"güvenmediği" - Translation from Turkish to Arabic

    • يثق
        
    Başka bir kahraman polis, Süper Çocuk diye bilinen Murray Babitch arkadaşının ölümüne sebep olan sisteme güvenmediği için George Washington Köprüsü'nden atladı. Open Subtitles شرطي بطل آخر مياري بابيتش الملقب بالفتى الخارق لم يثق بالنظام الذي حطم صديقه وقفز من فوق جسر جورج واشنطن
    Ama bunun yerine federallere güvenmediği için kanıtları kendi bulmaya kalkıştı. Open Subtitles لكن عِوضاً عن ذلك، مكث هناك محاولاً الحصول على الدليل بنفسِه. لأنه لا يثق بالفيدراليين.
    Kitty, okuldaki herkes iki yüzlü, yalancı ve kimsenin güvenmediği bir sürtük olduğun için senden nefret ediyor. Open Subtitles الجميع في المدرسة يكرهونك لأنك حقيرة صاحبتة وجهين وكاذبة ولا أحد يستطيع أن يثق بك.
    Hiç kimsenin güvenmediği bir kadın için kariyerini harcamak istediğine emin misin? Open Subtitles ألا تخجل من تضييع حياتك المهنية على إمراة لا يثق بها أحد ؟
    AmaFiravun güvenmediği hatta ölümle onun prenses . Open Subtitles لكن الفرعون لم يثق في الأميرة، حتى بعد موتها.
    - Evet, bize güvenmediği için FGE'ye bel bağlamıştı. Open Subtitles أجل، الذي أبقى مجموعة المراقبة الفيدرالية على إطلاع لأنّه لا يثق بنا.
    İnsanların güvenmediği ilk politikacı ben değilim. Open Subtitles حسناً, لست السياسي الأول الذي لا يثق به البعض
    Sonum, ailelerin güvenmediği o servis şoförleri gibi olacak. Open Subtitles سينتهي بي المطاف سائقاً لأحد الباصات الذين لا يثق بهم الآباء
    Etrafında güvenmediği kim varsa öldürmek istiyordu. Open Subtitles يبدأ يرغب بقتل الجميع من حوله لانه لا يثق بهم
    Şimdi bana yalan söylüyor, sen istediğin için mi yoksa bana güvenmediği için mi bilmiyorum ama kaldıramıyorum Nate. Open Subtitles والآن هو يكذب عليّ ولا أعلم إن كنت قد أخبرته بأن يفعل أو لأنه لا يثق بي
    Şimdi bana yalan söylüyor, sen istediğin için mi yoksa bana güvenmediği için mi bilmiyorum ama kaldıramıyorum Nate. Open Subtitles والآن هو يكذب عليّ ولا أعلم إن كنت قد أخبرته بأن يفعل أو لأنه لا يثق بي
    Evet ama sırf doktorlarına güvenmediği için geliyor. Göçmen olmalarıyla ilgili bir şeyler dedi ama. Open Subtitles أجل، لكن فقط لأنه لا يثق بطبيبيه، شيء له علاقة بكونهما مهاجرين أو شيء من هذا؟
    Belki de kimsenin güvenmediği, etrafta dolaşıp üstünü çıkarırken herkesin dikizlediği bir kızı ele geçirmekten fazlasını akıl edebilirler. Open Subtitles أو ربما أنهم يعرفون أفضل من وضع أنفسهم مكان الفتاة التي لا أحد يثق بها حتى يتمكنوا من التجسس عليها
    Karısının, yani annenin, kendi kocasının bile güvenmediği çıkarcı bir yaratık olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعرف زوجته ، أمك إنها مخلوقة مُتلاعبة والتي لم يثق بها زوجها
    Tabi ki, kuşku tohumlarını ekmek.... ...kimse size güvenmediği sürece çok zordur. Open Subtitles ... إنه بكل تأكيد يحاول زرع بذور الشك ... إنه من الصعب ألا يثق بك أحد
    Baban sana güvenmediği için kendini çok kötü hissetti. Open Subtitles لقد شعر اباك بشعور شنيع لانه لم يثق بك.
    Belki güvenmediği sen değilsindir. Open Subtitles لانها ليست مشكلتك فهو لا يثق بطبيعته
    güvenmediği annesi, onursuz bir adamın lafını ona taşırsa, inanır mı sence? Open Subtitles أم لا يثق بها . تحمل كلمة رجل في خزي
    Bana güvenmediği sürece onu koruyamam. Open Subtitles -هذا ليس خيالاً لا يمكن أن أحميه إن كان لا يثق بي
    Kariyerini kimsenin güvenmediği bir kadının üzerine oynayarak riske atmak ayıp olmaz mıydı? Open Subtitles ألن يكون من العار أن تضيّع مستقبلك المهني لأجل إمرأة... لا يثق بها أحد؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more