"güvenliğini" - Translation from Turkish to Arabic

• أمن
• الأمن
• سلامتك
• أمان
• بأمن
• بأمان
• آمنة
• سلامته
• سلامتها
• تأمين
• الأمان
• الحماية
• امن
• بحماية
• بتأمين

Terörizm modellerini düşünün, çocuk kaçırma, havayolu ya da araç güvenliğini.
لنفكر بنماذج الإرهاب، اختطاف الأطفال، أمن الطيران، أمن السيارات.

Ama benim için küresel sağlığın güvenliğini korumak ve kitleleri evlerinde ve yurt dışında güvenli tutmak bir onurdu.
ولكن بالنسبة لي الفرصة لحماية أمننا الصحي العالمي والحفاظ على أمن المجتمع في الداخل والخارج إنها كانت شرفاً.

Ama Gerhardt şu anda ülkenin güvenliğini yerle bir ediyor.
ولكن تحويل الأمن في البلاد وإعادته إلى أحداث 11 سبتمبر

Yardımını kullanabilirim ama güvenliğini garanti edemem.
ربما أمكنك مساعدتى ولكنى لست مسؤلا عن سلامتك

Özgür dünyanın güvenliğini tehlikeye attı... ve yaptıklarının sonuçlarına katlanmak zorunda.
وضعت أمان العالم الحر في خ طر ويجب أن تتعرض لعواقب تصرفاتها

Bunun üzerine tüm üssün güvenliğini bahis konusu yapmaya hepiniz isteklisiniz.
أنتم جميعاً تريدون المخاطرة بأمن القاعدة

Biri, insanların güvenliğini sağlamak ve farketmelerini ummak.
الأولى، هي جعل الناس حقا بأمان و التمني أنهم سيتنبهون.

Bindiğim uçağın güvenliğini kontrol eden başka bir gruba inandım.
لقد اعتمدت على مجموعة أخرى ليحددوا ماذا كانت الطائرة آمنة للطيران.

Dünyanın güvenliğini sağlıyoruz, bunu nasıl yapıyoruz?
نحن نقوم بحفظ أمن العالم، وكيف نقوم بذلك؟

Bir arkadaşım ve eski meslektaşım, Hisham Almiraat, Fas'ta altı diğer aktivistle birlikte devlet güvenliğini tehdit etmekten cezalandırıldı.
صديق وزميل سابق لي هشام الميرات قد اُتهمَ بتهديد أمن الدولة مع ست نشطاء آخرين في المغرب.

Bizim sağladığımız istihbarat olmasa, hiçbir ülke vatandaşlarının güvenliğini sağlayamaz.
.. بدون معلوماتنا، لن تستطيع أي دولة أن تضمن أمن مواطنيها ..

Bazı diplomatlar, şehir uzmanları ve konuyla ilgili diğer uzmanlar 21. yüzyılın güvenliğini şekillendirecek 40 ila 50 arası kırılgan şehir olduğunu söylüyorlar.
الآن، بعض الدبلوماسيين ومختصو وخبراء التنمية، يتحدثون عن 40 إلى 50 ولاية هشة ستؤثر على الأمن في القرن 21.

Eğer yetişkinlerin güvenliğini sağlayamazsanız, Afrikalı çocuğunkini de sağlayamazsınız.
إذا لم تستطع تأمين الوالدين لا تستطيع منح الأمن للطفل الأفريقي

Can güvenliğini garanti edebilirim. Serbest bırakılmanı emredebilirim.
,يمكنني ضمان سلامتك ..يمكنني الامر باطلاق سراحك

Bu bilgiyi vermeyi çok isterim... eğer tercihin... kendi güvenliğini...
يسعدني أن أعطيك هذه المعلومة إنه من الأفضل أن تأخذ سلامتك بعين الاعتبار

Orada bulunan aileleri temin ederim ki, bölgedeki vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için bizler elimizden gelen her şeyi yapmaktayız.
أولئك الذين هناك وأقول لهم بأنّنا نقوم بعمل كل شئ نقدر عليه محاولةً لضمان أمان مواطنينا هناك

- Teşekkürler. Kampüs güvenliğini arar, çıktığını söylerim.
سأتصل بأمن الحرم الجامعي و أقول لهم أنك في طريقك إليهم

güvenliğini sağlamak için özenli bir plan hazırlamıştır şüphesiz.
وهو بلا ريب قد قام بترتيب بعض الأعمال ليوصّلك بأمان هناك

Zengin arkadaşlarının güvenliğini düşünüyorsan tabi.
بعض النصائح في محاولة لابقاء لكم وأصدقائك الغنية آمنة

Polis değilim, sadece kişisel güvenliğini düşünen sıradan bir vatandaşım, tamam mı?
أنا لست شرطياً، أنا مجرد مواطن عادي قلق على سلامته الشخصية، حسناً؟

Ona güvenliğini sorduğumda omuzunu silker.
إنها تهز بكتفيها كل مره عندما أسالها عن سلامتها.

Yapmanız gereken düşman olmayanları ayırıp güvenliğini sağlamak. Bir de bunun stresine giremem!
مهمتكم هي تأمين وعزل النّيران الصديقة، لا يمكنني التأكيد على هذا بما يكفي

Başka şeyler de sarpa sarmadan önce onun güvenliğini sağlamam lazım.
الآن أنا بحاجه لجلبها لبر الأمان قبل ان تزداد الأمور سوءً.

Senin yapman gerekense paranı şirketten kurtarana dek kendi güvenliğini sağlama almak.
لذا سيكون عليك أن تُشدد الحماية حتى تستطيع نقل أموالك مِنَ الشركة

Bu üssün güvenliğini, belki de yardım edemeyeceğimiz birini kurtarmak için tehlikeye attım.
لقد عرضت امن القاعدة للخطر من اجل انقاذ شخص كان بعيداً عن المساعدة.

Kusura bakmayın, medeni dünyanın güvenliğini ilgilendiren kısa ama önemli bir mesaj vermem gerekiyor.
أعتذر منكم على طريقتي في تقديم نفسـي ولكن لدي رسالة مهمة تتعلق بحماية عالمنا المتحضر

Ama iş sınırın güvenliğini sağlamaya geldiğinde çok az bilgimin olduğu bir şeydi.
فعندما يتعلق الأمر بتأمين حدودنا فهو أمر لدي فيه بعض العلم.