظلة سميكة تحجب أي قدر من أشعة الشمس
    Gezegenin olağanüstü sarı bulutları güneş ışığını yansıtıyor. Open Subtitles تعكس السحب الصفراء المذهله المحيطة بالكوكب أشعة الشمس
    Toz ve kül tabakası güneş ışığını engelliyor bu da yüzey ısısını düşürüyor. Open Subtitles حسناً، طبقة الغبار والرماد، تحجب أشعة الشمس فتنخفض حرارة السطح
    Bir sülfürik asit sisi, gelen güneş ışığını engelleyip gezegeni karanlıklaştırdı. Open Subtitles ضباب حمض الكبريتيك حجبَ أشعة الشمس القادمة و أظلمَ الكوكب.
    Vampirlerin güneş ışığını sevmediğini zaten biliyoruz. Open Subtitles نعلم مسبقاً أن مصاصي الدماء يكرهون أشعة الشمس
    Sonra eski zamandan kalma güneş ışığını kullanmanın yolunu bulduk petrol ve kömürde gizli güneş ışığını. Open Subtitles و بعدها وجدنا طريقة لإستخدام الطاقة الشمسية القديمة طاقة شمسية مخزنة في النفط و الفحم.
    güneş ışığını hissetmek için. Open Subtitles أن نشعر بضوء الشمس
    güneş ışığını yap. Sessiz olacağım. Open Subtitles كرتك الصغيرة من شعاع الشمس حسناً .سأصمت
    güneş ışığını kesecek ve yüzeyin ortalama sıcaklığını hissedilir şekilde düşürecek. Open Subtitles ستمنع نور الشمس وسينخفض متوسّط درجة الحرارة السطحيّة بشكل ملحوظ.
    Pervazdan giren güneş ışığını hissedebiliyorum. Open Subtitles أستطيع أن أشعر بأشعة الشمس القادمة خلال الظلام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more