"güvence" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضمان
        
    • ضمانات
        
    • الضمان
        
    • الأمان
        
    • الضمانات
        
    • تأكيدات
        
    • تأكيداً
        
    • لضمان
        
    • أكدت
        
    • التأمينات
        
    • أكدّت
        
    • أمانٌ
        
    • أمنة
        
    • الطمأنينة
        
    • تضمن
        
    Kalite güvence teknisyenlerinden birinin beceriksizce bıraktığı bir dizi parmak izi. Open Subtitles أحدهم قام بسحب بصمة متروكة من قبل أحد تقنيين ضمان الجودة
    Çocuklar için biraz güvence bırakmak fena olmaz. Open Subtitles لن يكون الامر سيئاً بان تضع ضمان صغير للأولاد
    Ama hiçbir şey karşılıksız değil, çünkü hiçbir güvence yok. Open Subtitles ماعدا أنه لا يوجد أحد حر لأنه لا توجد ضمانات
    Bu kimsenin kolay kolay fiyat biçemeyeceği hayat boyu bir güvence. Open Subtitles الأن هذا بأكمله جيل من الضمان ذلك لا أحد يستطيع أن يضع قسيمة السعر عليه
    İnsanların orada çalışmasının nedeni; öncelikli olarak kendileri ve aileleri için ekonomik güvence yaratmak. TED والسبب الذي يجعل الناس يعملون هناك هو رغبتهم في الأمان الاقتصادي لهم ولعائلاتهم، أولًا وأخيراً،
    Ayrıca uzun vadeli arazi kira sözleşmeleri güvence altına alındı. TED وتوسيع قاعدة الضمانات لتغطي إيجارات الأرض على المدى البعيد.
    Açlık grevini bırakmaya hazır, eğer arkadaşlarına iyi davranıldığına dair, güçlü bir güvence verirseniz. Open Subtitles إنها مستعدة لترك إضرابها عن الطعام، لو قدمتوا لها ضمان مؤكد، أن زملائها سيتم التعامل معهم جيداً.
    Kendi geleceğimi güvence altına almak için seni öldürmemi engelleyecek olan nedir? Open Subtitles يجب أن تتوقف لي أحدهم قتل من أجل ضمان مستقبلي.
    Kalite güvence buraya bir beden yolladı. Open Subtitles قسم ضمان الجودة أرسل جثّة إلى هنا. قاطع الخشب من القسم الرابع عشر.
    Yargı süreci yok, anayasal güvence yok. Sadece biz varız. Open Subtitles لايوجد هنا اجراءات قضائية اعتيادية ولا ضمانات دستورية، فقط نحن
    O zaman dedim ki: "Üzgünüm binbaşı, güvence yoksa, tepe de yok." Open Subtitles عذراً أيها الرائد " "إن لم توجد ضمانات كافية فلن أقتحم التل"
    Daha fazla ileri gitmeden önce organizasyonunu benim tasarrufuma vereceğin konusunda resmi güvence isteyeceğim. Open Subtitles قبل أن نتابع أريد ضمانات رسمية بأن تضع منظمتك تحت تصرفي
    Ev bizim Sosyal güvence, Connie hala çalışıyor. Open Subtitles ونحن نملك المنزل، الضمان الاجتماعي، وكوني لا تزال تعمل.
    Sanırım hepimiz bugünlerde güvence arıyoruz. Open Subtitles أعتقد أن جميعنا يبحث عن الأمان هذه الأيام
    Borcunuzu geri ödeyeceğinize dair bize bir güvence göstermelisiniz. Open Subtitles نحن بحاجة إلى بعض الضمانات بأنك سوف تسددي القرض
    Özgürlüğünüze kavuşmanız için bundan çok daha fazla güvence gerekecek. Open Subtitles حريتكِ ستتطلب تأكيدات أعظم من هذه.
    Ama bana küçük bir parça güvence verdiler. Ben de ona sımsıkı tutundum. TED ولكنهم قدموا لي تأكيداً صغيراً، وأمسكت به؛
    Catering kalite güvence sisteminde iki model vardır. Bunlardan biri olan fast food modelinde TED تعلمون أن هناك نموذجين لضمان الجودة في خدمات المطاعم. الأول ممتثل بالوجبات السريعة،
    Mahkemede bizi suçlamaya yönelik ellerinde ne belge varsa... hepsini vereceğine dair savcılık makamı bana güvence verdi. Open Subtitles النيابة أكدت لي بأن هذا كل شئ أنهم يخططون لتقديمها ضدنا في المحاكمة
    Bu olayın tekrarlanmayacağına dair güvence olarak bana ve bu komiteye ne verebilir siniz? Open Subtitles ماهى التأمينات التى يُمْكِنُ أَنْ تَعطينى اياها وهذه اللجنةِ بِأَنَّ هذا الحدثِ لَنْ يَحْدثَ ثانيةً؟
    Ben de ona bir tane bile olmadığı konusunda güvence verdim. Open Subtitles ،وأنا أكدّت لها أنّه لا يوجد ثُمّ قابلتها
    Duygusal güvence en az fiziksel güvence kadar önemlidir. Open Subtitles ماذا؟ - أمانٌ عاطفي - إنَّه مهمٌ بدرجةٍ كبيرة كالأمان الجسدي
    Minimum güvence mesafesine ulaşmanıza dört dakika var. Open Subtitles انتباه حالة طارئة يجب أخلاء الطاقم على الفور لديكم 4 دقائق لبلوغ مسافة أمنة
    Flamanlara, Nazi ideolojisinin empoze edilmeyeceği konusunda güvence vermeye çalıştı. Open Subtitles لقد حاول بث الطمأنينة فى نفوس الهولنديين بأعلانه بأن الأيدولوجية النازية لن يتم تطبيقها
    Bir hava tahmini bir sokağın ıslanmasını güvence altına almaz. Bir su tankeri ise alır. Open Subtitles توقع المطر لا يضمن لك شارع مبتل وإنما الشاحنة تضمن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more