| Efendinin kanatları altında güvendesiniz. | Open Subtitles | أنت بأمان هنا ليس هناك ما يدعو للقلق بشأنه نحن جميعا هنا أصدقاء جيدون أنت تعلم |
| Yani biz oraya ulaşana kadar güvendesiniz demektir ama görünürde kalın. Dışarıya çıkmayın ve tuvalete bile gitmeyin. | Open Subtitles | لذا ستكونين بأمان حتى وصولنا، لكن إبقي مرئية، لا تذهبي خارجاً حتى إلى غرفة الإستراحة |
| Otelin içinde kaldığınız müddetçe güvendesiniz, ama buranın dışında bir temizlik ekibi oluşturmadan, dışarıya çıkmak güvenli değil. | Open Subtitles | الآن أنتم بأمان طالما بقيتم داخل هذا الفندق لكن من غير الآمن أن يخرج أحد إلا عندما نحضر فريق مسح بالخارج |
| Patron sensin. Hanımlar, artık güvendesiniz. | Open Subtitles | سأترككم الآن، أيها السيدات لتكونوا بمأمن |
| Uçakta banyoda olduğunuzdan daha çok güvendesiniz. İşte şeması. | Open Subtitles | نحن فى أمان فى الطائرات اكثر مما عليه فى البانيو, هاهو الهيكل. |
| Kılıcın olsa daha iyi, daha güvende hissederdin ama burada güvendesiniz. | Open Subtitles | أدري أن سيفك يمنحك شعوراً طيباً، شعور بالأمان، ولكنك آمنة هنا |
| - Devrede. Pekala. O evin içinde güvendesiniz. | Open Subtitles | حسناً , أنت بأمان داخل المنزل لو أراد أن يقتحم لما اتصل بك |
| Buraya vardığınızda güvendesiniz demektir. | Open Subtitles | بمجرد وصولكم إلى هنا، ستكونون بأمان المكان مُظلِم |
| Birleşmiş Milletler yakınında güvendesiniz. | Open Subtitles | أنتَ بأمان بالقرب من مبنى الأمم المتحدّة |
| Her şey yolunda. Biz FBI'danız. güvendesiniz. | Open Subtitles | لا بأس نحن عملاء فدراليون أنت بأمان الأن |
| Şimdilik, sen ve ailen burada güvendesiniz. | Open Subtitles | حتى هذه اللحظة ، أنت و عائلتك ستكونوا بأمان هنا. |
| Endişelenmeyin, artık güvendesiniz. Sizi buradan çıkaracağız. | Open Subtitles | لا داعي للقلق ، أنتم بأمان الآن سنخرجكم من هنا |
| İkiniz de güvendesiniz ve hayatınıza devam edebilirsiniz. | Open Subtitles | أنتما بأمان. يمكنكما أن تكملا حياتكما العادية. |
| Lafıma inanmamanızı da anlıyorum ama artık güvendesiniz. | Open Subtitles | وأنا أقدر تماماً سبب عدم ثقتكِ بما أقول، ولكنكما بأمان الآن. |
| Dinleyin bu bileklikler takılıyken tamamen güvendesiniz. | Open Subtitles | ولكنأنصتوا.. إذن ارتديتم هذه الأساور ستكونون بأمان اتفقنا؟ |
| Bir şey duymuyorsanız, güvendesiniz demektir. | Open Subtitles | اذا لم تستطيعى سماع أى شئ اذا أنتى بمأمن |
| Gördüğün gibi, maddi açıdan çok güvendesiniz. | Open Subtitles | لذلك يمكنكى أن تعرفى أن أموالكِ فى أمان تام |
| Beyler ve bayanlar, güvendesiniz, dışarı çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | كل الحق ، أيها السيدات والسادة ، يأتي على الخروج. أنت الآن آمنة. |
| Yüzbaşı. Oturun, güvendesiniz. Şans'tan mı bahsetmek istiyorsun? | Open Subtitles | اجلس كابتن انت فى امان هل تريد ان تتكلم عن هذا |
| Şimdilik burada güvendesiniz. Bu odada izinizi bulamazlar. | Open Subtitles | إنّكَ في مأمن هنا في الوقت الراهن، لن يتمكّنا من تعقّب هذه الغرفة إليكَ |
| Bu insanlara "güvendesiniz. Sevdikleriniz güvende. | Open Subtitles | قريبون من القدرة على إخبار هؤلاء الأشخاص بأنهم آمنون |
| Aşağıdaki salaklar eski evinizi yakabilir ama siz burada güvendesiniz. | Open Subtitles | يمكن لأؤلئك الأغبياء أن يحرقوا منزلكم و ستكون آمنين هنا |
| Her şey yolunda. İkiniz burada güvendesiniz. | Open Subtitles | ولكن لا تقلقى،كل شيء على ما يُرام كليكما بمأمنٍ هنا. |
| - Burada güvendesiniz. | Open Subtitles | -انك بامان هنا. |
| Benimle oldukça güvendesiniz. Ben komunist değilim. İçilmez olacak. | Open Subtitles | انت فى آمان جدا معى انا لست شيوعية شرابهم لايمكن شرابه |
| Sadece bir kabustu. Burada güvendesiniz. | Open Subtitles | لقد كان مجرّد كابوس أنتِ بأمانٍ هنا |
| Kendinizi evinizdeymişsiniz gibi hissedin, burada güvendesiniz. | Open Subtitles | الاسترخاء، وتجعل نفسك في المنزل هنا، أنت آمن. |
| Tüm gün boyunca yanmaya devam etti.Burda güvendesiniz. | Open Subtitles | لقد كانت تحترق طول اليوم، أنت آمن هنا. |