"güzel şeyleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأشياء الجيدة
        
    • أشياء جميلة
        
    • أشياء لطيفة
        
    • الاشياء الجميلة
        
    • الاشياء الجيدة
        
    • الأشياء الرائعة
        
    • الأمور الحسنة
        
    • اشياء جميلة
        
    • الأشياء الجيّدة
        
    • الأشياء اللطيفة
        
    • الأمور الجيدة
        
    • أشياء جيدة
        
    • هذه الأشياء الجميلة
        
    • الأشياء الجميلة في
        
    Benim için yaptığın ve hiç bilmediğim bütün o güzel şeyleri. Open Subtitles كل الأشياء الجيدة التى فعلتها معى والتى لم أكن أعلم بها.
    Hayatın bütün güzel şeyleri. Hepsi benim. Open Subtitles كُلّ الأشياء الجيدة في الحياةِ شعار النبالة
    Evet, senin gibi bütün gün oradan buraya koşuşturan güzel şeyleri yakalamalı... ve böylece maaşımı almalıyım. Open Subtitles . نعم. أقوم بتفتيش أشياء جميلة مثلك طوال اليوم.
    Ne zaman kendimi mutsuz hissetsem, güzel şeyleri düşünmeye çalışırım. Open Subtitles عندما أشعر أنني غير سعيدة فقط أفكر في أشياء لطيفة.
    Yavanız. Küçük ve güzel şeyleri görmekte çok zorlanıyoruz. Open Subtitles بلا روح , نحن نعمى تماما عن الأشياء الصغيرة الاشياء الجميلة
    Sadece güzel şeyleri çalış hatırlamaya. Open Subtitles قبل أن تصبح فقط تذكر الاشياء الجيدة التى فعلتها من أجلك الاشياء الجيدة فقط
    iPhone'daki devrimci alışılmışında düşünülen güzel şeyleri kimin para sağladığını sorun. TED تساءلوا من موّل هذه الأشياء الرائعة جدا، الثورية والمبدعة، الموجودة في الآيفون.
    Her şeyi hatırlamanı istiyorum. Bütün güzel şeyleri hatırlamanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أنْ تتذكّر كلّ شيء كلّ الأمور الحسنة التي لدينا
    Neden bütün güzel şeyleri sansürlüyorlar? Open Subtitles ماذا بحق الجحيم؟ إنهم يحجبون كل الأشياء الجيدة
    Ah, sonunda. Galaksideki güzel şeyleri takdir eden birisi. Open Subtitles أخيراً، أحدهم يقدر الأشياء الجيدة في المجرة
    Bütün güzel şeyleri bize toprak verir. Open Subtitles الأرض تعطينا كل الأشياء الجيدة
    Ama lemuru gibi o da şu anda bulunduğu yerde ki güzel şeyleri keşfetti. Open Subtitles أدركت أنها تستطيع أن تجد أشياء جميلة في المكان الموجودة فيه
    Bunu almanı istiyorum. güzel şeyleri hak ediyorsun. Open Subtitles أريدكِ أن تأخذي العقد أنتِ تستحقين الحصول على أشياء جميلة
    Böyle güzel şeyleri anonim olarak göndermek cesaret ister. Open Subtitles يجب ان تكون شجاعة كبيرة لنشر أشياء جميلة بدون أســــم
    Basının yaptığın şeyle ilgili söyleyecek güzel şeyleri var. Open Subtitles زيارتها الصحافة بالتأكيد أشياء لطيفة ليقوله عن عملك.
    - Sonra, New Dawn'ın, toplum için yaptıkları güzel şeyleri kutlamak için büyük bir sömestr sonu partisi yapacaklarından bahsetti. Open Subtitles - وذكر لي ان فرقة الفجر الجديد ستقوم بحفلة كبيرة لنهاية السنة للاحتفال بكل الاشياء الجميلة اللتي قاموا بها للمجتمع.
    Daire. Müzikle birlikte düşün, bütün güzel şeyleri. Open Subtitles حاول ان تتعايش مع الموسيقى واللعب وكل الاشياء الجيدة.
    Bunu dene: eğer ilacı yaparsan olabilecek güzel şeyleri düşün ve eğer ilacı yapmazsan olabilecek kötü şeyleri. Open Subtitles جربهذه: فكر في كل الأشياء الرائعة التي سوف تحدث إذا قمت بصنع المخدر
    Onunla ilgili güzel şeyleri hatırlamak zorundasın bunun gibi. Open Subtitles عليك أن تتذكر الأمور الحسنة بشأنه... مع هذه
    Bir yandan da üzülüyorum... ..güzel şeyleri, zengin olmayan birine almak da hoş olabilirdi. Open Subtitles اننى آسف بطريقة ما لأنه سيكون مرضيا لشراء اشياء جميلة بلا معنى لأحد لم يملكها من قبل
    Doğru. güzel şeyleri taklit ettim tabii ki. Sen öyle öğretmiştin. Open Subtitles صحيح ، بالطبع الأشياء الجيّدة تُقلّد ، هذا ما علمتني إياه
    Yani dansta beni öyle nasıl savunduğunu ve söylediğin... o kadar güzel şeyleri düşündüm de. Open Subtitles لقد فكرت كيف دافعت عني في الحفلة و كل الأشياء اللطيفة التي قلتها
    Bazen insanlar öldüğünde kötü olan her şeyi unutup yalnızca güzel şeyleri hatırlarız. Open Subtitles ببعض الأحيان، عندما يتوفى أناس ما، ننسى كل الأمور السيئة بشأنهم، ولا نتذكر سوى الأمور الجيدة.
    İşte, bunları bir web sitesinden aldım yanından ateşli bir hatun geçerken söylenebilecek güzel şeyleri yazmışlar. Open Subtitles جلبت هذه من مواقع التي تقول لك أشياء جيدة لتقوله لأمرأة عندما تمشي بقربك
    Bütün bu güzel şeyleri bana kim öğretti dersiniz. Open Subtitles خمنوا من هو الشخص الذي علمني كل هذه الأشياء الجميلة
    Oh, unuttum. Dünyadaki bütün güzel şeyleri görmem gerekiyordu. Open Subtitles لقد نسيت المفروض علي رؤية كلّ الأشياء الجميلة في هذا العالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more