Senin dostundur kendisi, bize yardım edeceğini söylemişti. Güvenebileceğimiz tek kişi o. | Open Subtitles | انه صديقك,قال انه سيساعدنا انه الشخص الوحيد الذي نثق به |
Ama doktor bebeğin yakında sokak hayvanı bulunmasını istemedi, bu yüzden onu evlat edinecek Güvenebileceğimiz birini bulmalıyız. | Open Subtitles | لكن الدكتور لا يريد أي حيوانات ضالة حول الطفل لذا ، علينا أن نجد شخص نحن نثق به لـ يتبناه |
Güvenebileceğimiz, dürüst birisini bulmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نجد شخصاً ما يمكننا الوثوق به شخصاً أميناً |
Tanrı biliyor ya, Güvenebileceğimiz tek kişi sensin. | Open Subtitles | لإن الرب يعلم أنك الوحيد الذى يمكننا الثقة به |
Güvenebileceğimiz birkaç adam tanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أعرف بعض الأشخاص الذين يمكننا الإعتماد عليهم |
Polise kadar uzanıp, Güvenebileceğimiz kim var diye bir bakacağım. | Open Subtitles | سأحاول الإتصال بالشرطه لأرى من منهم نثق به |
açıkça burada Güvenebileceğimiz kimse yok ne yapmam gerek şimdi? | Open Subtitles | يبدو جلياً أنه لايوجد أحد نستطيع أن نثق به هناك لذا مالمفترض علي فعله؟ |
Ama hala hükümet içinden Güvenebileceğimiz birisine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكن هذا لا يغير حقيقة أنّنا مازلنا بحاجة لأحد من داخل الحكومة نثق به |
Şaka bir yana beyler, bu Güvenebileceğimiz bir adam mı ? | Open Subtitles | ضعوا النكات جانباً أيها السادة هل هذا النوع من الفتية يُمكننا أن نثق به ؟ |
Eğer Güvenebileceğimiz bir dost istiyorsak onu kadroya prensip üzerine eklememiz lazım. | Open Subtitles | إذا كنّا نريد حليفًا نثق به . إذا كنّا سنقوم بتجنيده على مبدأ |
Sonunda tam anlamıyla Güvenebileceğimiz tek kişi kendimizdir. | Open Subtitles | في النهاية الشخص الوحيد الذي نستطيع الوثوق به يقيناً هو أنفسنا |
Güvenebileceğimiz başka kimse yok. | Open Subtitles | اتصلت بالفتيات، لا يوجد أحد نستطيع الوثوق به |
Güvenebileceğimiz vampirler arıyoruz. | Open Subtitles | كنّا نبحث عن مصاصي دماء يمكننا الثقة فيهم |
Güvenebileceğimiz vampirler arıyoruz. | Open Subtitles | كنّا نبحث عن مصاصي دماء يمكننا الثقة فيهم |
Her an Güvenebileceğimiz yegâne şey, birimizin yapacağı bir hatayı kalan altımızın telafi edeceğidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكننا الإعتماد عليه في أي لحطة هو أنه الـ 6 أشخاص يدفعون ثمن غلطة إرتكبها أحدنا |
Bizi kurtarmaları için Güvenebileceğimiz başka jenerasyon olmayacak. | Open Subtitles | ليس هناك جيل المستقبل الأخرى التي يمكننا الاعتماد على لإنقاذنا. |
Gerçekten sağlıklı yiyecekler üreten, Güvenebileceğimiz, saydam bir gıda sistemine ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة حقاً لشفافية في أنظمتنا الغذائية لكي نثق بها أنظمة قادرة على إنتاج أغذية صحية. |
Güvenebileceğimiz kimse yok. Berlin'de hiç yok. | Open Subtitles | لا يوجد أحد نستطيع أن نثق فيه ليس في برلين |
Güvenebileceğimiz kaynaklar bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة لمصادر نستطيع الإعتماد عليها |
Wade ve benim Güvenebileceğimiz tek şey zamanlamamızın hep yanlış olacağı. | Open Subtitles | حسنا . وايد و أنا الشىء الوحيد الذى يمكننا أن نعتمد عليه |
Babam Güvenebileceğimiz birkaç kişiyi tanıyordu. | Open Subtitles | . أبى كان يعرف أن هناك رجلان يجب أن نأتمنهم |
Anladığım kadarıyla bunu yapmak istemiyorsun, Dana ama sen Güvenebileceğimiz tek kişisin. | Open Subtitles | أنا أفهم إذا أنت لا أرد أن يعمل هذا، دانا... لكنّك الوحيدون الشخص الذي نحن يمكن أن نأتمن. |